Bankacı Seçil Erzan'ın, 'yüksek karlı gizli fon' vaadiyle futbol dünyasını hedef aldı. Selçuk İnan, Emre Belözoğlu ve Fernando Muslera'nın aralarında bulunduğu dolandırılma iddiasıyla ilgili en çok konuşulan isimlerinden biri de Arda Turan oldu.
Futbolcular Selçuk İnan, Emre Çolak, Emrah Çolak, Musa Mert Çetin "iftira" suçundan bankanın yönetim kurulu üyeleri ve yetkilileri hakkında suç duyurusunda bulunurken, olayla ilgili flaş detaylar ortaya çıktı. Bankacı Seçil Erzan'ın yeni WhatsApp yazışmaları ortaya çıktı.
Bilindiği üzere; eski futbolcu Arda Turan, fona 13 milyon 900 bin dolar yatırmış; 7 milyon 500 bin dolarını geri alamamıştı.
"Çok kötü hale düştüm"
Arda Turan'ın mesajlarda Seçim Erzan'a abla diyerek hitap ettiği ve parasını alamadığı için borçlularının telefonlarına bile çıkamadığını söylediği öğrenildi. Borçlarını ödemek için Seçil Erzan'dan para isteyen Arda Turan'ın, "Bu gün kredi kartım kesiliyor.
6 Mart'a kadar ödemesi var. Bu günü hayatım boyunca unutmayacağım. Çok kötü hale düştüm. Ve kendime yakıştıramıyorum. Ödeme için arayan insanların telefonunu açamıyorum. Düştüğüm hale bak dilenci oldum" ifadesini kullandığı görüldü.
"Kendimi mahvettim, yerin dibine girdim"
Arda Turan'ın Seçil Erzan'a gönderdiği bir başka mesajda; kredi başvurusunda bulunduğunu belirterek, "Kendimi mahvettim. Yerin dibine girdim. Kredi falan çıkmıyorsa kendim halletmeye çalışacağım" dediği öğrenildi.
Seçil Erzan'ın ise yanıt olarak "Canım kardeşim lütfen rahat uyu" cevabını verdiği ortaya çıktı.
İddianameden
İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığınca hazırlanan iddianamede, sanık Seçil Erzan'ın bir bankanın Levent'teki şubesinde müdür olarak çalıştığı ve müşteki Bülent Çeviker'den kişisel güven ilişkisine dayalı 2 milyon dolar alarak yüksek kar vaadiyle yeniden kendisine iade edeceğini bildirdiği kaydediliyor.
İddianamede, müşteki Bülent Çeviker'e para karşılığında yazılı evrak verildiği ancak daha sonra Çeviker'in Erzan'a ulaşmaya çalışsa da ulaşamadığı, durumu bankaya bildirdiği, banka tarafından araştırma yapıldığı, Erzan hakkında suç duyurusunda bulunduğu ifade ediliyor.
İddianamede, Erzan'ın, müştekilerin verdiği paralara ilişkin sahte belgeler oluşturarak, bu belgelere bankanın kaşesini ve ıslak imzasını atarak müştekilere teslim ettiği ve dolandırıcılık kastıyla hareket ettiği kaydediliyor.
Sanık Erzan'ın "özel belgede sahtecilik" ve "tacir veya şirket yöneticisi olan ya da şirket adına hareket eden kişilerin ticari faaliyetleri sırasında, kooperatif yöneticilerinin kooperatifin faaliyeti kapsamında nitelikli dolandırıcılık" suçlarından 66 yıldan 216 yıla kadar hapsi istenen iddianamede, sanıklar Ali Yörük, Kerem Can, Hüseyin Eligül, Nazlı Can, Atilla Yörük ve Asiye Öztürk'ün ise aynı suçlardan 3 yıl ve 65 yıl arasında değişen oranlarda hapisle cezalandırılması talep ediliyor.
İstanbul 41. Ağır Ceza Mahkemesinin iddianameyi kabul etmesi üzerine 4'ü tutuklu 7 sanık 20 Kasım'da hakim karşısına çıkmıştı. Mahkeme heyeti, tutuklu 2 sanığın tahliyesine karar vererek, duruşmayı 12 Ocak 2024'e ertelemişti.