Yargıtay, Anayasa Mahkemesi'nin (AYM) Can Atalay hakkındaki ihlal kararına uymadı. Mahkeme kararı Meclis Başkanlığı'na gönderdi. Ayrıca Yargıtay'dan AYM'ye suç duyurusu yapılarak, Anayasa Mahkemesi'nin yetkisini aştığı iddia edildi.
Yargıtay 3. Ceza Dairesi, bir ilke imza attı. Gezi Parkı davası tutuklusu TİP Hatay Milletvekili Can Atalay için "hak ihlali" kararı veren Anayasa Mahkemesi üyeleri hakkında suç duyurusunda bulundu.
Anayasa Mahkemesi'nin yetkisini aştığına, Can Atalay hakkındaki kararına uyulmaması gerektiğine hükmeden 3. Daire, TBMM'ye de milletvekilliğinin düşürülmesi için bildirimde bulundu.
"İnfazı kabil karar dikkate alınmadı"
Dosya hakkındaki talepleri değerlendiren Yargıtay 3. Ceza Dairesi, Can Atalay hakkında verilen ihlal kararında Anayasa Mahkemesi'nin, Daire'nin infazı kabil ve kesinleşmiş kararını dikkate almaksızın inceleme yaptığını savundu.
Daire, kararında, "Hakkındaki kesin hüküm TBMM'ye bildirildiğinde, bu husus Genel Kurul'a sunulmak suretiyle milletvekilliğinin derhal düşürülmesine dair karar verilmiş olması gerektiği halde, her ne kadar süreç içerisinde TBMM tarafından bu hususta bir karar verilememiş olsa da bu konuyu düzenleyen Anayasa'nın 84/2 maddesi açısından Anayasa Mahkemesi'ne müracaat imkanı tanınmadığı gibi Anayasa Mahkemesi'nin bu konuda da inceleme yetkisi bulunmamaktadır" denildi.
AYM'nin yasama organının alanına müdahale ettiği ileri sürüldü
Yargıtay 3. Ceza Dairesi, kararda, "Ayrıca, Anayasa Mahkemesi, Şerafettin Can Atalay hakkında vermiş olduğu hak ihlali kararında, önceki Ömer Faruk Gergerlioğlu ve Leyla Güven kararlarından farklı olarak milletvekili dokunulmazlığı yönünden Anayasa'nın 14. maddesinin hangi suçları kapsadığının anayasal ya da yasal düzenleme dışında yargısal bir yorumla belirlenmesinin ciddi sıkıntılara yol açacağını belirtirken, kendisinin daha önceden yargısal aktivizm sonucu vermiş olduğu ve kamuoyunda üniversitelere başörtü yasağı olarak bilinen, bizce de kabul görmeyen bir kararını gerekçe göstermesi tarafımızdan dikkat çekici bulunmuş ve bir ironi olarak değerlendirilmiştir" ifadelerine yer verdi.
Kararda, Türkiye'de Anayasa Mahkemesi'nin sadece yasaları iptal ederek yasama organının alanına müdahale etmemekte olduğu; ayrıca, bazen yasa koyucu gibi davranarak Anayasa'ya göre aralarında astlık üstlük ilişkisi bulunmayan yüksek mahkemeler üzerinde de süper temyiz mahkemesi olarak vesayet makamı gibi davranmakta olduğu iddia edildi.