Deşifre olup tasfiye edilinceye kadar gizli ajandalarını uygulayan FETÖ’cü hakimler yargı sistemine ağır hasarlar vermişti. Son dönemde yargı kulislerinde yine kendi özel gündemleriyle hareket eden ve hükümeti zor durumda bırakacak kararlar veren 10’a yakın yargı grubu oluştuğu konuşuluyor.
AK Parti Hükümeti, yargıda vatandaşın hakkını aramasını kolaylaştıracak devrim niteliğinde düzenlemeler yaptı. Arabuluculuk, uzlaştırma sistemi ile dava ve soruşturmaların ne zaman biteceğinin önceden bilineceği “hedef süre” uygulamaları hayata geçirildi. FETÖ’nün etkin olduğu dönemde dipleri gören yargıya güven, vatandaşın işini kolaylaştıran bu uygulamalarla arttırılmaya çalışılıyor.
FETÖ’CÜLER İŞ BAŞINDA
Hükümet vatandaşların yargıya kolay erişmesinin önünü açmaya çalışırken, yargı içerisindeki kripto FETÖ’cüler ile işbirlikçileri bilinçli olarak mağduriyetlere neden olacak kararlara imza atıyor. Deşifre olup tasfiye edilinceye kadar gizli ajandalarını uygulayan FETÖ’cü hakimler yargı sistemine ağır hasarlar verirken son dönemde de yargı kulislerinde yine kendi özel gündemleriyle hareket eden ve hükümeti zor durumda bırakacak kararlar veren yargı mensupları konuşuluyor.
VATANDAŞI BIKTIRDILAR
Son dönemde oluştuğu belirtilen 10'a yakın yargı grubunun uygulamaları ile, yargıya işi düşen vatandaşları bıktırma noktasına getirdiği belirtiliyor. Vatandaşlar, bu çevrelerin soruşturmaları etkili bir şekilde yürütmemesinden, lehe delillerin toplanmamasından ve soruşturmaların gereğinden uzun sürmesinden şikayetçi. Yıldırma operasyonunun amacının ise ‘hükümeti vatandaş nezdinde zor duruma düşürmek’ olduğu değerlendiriliyor.
ÇETELERİ DE CESARETLENDİRİYOR
Vatandaşlar, yargının zamanında tecelli etmemesinin organize çeteleri de cesaretlendirdiğini belirtiyor. Zamanında tespit ederek yakalanmayan suçluların, eylemlerini sürdürdüğü ve kötülük yapmaya devam ettikleri belirtiyor. Bununla ‘devletin vatandaşa sahip çıkmadığı’ algısı oluşturulmaya çalışılıyor.
SORUŞTURMALARI SULANDIRIYORLAR
Mağduriyet çetesi FETÖ soruşturmalarında da kendini gösteriyor. FETÖ soruşturmalarında, örgüt hiyerarşisi içerisinde faaliyet gösterenler dışında diğer kişiler açısından 17-25 Aralık milat kabul ediliyor. Bir kişinin, anılan tarih öncesi Bank Asya’ya para yatırması ya da çocuklarını örgütün okullarına göndermesi tek başına delil olarak kabul edilmiyor. Ancak yargı içerisindeki fırsat çetesi, 17-25 Aralık sonrası devletin yanında yer almış kişileri, örgütle bağını gösteren bir delil olmamasına rağmen tutuklayarak mağduriyetlere yol açıyor.
ŞİKAYETLER ARTTI
Yargı içindeki bu çevrelerin, muhafazakar kesimin hepsine “FETÖ’cü muamelesi” yapması da en önemli şikayetlerin başında geliyor. Bu da gerçek FETÖ’cülerin tespitinden uzaklaşılarak, örgütle ilgisi olmayan kişilerin mağdur edilmesini beraberinde getiriyor. Ayrıca süreci sulandırmak isteyenler, isimsiz ihbar mektuplarını delil kabul ederek FETÖ’cü olmadığı halde birçok kişi hakkında soruşturma başlatıyor. Bu duruma ilişkin şikayetlerin artması üzerine vatandaşın lekelenmeme hakkının korunması amacıyla KHK ile düzenleme getirilmişti.