Yargıtay Adem Huduti'ye verilen cezayı az buldu

Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı, Malatya'daki FETÖ'nün darbe girişimi davasında "cebir ve şiddet kullanarak Türkiye Cumhuriyeti Anayasası'nın öngördüğü düzeni ortadan kaldırmaya teşebbüs etmek" suçuna yardımdan 15 yıl hapis cezası verilen dönemin 2. Ordu Komutanı orgeneral Adem Huduti ile ilgili hükmün bozulmasını istedi. Başsavcılığın tebliğnamesinde, Huduti'nin müşterek fail olarak "Anayasayı ihlal" suçundan cezalandırılması talep edildi.

Yeni Şafak
Adem Huduti

Malatya'daki darbe girişimine ilişkin davada, 15 yıl hapis cezasına çarptırılan Adem Huduti hakkındaki karar, Gaziantep Bölge Adliye Mahkemesi 3. Ceza Dairesince yapılan inceleme sonucu hukuka uygun bulundu.

Bu karara yapılan itiraz üzerine dosya, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına geldi. Başsavcılık tarafından hazırlanan tebliğname, davanın temyiz incelemesini yapacak Yargıtay 16. Ceza Dairesine gönderildi.

Suç tarihinde 2. Ordu Komutanı olan sanığın, Yurtta Sulh Konseyi tarafından yayınlanan "Sıkıyönetim Mesaj Emri"nde "2.Ordu Komutanlığı görevine devam" şeklinde tekrar görevlendirildiği, "Sıkıyönetim Mesaj Emri" sanıklar Mustafa Serdar Sevgili, Zeki Karataş, Bahadır Erdemli ve Eyüp Kök tarafından kendisine iletildiğinde mesajın kanunsuz olduğunu anlamasına rağmen ordu komutanı olarak darbeninin önlenmesine yönelik herhangi bir emir ve talimat vermediği aktarıldı.

Darbe teşebbüsü eylemi içinde aktif olarak bulunan albay Bahadır Erdemli'nin sanığın makam odasına girerek "Başımıza geçerseniz mutlu oluruz" demesi üzerine sanığın, "Oğlum ben ordu komutanıyım, zaten başınızdayım, siz kimden emir alıyorsunuz?" demekten başka bu şahsın etkisiz hale getirilmesi yönünde bir emir ve talimat vermediği belirtilen tebliğnamede, şu ifadelere yer verildi:

"Darbe karşıtı bildiriyi zamanında yayınlamadı"

Tebliğnamede, suç tarihinde Van Jandarma Asayiş Komutanı olan İsmail Metin Temel'in sanıkla telefonla görüşerek, "Komutanım hiyerarşiyi bozmayalım, darbe karşıtı bildiri yayınlayalım" dediği, sanığın bunu telefonda kabul etmesine rağmen zamanında bu bildiriyi yayınlamadığı belirtilerek, şu tespitler yapıldı:

Tüm bu hususlar ışığında somut olayda, sanık Adem Huduti'nin olay tarihinde Malatya 2. Ordu Komutanı olarak görev yaptığı hatırlatılan tebliğnamede, askeri nizama ilişkin kanuni mevzuat ve bulunduğu konum gereği sanığın birincil görevinin anayasal düzeni korumak olduğu ve bu hususta özel bir hukuki yükümlülük altında bulunduğu vurgulandı.

Tebliğnamede, şunlar kaydedildi:

"Bu yönüyle anayasal düzeni korumak hususunda garantörlük yükümlülüğünün bulunduğu, somut olayda sanığın bu yükümlülüğünü bilerek ve

isteyerek yerine getirmemesi şeklinde gerçekleşen ihmali hareketi sonucu diğer sanıkların suça konu vahim eylemleri gerçekleştirdikleri, bu nedenle sanığın müşterek fail olarak Türk Ceza Kanunu'nun 309. maddesi gereğince 'Anayasayı ihlal' suçundan cezalandırılması gerektiği gözetilmeden yazılı şekilde hüküm kurulması, yasaya aykırı olduğundan ve bu nedenle müdafi ile katılan Türkiye Cumhuriyeti Cumhurbaşkanlığı vekili ve Bölge Adliye Mahkemesi Cumhuriyet

Savcısının temyiz talepleri yerinde görüldüğünden hükümlerin Ceza Muhakemesi Kanunu'nun 302/1. maddesi uyarınca bozulması, kamu adına talep ve mütalaa olunur."

"Huduti, suça yardım mahiyetinde hareketlerde bulundu"

Malatya 1. Ağır Ceza Mahkemesince açıklanan gerekçeli kararda, dönemin 2. Ordu Komutanı Adem Huduti'nin darbeye teşebbüs eylemine katılan sanıkları engellemeyerek suça yardım mahiyetinde hareketlerde bulunduğu belirtilmişti.

Kararda, "Adem Huduti, FETÖ/PDY üyesi olmamasına rağmen darbe teşebbüsünde aktif rol oynayanların etkisiz hale getirilmesi için zamanında etkin karar vermediği, karargahtaki darbe teşebbüsü eylemindeki sürecin uzamasına neden olduğu, böylelikle darbeye teşebbüs eylemine katılan sanıkların eylemlerinin icrası sırasında onları engellemeyerek suça yardım mahiyetinde hareketlerde bulunduğu kanaatine varılmıştır." tespiti yapılmıştı.

GÜNDEM
13 ilde FETÖ operasyonu: Çok sayıda gözaltı kararı

GÜNDEM
Skandal rapora AK Parti'den cevap