Adalet Bakanlığı, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’nin (AİHM) Türkiye ilgili 2012 ile 2019 yılları arasında verdiği kararlara ilişkin bir rapor hazırladı. Adalet Bakanlığı İnsan Hakları Daire Başkanlığı’nca hazırlanan raporda, Türkiye’nin AİHM bireysel başvuru hakkını tanıdığı 1987’den 2012’ye kadar hükümet savunmalarının Dışişleri Bakanlığı’nca hazırlandığı, 1 Mart 2012 itibariyle ise bu görevi Adalet Bakanlığının devraldığı hatırlatılırken, 2012-2019 yılları arasındaki AİHM verilerine ilişkin bilgiler yer aldı.
71 BİNDE SADECE 820
Rapora göre 7 yılda AİHM, Türkiye hakkında 71 bin 257 başvuruyu sonuçlandırdı. Buna karşın yine aynı dönemde AİHM tarafından sadece 820 başvuruda ihlal kararı verildi. Yani ihlal kararlarının, sonuçlandırılan başvuru sayısına oranının yüzde 1,09 olduğu anlaşıldı. Yine sadece 2019 yılı baz alındığında da sözkonusu oranın hem Türkiye hem de Avrupa Konseyine üye 47 ülke açısından yüzde 1.9 olduğu tespit edildi.
AVRUPA’DAN İYİYİZ
Adil yargılanma hakkına ilişkin AİHM istatistikleri de rapora girdi. Almanya, Fransa ve İtalya gibi Avrupa ülkelerinin adil yargılanmadaki ihlal oranlarının Türkiye’ye göre daha yüksek olduğu görüldü. Rapora göre AİHM, kurulduğu 1959’dan itibaren tüm ülkeler hakkında verdiği kararların yüzde 40’ında adil yargılanma hakkının (makul sürede yargılanma hakkı ile mahkeme kararlarının yerine getirilmemesi dahil) ihlal edildiğine karar verdi. Söz konusu oran Fransa için yüzde 60, İtalya için yüzde 56, Almanya için yüzde 48, İngiltere için yüzde 25 ve Türkiye açısından ise yüzde 31 oldu.
‘RET’ GÜNDEM OLMUYOR
Raporda, ‘yaşam hakkı’, ‘işkence ve kötü muamele yasağı’, ‘adil yargılanma hakkı’, ‘özel hayata saygı hakkı’, ‘din ve vicdan özgürlüğü’, ‘eğitim hakkı’ ve ‘ifade özgürlüğü’ ile ilgili AİHM’in verdiği ret kararlarına ilişkin örnekler de yer aldı. AİHM’in, ihlal kararları ile kamuoyunun ilgisini çektiği, ihlal olmayan veya kabul edilmezlik kararlarından ise çoğu zaman haberdar olunmadığı vurgulanan raporda, “Bu nedenle gerek AİHM konusunda, gerekse de ülkemiz hukuk sisteminin AİHM ve Avrupa standartlarıyla karşılaştırılmasında resmin tamamı görülememektedir” denildi.
FETÖ’ye Avrupa bile inanmadı
Örgütten kopmaların önüne geçmek için davaların AİHM’den döneceği algısı oluşturmaya çalışan FETÖ ile ilgili AİHM’in önünde çok sayıda başvuru bulunuyor. Özellikle 15 Temmuz darbe girişimi sonrası FETÖ’ye yönelik soruşturmalar kapsamında örgüt üyeleri tarafından AİHM’e çok sayıda tedbir talepli başvuru yapıldı. Raporda bu başvurulardan bir kısmının sağlık durumu ile cezaevi koşullarının uyumlu olmadığı, bir kısmının tek kişilik odada tutulmanın kötü muamele teşkil ettiği iddiasına ilişkin olduğu ve başvuranların tedbiren tahliyelerini talep ettiği aktarıldı. Raporda buna ilişkin verilen örneklere göre AİHM, FETÖ elebaşı Fetullah Gülen’in bir süre avukatlığını yapan Abdulkadir Aksoy, FETÖ’nün kıdemli avukatlarından Mehmer Rasim Kuseyri, FETÖ’nün en büyük finans kaynağı firari Akın İpek’in kardeşi Cafer Tekin İpek’in ‘cezaevi şartlarının sağlık durumuyla uyumlu olmaması’ iddiasıyla yaptığı tedbir taleplerini reddetti. AİHM yine FETÖ’cü eski savcı Osman Şanal, eski hakim Ayhan Bora’nın da ‘tek kişilik odada tutulmanın kötü muamele teşkil ettiği’ iddiasıyla yaptığı tedbir başvurularını reddetti. FETÖ’cülerin yaptığı diğer başvurularla ilgili ret kararları da raporda yer aldı.