İzmir'de yaşanan depremde yıkılan binaların beton kalitesizliği ve yaş ortalamasının 25 üzeri olması dikkati çekti.
Deprem sonrası birçok ilde vatandaşlar, yaşadıkları binanın güvenli olup olmadığını sorgulamaya başladı.
Gazi Üniversitesi Deprem Mühendisliği Uygulama ve Araştırma Merkezi Müdürü Prof. Dr. Samet Arslan, Türkiye'de konut ve iş yerlerinin envanterinin çıkarılması gerektiğini söyledi.
Bu yapay envanter sayesinde vatandaşların riskli binalara dair bilgilere ulaşabileceğini söyleyen Arslan, şu ifadelere yer verdi:
"KONUT ENVANTERİ ÇIKARILIP, DİJİTALLEŞTİRİMELİ"
Türkiye'nin 2023 Ulusal Deprem Stratejisi ve Eylem Planı'nı hayata geçirdiğini ifade eden Arslan, "Burada 3 aşamalı plan var. Kentsel dönüşüm, bina deprem yönetmeliği ve imar değişiklikleri.. Bu üçünü bir araya getirdiğimizde, konut yenileme çalışmalarını çözmüş olacağız ancak hepsinden önce bina ve iş yeri envanterinin hazırlanması ve bunların dijitalleştirilmesi gerekir" değerlendirmesini yaptı.
"SATIN ALDIĞINIZ DAİRELERİN SAĞLAMLIĞINI KONTROL ETTİRİN"
Türkiye'de 2000 yılından önceki yapıların durumunun vahim olduğuna dikkat çeken Arslan, sözlerini şöyle tamamladı:
"Bu tarihten önceki konutlarda çıplak bir gözlemle yapılacak bir analizle bir binanın depreme dayanıklı olup olmadığını ortaya koyabilmek mümkün. 750 bin, 1 milyon liraya satın aldığınız daireye lütfen 5 bin lira 10 bin lira verin oturduğunuz binanın ne kadar sağlam olup olmadığını öğrenin en azından. Maalesef burada tabi olay başka türlü başımıza çıkıyor. Sağlam raporu aldığınızda sevinip cebinize koyuyorsunuz ama ‘bu bina yetersizdir' dendiği zaman sizi şu korku basıyor: ‘Eyvah ben bunu devlet birimlerine bildirirsem binamı gelir yıkarlar ve ben binasız kalırım. En iyisi ben sesimi çıkarmayım. Bu raporu da kimseye vermeyeyim' diyorlar. İşte buradaki iki apartman bu şekilde yıkıldı"