Çevresinde 10 yıldır inşa edilen by-pass planını Libya ile imzaladığı deniz anlaşmasıyla boşa çıkaran Türkiye, şimdi ikinci büyük adıma hazırlanıyor. Ankara, anlaşmanın tarafı olan Ulusal Mutabakat Hükümeti (UMH) üzerindeki askeri ve siyasi baskıları bertaraf etmek için gerekirse bu ülkeye asker gönderme seçeneğini masaya koydu. Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Bugüne kadar vurdular, aldılar. Yok, bundan sonra böyle olmayacak. Artık bizler de hakkımıza sahip çıkacağız. Libya isterse asker göndeririz” dedi. Dolmabahçe’de 27 Kasım’da imzalanmış Doğu Akdeniz anlaşmasının ardından en az 7 ülke, BM tarafından tanınan UMH’yi hedef almış ve saldırı sinyalleri vermişti. Ankara, Doğu Akdeniz’deki hakları için Libya hükümetini gerekirse cephede de koruyacak.
ASIRLIK MESELE
SALDIRI ŞİDDETLENECEK
Dolmabahçe anlaşmasına karşı olduğunu ilan eden ABD, Yunanistan, Güney Kıbrıs Rum Kesimi, Mısır, İsrail, Fransa ve Birleşik Arap Emirlikleri, anlaşmayı imzalayan UMH’ye meydan okudu. Bu doğrultuda UMH ile çatışan Hafter Terör Örgütü’ne askeri destek son günlerde hissedilir biçimde arttı. Hafter’e bağlı teröristler, başkent Trablus’u işgal edip hükümeti yıkmak için saldırılarına hız verdi. Uluslararası güçlerin de destek verdiği son büyük saldırı girişimi geçtiğimiz cuma günü gerçekleşti. UMH ordusu, terör örgütünün ‘Cuma Zaferi’ adını verdiği planı boşa çıkardı. Saldırıların önümüzdeki günlerde daha da şiddetleneceği belirtiliyor.
BASKI BOŞA ÇIKARILMALI
Türkiye ile anlaşma imzalayan UMH üzerindeki siyasi baskı da zirve noktasında. Mısır, BAE, Suudi Arabistan ve Yunanistan, Birleşmiş Milletler’de temsil edilen UMH’nin meşruiyetini tartışmaya açmak için ellerinden geleni yapıyor. Bu ülkeler, UMH’nin tanınırlığını bitirip Hafter’i ana aktör haline getirmeyi planlıyor. Bu kapsamda Hafter’in siyasi temsilcileri özellikle Riyad, Atina, Abu Dabi ve Kahire arasında mekik dokuyor. Sözkonusu çabalara karşı Dolmabahçe adımı sonrası karşı atağa geçen Ankara ise “Gerekirse Mehmetçik göndeririz” resti çekti. UMH üzerindeki baskıyı kırmak için askeri yardım seçeneğini masaya koyan Erdoğan “Libya’ya her türlü desteği vermeye hazırız. Libya isterse Türkiye bunun kararını kendisi verir, kimseden izin almayız” mesajı verdi.
‘HEMEN KABUL ETMELİYİZ’
UMH’nin imzaladığı anlaşmayı onaylayan Libya Devlet Yüksek Konseyi ise Erdoğan’ın teklifine olumlu yaklaştı. Konsey üyesi Abdurrahman el-Şater, Cumhurbaşkanı Fayez el-Sarraj’ın teklifi hızla kabul etmesini istedi. Sosyal medya hesabında Şater, Sarraj’ın önünde iki seçenek olduğunu ifade ederek, “Sarraj iki seçenekten birini uygulamak zorunda; Türk davetini aceleyle ve memnuniyetle karşılamak veya erteleme politikasına devam etmek... Birincisi vatanı ve hayatı kurtarırken, ikincisi benzeri görülmemiş bir felakete götürecek” diye yazdı. Libya ile Dolmabahçe’de iki ayrı anlaşma imzalanmıştı. Bunlardan biri, deniz yetki alanının sınırlarını çizerken diğeri ise ‘askeri işbirliğinin artırılmasını’ hükme bağlıyor. Türkiye, Hafter tehdidine karşı Libya hükümetine askeri intikal kararı aldığında bu sadece kara ve hava personelini değil, deniz kuvvetleri unsurlarını da kapsayacak.
20 gemiyi engelledik
Mavi Vatan cephemiz
Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın Libya’ya asker gönderme çıkışına emekli generallerden tam destek geldi. Emekli Tümamiral Cem Gürdeniz, “Bu deklarasyonun geri planında mutlaka görüşmelerin ve ön planlamaların olduğunu tahmin ediyorum. Yunan ve Güney Kıbrıs medyasını gördükçe Türkiye’nin bu alandaki potansiyel desteğinin ciddi endişeler yarattığını gözlemliyorum” dedi. “Libya’da Türkiye’nin Sarraj tarafını desteklemesi, esasında bizim Mavi Vatan savaşımızın kaçınılmaz bir uzantısıdır. Doğu Akdeniz’deki Mavi Vatan mücadelesini Libya’daki iç savaştan ayıramayız. Zira 27 Kasım 2019’da mühürlediğimiz güneybatı sınırımız Mavi Vatanımızın bir cephesidir” diyen Gürdeniz şöyle konuştu:
MUKTESEBAT OLUŞTU
“Türkiye Suriye’de ne yapıyorsa, Batı cephesinde de bu 18 millik sınırı korumak için aynı şeyi yapmalıdır. Unutulmamalıdır ki iş işten geçtikten sonra yapılan ne askeri ne de hukuki faaliyetlerin somut bir sonucu olmaz. Eğer Hafter güçleri kazanıp bizden önce Yunanistan ile sınırlandırma anlaşması yapsaydı ne olurdu? Bunu sormak lazım. Bu nedenle başından beri Sarraj Hükümetine destek doğru bir karardır. Bunu belirleyen temel faktör deniz yetki alanlarımızın korunmasına yönelik stratejinin varlığıdır. Ben hep sözkonusu anlaşmanın yapılmasını savunanlardanım. Türkiye çok iyi bir fırsat yakalamıştır ve bu anlaşmayı imzalatmıştır. Hafter güçleri gelip hükümeti düşürse bile neticede hukuki bir muktesebat yaratılmıştır.”
LİBYA’YA YARDIM ETMELİYİZ
“Sınır anlaşmaları diğer anlaşmalara benzemez. Her değişen koşulda yenilenmez. Bu anlaşmanın Libya’ya da aslında 40 bin kilometrekareye yakın bir alanı kazandırdığı da unutulmamalıdır. Bu alandan Yunanistan lehine Hafter’in de kolayca vazgeçmesi mümkün değil. Sarraj Hükümeti Türkiye’den BM Antlaşması çerçevesinde yardım istemesi halinde Türkiye’nin ahde vefa göstererek yardım etmesi gerekir. Bu yardımın insan gücüyle olmasından ziyade, cephane, teçhizat ve eğitim kapsamında yapılması uygun olur. Ayrıca deniz yetki alanlarına Yunanistan tarafından sismik araştırmalar üzerinden meydan okuma sözkonusu olursa Libya’ya deniz gücümüzle yardım ayrıca düşünülebilir.”
İzinsiz geçiş yok
Rota Girit
Kayıpları telafi ederiz