Hakimler ve Savcılar Yüksek Kurulu (HSYK) Başkanvekili Kadir Özbek, Pakistan'da yönetimi darbeyle ele geçiren General Ziya Ül Hak'ın Pakistan darbesinin ardından Anayasa hazırlattığını ve yüksek yargı temsilcilerinin Anayasa üzerine yemin etmesi gerektiğini, ancak temsilcilerin bunu reddederek, görevlerinden istifa ettiklerini anlattı. Özbek, 'Türk hakim ve savcıları, Pakistan hakim ve savcılarından daha duyarsız değillerdir" dedi.
Özbek, 'Yargıçları tamamıyla dosyanın içine hapsetmek ve yargı bağımsızlığını yok etmek için anayasa değişikliği adı altında bir durumla karşı karşıyayız' dedi.
Yüksek yargı organlarının başkanlarının Ankara Adliyesi konferans salonunda hakim ve savcılarla yaptığı toplantı sona erdi.
Özbek, burada yaptığı konuşmada, aynı salonda birçok toplantıya katıldığını, ancak bugünkü kadar anlamlısına ilk kez katıldığını ifade etti.
Özbek, geçmişteki konuşmalarında, 'Yargı savunma konumuna düşmüştür. Bu, hukuk devleti açısından son derece sakıncalıdır' dediğini anımsatarak, 'Çok konuştuk. Yargıçlar sadece dosyaların arasında kararlarıyla konuşan kişiler olarak değerlendirildi. Artık dosyaların arasından çıkma zamanı geldi. Yargıçları tamamıyla dosyanın içine hapsetmek ve yargı bağımsızlığını yok etmek için anayasa değişikliği adı altında bir durumla karşı karşıyayız' diye konuştu.
Göreve başladığında dile getirilen sorunların hala devam ettiğini ifade eden Özbek, 'Şu anda yapılmak istenenin adalet hizmetlerinin yerine getirilmesindeki sorunları çözmeye yönelik olmadığını herkesin bildiğini' söyledi.
HSYK Başkanı Özbek, şöyle konuştu:
'HSYK olarak son zamanlarda hep hedef haline geldik. Öyle ki kurulun yapısının değiştirilmesine yönelik etkin bir propaganda, devletin özel teşebbüsü ve basın kullanılmak üzere yaygın bir şekilde ivme kazandı. Zaman zaman da kişisel saldırılara maruz kaldık. Bizler bunu hak etmedik. Konuşunca, bunları dile getirince 'siyaset yapıyorlar, konuşmamaları gerekir' dediler. Oysa söylediklerimiz sadece yargı bağımsızlığıyla ilgiliydi. Sadece yargı bağımsızlığını ve bizden sonraki arkadaşların yargı bağımsızlığı ilkelerini üzerlerinde bir şemsiye gibi taşıyarak görev yapmalarını sağlamayı istiyoruz.'
'İSTENEN 'HEPSİ BENİM OLSUN' MANTIĞI'
HSYK'nın Adalet Bakanlığınca hazırlanan Yargı Reformu Strateji Taslağıyla ilgili daha önce Bakanlığa gönderdiği görüşü madde madde okuyan Özbek, Yüksek Kurul'un ayrı binaya, ayrı bütçeye sahip olması, kurulun ağırlıklı olarak hakim ve savcılardan oluşması, kurula birinci sınıf hakim ve savcılardan da üye seçilebilmesi ve kurul kararlarına karşı yargı yolunun açılması gibi görüşlerini ilettiklerini anlattı.
Özbek, 'Bu görüşleri, ortadan kaldırılmak istenen HSYK istiyor. Bunların içinde yargıya, hakim, savcı menfaatlerine ters düşen bir hüküm var mı? Ama istenen 'hepsi benim olsun' mantığı. Eğer böyle devam ederse sürtüşmeler ortaya çıkacaktır' diye konuştu.
'DAHA DA GERİYE GÖTÜRÜLMEK İSTENİYOR'
Kadir Özbek, 4 Nisan 1981 tarihinde ABD'de yayınlanan bir dergiden alıntı yaparak, Kenan Evren'in verdiği demeçte, 'Demokratik kurumların yapısıyla bağdaşmayacak müdahalelerde bulunulmasının demokrasinin çok ağır yara olmasına neden olacağı, yasama, yargı ve yürütme gibi kurumların ayrılması gerektiği ve kuvvetler ayrılığı ilkesinin benimsenmesi' gibi görüşlerinin yer aldığını anlattı.
Özbek, 'Çok ilginç. Buradaki Devlet Başkanı darbeci olarak değerlendirilen ve yargılanması gündeme getirilen Kenan Evren'dir. Savunduğumuz kuvvetler ayrılığı ilkeleri, yasama, yürütme ve yargı ayrılığı Kenan Evren tarafından dahi muhafaza edildi. Ama şimdiki düzenlemelerle daha da geriye götürülmek isteniyor' dedi.
'GÖRÜŞLERİMİZ, YILLARIN DENEYİMİNDEN SÜZÜLEREK EDİNİLDİ'
Toplantının son bölümünde, bazı yargı mensupları söz aldı.
Ankara 10. İş Mahkemesi Hakimi Abdullah Erdem, HSYK'nın Yargıtay üyeliklerine yönelik seçim sisteminin eleştirildiğini ifade ederek, 'Yargıtay'a üye seçilmek için, daha önce oraya seçilen bir ağabeyinizi, eşinizi dostunuzu yanınıza alacaksınız, HSYK'nın kapısını çalacaksınız, randevu alacaksınız. Bu sistemin değişmesi için ne yapılacağını merak ediyorum' dedi.
Erdem, 13 yıldır Ankara adliyesinde görev yaptığını, ancak böyle bir toplantıyı ilk kez gördüğünü kaydederek, 'HSYK'nın ve Anayasa Mahkemesinin yapısının değiştirilmek istendiği bir dönemde bu toplantının yapılması, ister istemez, 'kendi görüşlerine destek mi arıyorlar?' sorusunu aklıma getiriyor' diye konuştu.
Bunun üzerine HSYK Başkanvekili Özbek, 'Kendi görüşlerimize destek arıyoruz. Kendi görüşlerimiz, yılların deneyimlerinden süzülerek edinilmiştir' dedi.
Özbek, şunları kaydetti:
'Kurulun görüşü teşkilattaki arkadaşların da kurulda yer almasıdır. Benim kişisel görüşüm ise bunun bazı sakıncaları da taşıdığıdır. Bunlar giderilebilirse sorun kalmaz. Bakanlık şu anda kurulun üstüne binmiş vaziyettedir, kilitlemiş vaziyettedir. Teşkilattan gelecek arkadaşlarımızın, yeterli güvenceye sahip olmadığı için bakan ve müsteşarın etkisinde kalmalarından endişe ediyoruz. Hatta, kurulda yer alan, yüksek yargıdan gelen üyelerin de etkisinde kalacaklardır.'
ÖZBEK'TEN PAKİSTAN ÖRNEĞİ
Özbek, Pakistan'da yönetimi darbeyle ele geçiren General Ziya Ül Hak'ın Pakistan darbesinin ardından Anayasa hazırlattığını ve yüksek yargı temsilcilerinin Anayasa üzerine yemin etmesi gerektiğini, ancak temsilcilerin bunu reddederek, görevlerinden istifa ettiklerini anlattı. Özbek, 'Türk hakim ve savcıları, Pakistan hakim ve savcılarından daha duyarsız değillerdir. Bu bağlamda, üzerlerine düşenleri, hukuk kuralları içinde, yargıyı savunma adına yerine getireceklerdir' dedi.
Ankara Cumhuriyet Başsavcıvekili Levent Tacer de söz alarak, kapsamı biraz daha az olan benzer toplantıların bazen her yıl olmak üzere, 2-3 yılda bir gerçekleştirildiğini kaydetti.
Yargıtay Tetkik Hakimi Celal Çelik ise 'Yüksek yargı başkanlarına onurlu duruşları nedeniyle şükranlarını sunduğunu' dile getirerek, 'Şu anda tehlike altında olan yalnızca yargı değil' dedi.
Yargıtay ve Danıştay'dan toplantı için gelen temsilcilerin 'kucaklanmak' yerine 'bindirilmiş kıta' olarak nitelendirilmesini kınadığını söyleyen Çelik, 'Nasıl ki Fransa'da, yargıya yönelik bir hamle yapılmak istendiğinde, aynı gün yüzlerce hakim ve savcı mesleğin onuru için çaba sarf etti, o veya benzer çabaların Türkiye'de olması gerektiğini düşünerek, o çabaların her zaman yanında olacağımı ifade etmek istiyorum' dedi.
HSYK Başkanvekili Özbek de 'bindirilmiş kıta' nitelemesini yanlış bulduğunu belirtti.
Yargıtay Başkanı Gerçeker, toplantı sonrası adliyeden ayrılırken, gazetecilerin soruları üzerine, 'Özel bir toplantı yaptıklarını ve meslektaşlarıyla sorunları değerlendirdiklerini' ifade etti.
Gerçeker, toplantının başında Cumhuriyet Savcısı Mustafa Şahin Tanrıöver'in tepkisini ise 'Demokratik bir tepkiydi' sözüyle değerlendirdi.
DAHA ÖNCE YAŞANMIŞ OLAYI ÖRNEK GÖSTERDİM
Hakimler ve Savcılar Yüksek Kurulu Başkan Vekili Kadir Özbek, gazetelerde yer alan istifa iması haberlerine ilişkin olarak, "Daha önce yaşanmış olayı örnek gösterdim. İstifa söz konusu değil" dedi.
Özbek, HSYK'ya gelişinde gazetecilerin soruları üzerine dün Adliyede gerçekleştirilen toplantıda Pakistan'da anayasa değişikliği sırasında bütün hakim ve savcıların istifa ettiğini Türk hakim ve savcılarının da Pakistan hakim ve savcılarından daha duyarsız olmadığına ilişkin sözlerine açıklık getirdi. Gazetecilerin "Bu istifa iması mı?" yönündeki sorusu üzerine Özbek, "Daha önce yaşanmış olayı örnek gösterdim. Bizzat hukuk çerçevesi içerisinde mücadelemize devam edeceğiz manasında söyledim. İstifa söz konusu değil" diye konuştu.
Özbek bir soru üzerine, atama kararnamesinin bugünkü toplantının gündeminde olmadığını söyledi. Geçici yetkilendirmeyle ilgili bir soru üzerine Özbek, bunun söz konusu olmadığını söyledi.