Yasin Börü'nün katillerinden pişkin ifadeler

HDP Eş Başkanı Demirtaş'ın sokak çağrısı yaparak fitilini ateşlediği 6-7 Ekim terör olaylarında, PKK yandaşları tarafından katledilen Yasin Börü ve arkadaşlarına ilişkin dava bugün de devam etti. Duruşmada herhangi bir tahliye alınmazken, dava 5 Aralık'a ertelendi. Öte yandan, duruşmada sanıklardan Mecnun Akkoyun, "Türkiye'yi tanımadığını" belirterek, "Benim eş başkanlarım tutuklanıyor, ben burada Kürt olduğum için yargılanıyorum" dedi. Akkoyun, sözleri üzerine salondan atıldı.

Yeni Şafak
Yasin Börü ve arkadaşları, 6-7 Ekim olayları sırasında terör yandaşları tarafından katledildi.

Diyarbakır'da, 6-7 Ekim 2014'te Kobani (Ayn el-Arap) bahanesiyle gerçekleştirilen izinsiz gösterilerde Yasin Börü, Ahmet Dakak, Riyat Güneş ve Hasan Gökguz'un öldürülmesiyle ilgili 19'u tutuklu 41 sanığın yargılanmasına devam edildi.

Güvenlik gerekçesiyle Diyarbakır'dan Ankara'ya nakledilen davanın duruşması, Ankara 2. Ağır Ceza Mahkemesinde saat 10.00'da başladı. Duruşmada sanıkların beyanları dinlendi.

5 Aralık'a ertelendi

Duruşmadan dikkati çeken anlardan biri de, sanık Mecnun Akkoyun'un, "Türkiye Cumhuriyeti devletini tanımıyorum" sözleri oldu. Akkoyun, sözlerinin ardından duruşma salonundan çıkarıldı. Herhangi bir tahliye kararının alınmadığı dava, 5 Aralık 2016'ya ertelendi.

Provokasyon yapan sanık duruşmadan atıldı

Sanık Mecnun Akkoyun, mahkeme başkanı tarafından duruşma salonundan atıldı. Akkoyun, "Ben T.C devletini tanımıyorum, mahkemenizi tanımıyorum, adaletinizi tanımıyorum" dedi. Terör soruşturmalarından tutuklanan HDP'liler için de, "Bizim eş başkanlarımız orada tutuklanıyor. Biz bir diktatörün lafı yüzünden, kürt olduğum için buralarda yargılanıyoruz" ifadelerini kullandı.

Ucuz 'savunma'

Sanık Sedat Çoban da, Yasin Börü ailesinin avukatlarından Sadak Murat'ın konuşmasını bölerek, "Avukat bey anma etkinliklerinde 'Sanıklar duruşmalarda sokak serserisi olduklarını kabul ettiler" demiş. Ben böyle bir beyanda bulunmadım. Kötü söz sahibinindir diyorum" dedi.

GÜNDEM
Yasin Börü'nün otopsi görüntülerini izledim böyle vahşet yok

GÜNDEM
Demirtaş ve HDP'li vekillere Yasin Börü sorulacak

GÜNDEM
Yasin Börü’nün babası: HDP'liler cezasını çeksinler

Sanık sayısı 41'e yükselmişti

Ankara 2. Ağır Ceza Mahkemesinde, 17'si tutuklu 34 sanık yargılanırken, Yargıtay 5. Ceza Dairesi, geçen ay aynı suçlamalarla ilgili 7 çocuk hakkında, çocuk ağır ceza mahkemesinde açılan iki davanın, bu davayla birleştirilmesine karar verdi. Birleştirme kararının ardından sanıklardan Cevher Türk ve Ferdi Gül'ün tutuklanmasıyla davadaki sanık sayısı 19'u tutuklu olmak üzere 41'e yükselmişti. Davanın geçen celsesinde, maktullerden Hasan Gökguz'un babası Mehmet Gökguz, sanık ifadelerinin gerçeği yansıtmadığını belirtmişti. Baba Gökguz, "Sanıklar mağdur olduklarını söylüyor. Ben de mağdurum. Bizim çocuklarımızın suçu neydi? Neden öldürüldüler? İki yetim benim boynuma kaldı. Bunlar gündüz mağdur, gece teröristler. Cezalandırılmalarını istiyorum." diye konuşmuştu. Maktul Yasin Börü'nün babası Fikri Börü de otopsi raporlarının yanlış olduğunu belirterek, "İlk başta oğlumu kendilerinden sanmışlar. Otopsi raporunda boynunda poşu olduğu yazılı. Oysa oğlumun boynunda poşu yoktu." demişti. Beyanların dinlenmesinin ardından mahkeme heyeti, diğer illerde tutuklu sanıkların da Ankara'ya getirilmesine karar vererek, duruşmayı ertelemişti. İddianame İddianamede Yusuf Er, Yasin Börü, Ahmet Dakak, Riyat Güneş ve Hasan Gökguz'un 7 Ekim 2014'te, Diyarbakır'da terör örgütü PKK/KCK mensuplarınca, "DEAŞ üyesi oldukları" iddiasıyla saldırıya uğradığı belirtiliyor. Maktuller ile olayda yaralanan Er'in, saldırı üzerine Bağlar semtinde bir daireye sığındıkları, eylemi gerçekleştiren grubun binanın çevresini sardığı ve bu kişileri aramaya başladığı aktarılan iddianamede, eylemcilerin, Er ile maktullerin 5 numaralı dairede olduğunu anlamaları üzerine bir kişinin mutfak balkonundan daireye girdiği ve içeridekilere silahla ateş etmeye başladığı kaydediliyor. Silahlı kişinin kapıyı açarak, grubun diğer üyelerini de eve aldığı, eylemcilerin ikametgaha sığınanları linç ederek, ateşli ve delici silahlarla yaralayıp üçüncü kattaki camdan aşağı attıkları, birini de sürükleyerek binadan dışarı çıkardıkları anlatılan iddianamede, aşağı atılan ve can çekişen maktullere sopa, taş ve tekmeyle saldırıya devam edildiği aktarılıyor. Olayda Er dışındakilerin öldüğü, ikametgahın tuvaletine sığınan ve bir süre fark edilmeyen Er'in daha sonra bulunduğu, darbedilerek ve kesici aletle yaralanarak buradan çıkarıldığı ancak Er'in, sanıkların elinden kaçmayı başardığı ve 500 metre kadar gittikten sonra bayıldığı da iddianamede yer alıyor. Sanıkların, dört maktulü "canavarca hisle veya eziyet çektirerek öldürme" suçundan dörder, "devletin birliğini ve ülke bütünlüğünü bozma" suçundan birer olmak üzere, beşer kez ağırlaştırılmış müebbet hapis cezasına çarptırılmaları isteniyor. İddianamede sanıkların, Er'in yaralanmasına ilişkin de ayrıca cezalandırılmaları talep ediliyor. Birleşen davalar Olaylara ilişkin yaşı 18'den küçük, suça sürüklenen 7 çocuk hakkında Diyarbakır'da açılan ve daha sonra Ankara'ya gönderilen davalar da Ankara 2. Ağır Ceza Mahkemesindeki dosyayla birleştirilmişti. Kararın ardından dosyada sanık sayısı 41'e yükselmişti.