CHP'de Tüzük Kurultayı'nın ikinci günü gerginliklere sahne oldu. Sabah basınla paylaşılan programda, konuşmacılar arasında yer almayan Yavaş, konuşmacı olduğunu programın başlamasına 1 saat kala öğrendi. İmamoğlu'nun ardından kürsüye gelen Yavaş'ın sözleri salonda soğuk rüzgarlar estirdi. Polemik çıkarmak istemediğini belirten Yavaş, “Ekrem Başkanımın güzel konuşması gibi bir konuşma yapmak isterdim, Türkiye’nin tüm sorunlarına değinen ve fikirlerimi de açıklamak isterdim. Ama maalesef bir saat önce bana telefon açılıp 'siz de konuşun' dendi. Bir kasıt aramıyorum ama kurumsal bir partide eğer iki belediye başkanı konuşturuluyorsa şöyle bir sorun vardır” dedi.
KONUŞMA HAZIRLAYABİLİRDİK
“Aylardır yapılan fitne ateşine yani ‘Ekrem mi Mansur mu’ şiddetli bir şekilde karşı çıkıyorum” ifadelerini kullanan Yavaş şöyle devam etti: “Bu konuda Sayın Genel Başkanımızın görüşü ve açıklaması belli. Biz 14 tane Büyükşehir Belediye Başkanıyız sadece ikisini konuşturursanız buradan biz de fitne ateşine odun atmış oluyoruz. Yani ben isterdim ki bütün arkadaşlarımız bu konuda görüşlerini açıklasın. Ya da ileriye dönük bir şey düşünülüyorsa ikimiz de aynı şeyleri anlatacağız aynı duygulara sahibiz. En azından bir gece öncesinden prompter hazırlayarak bir konuşma hazırlayabilirdik. Biz de Türkiye'ye bir mesaj verebilirdik."
ÖZEL'DEN FAZLA ALKIŞ ALDI
Kurultayın ikinci gününde İstanbul Büyükşehir Belediye (İBB) Başkanı Ekrem İmamoğlu'nun aldığı alkışın Genel Başkan Özel'den fazla olması dikkat çekti. İmamoğlu, hakkındaki yargı kararını sert ifadelerle eleştirdi. İmamoğlu'nun, "Ne yaparlarsa yapsınlar yine kazanacağız ve kazanacağız daha büyük kazanacağız" sözleri delege tarafından ayakta alkışlandı. Konuşması sık sık alkışlarla bölünen İmamoğlu'nun, Özel'den daha fazla alkış alması, delegeler tarafından "İmamoğlu, gerçek liderin kim olduğunu gösterdi" şeklinde yorumlandı.
Tekrar kurultaya gidiyor
Tüzükteki değişikliklerini ezici bir çoğunlukla onaylatan Özel, partiyi en az 6 en fazla 10 ay içinde Program Kurultayı'na götüreceğini söyledi. Özel, erken seçim çağrısında bulunmadığını söylese de Kasım 2025'i işaret ederek, bir kez daha erken seçim istedi.
İmamoğlu’na liderlik yolu
CHP'de Tüzük Kurultayı, Genel Merkez'in istediği şekilde sonuçlandı. Bin 325 delegenin 1000 küsuru tüzük değişikliğine evet oyu verirken, muhalefetin oyu 50'ye ulaşamadı. Alınan bu sonuçta İmamoğlu'nun etkisi büyük oldu. İmamoğlu'na yakın delegeler, "Bu sonuçla İmamoğlu için liderlik yolu açıldı." yorumunu yaptı.
ARTIK GENİŞ YETKİLERİ VAR
İmamoğlu'nun, güçlü Genel Sekreterlik ve Parti Meclisi'ne gerekli görülen hallerde parti programını ve tüzüğünü değiştirme yetkisini tanıyan maddelerin mimarı olduğu ifade edildi. Tüzükte cumhurbaşkanı adayının belirlenme yönetiminin boş bırakıldığına değinen kaynaklar, "Bu nokta üzerinden hem tüzük hem de seçimli kurultaya gidilebilir" diyerek, olası kurultayda İmamoğlu'nun olası Büyük Kurultay'da liderlik koltuğuna oturabileceği imasında bulundu.
PARTİ POLİTİKASINI BELİRLEYECEK
İmamoğlu'na yakın delegasyon üyeleri, Genel Sekreter'e tanınan 'parti politikasını belirleme' gücüne dikkat çekti. Kaynaklar, "Bu tüzük değişikliğiyle İmamoğlu, genel başkanlık koltuğu için net bir hamle yaptı. Örgütü parti politikasını doğrudan Genel Sekreter'e bağladı. Böylece Genel Başkan'ın tek başına hareket kabiliyetini sınırladı. İlerleyen süreçte İmamoğlu, partinin liderliğini devralabilir" ifadelerini kullandı.
UZLAŞILAN METİN DEĞİŞTİRİLDİ
Öte yandan parti içi muhalefet ise Tüzük Hazırlığı Komisyonu'nda sağlanan uzlaşından son anda vazgeçildiğini iddia etti. Oğuz Kaan Salıcı'nın öncülüğündeki Denge-Denetleme Grubu'nun sözcüleri, "Perşembe akşamı, Komisyonda son hali verilen taslak ile Kurultay'a sunulan metin arasında ciddi değişiklikler yapıldığını gördük. Parti üyeliği ve ön seçim noktasındaki uzlaşılardan vazgeçilmişti" değerlendirmesinde bulundu.
Delegeyi korkuttular
Muhalefet Tüzük Kurultayı'nda izlenen oylama yöntemini eleştirdi. Kurultayda delegeler el kaldırıp, indirmek suretiyle oylamaya katıldı. Muhalefet ise buna karşı çıktı. Milletvekili adaylarının belirlenme şeklini düzenleyen ve 'ön seçim' maddesi olarak da bilinen 52'nci maddenin görüşmelerinde Salcı ve ekibi gizli oy (sandıkta) kullanma önergesi verdi. Bu önerge 1000'in üzerinde oyla reddedildi. Eski lider Kemal Kılıçdaroğlu'na yakın bir milletvekili ise, "Delegelerin işari (elle) oylama yapması bilerek istendi. Delegelerin rengini belli etmesi halinde, daha önce yaşandığı muhalif delegeler partiden çeşitli sebeplerle uzaklaştırılacaklardı. Delegasyon korkutuldu.
Eğer ki oylama kapalı usûlde yapılsaydı, tüzük değişikliği büyük ölçekte reddedilirdi" diye konuştu.