Doğu ve Güneydoğu Anadolu Bölgelerinde devam eden terörle mücadele operasyonlarına katkı sağlaması amacıyla üretilen ve TORUK-101, TORUK-102, TORUK-103 modelleriyle toprağın 30 metre altını görüntüleyen, bu sayede toprağın altında bulunan patlayıcı maddelerin tespitini sağlayan yer altı görüntüleme sistemlerinde son aşamaya gelindi.
Projenin başlangıç aşamasını anlatan İDEM Teknoloji Yönetim Kurulu Başkanı Necmettin Ünal, Güneydoğu ve Doğu Anadolu Bölgelerinde yaşanan terör olayları sonrasında yer altına döşenen patlayıcı maddelerin tespitinin yapılması için bir teknoloji üretmeyi düşündüklerini ve bu olayların önüne geçmek için 2014 yılında çalışmalara başladıklarını söyledi.
İlk etapta toprağın altında bulunan patlayıcı maddelerin tespiti için yola çıktıklarını ancak yapılan testlerde cihazın yer altındaki arkeolojik kazıların tespitinde, su kaynaklarının bulunmasında ve madencilik alanında da faydalı olduğunu fark ettiklerini kaydeden Ünal, "Bunun yanında belediyelerin altyapı çalışmaları veya bir bina yapılacağı zaman bu binanın jeolojik altyapısı nedir, neler içermektedir gibi şeylerin de tespitinin yapılacağını biz bütün testlerde gördük. İlk çalışmamızda biz bunu güvenlik güçlerimiz için yapmıştık ama test çalışmalarımızda birçok alana hitap ettiğini gördük ve bu bizi inanılmaz mutlu etti" ifadelerini kullandı.
"Şu anda uygulanan mayın arama cihazı çok yetersiz"
TORUK-101, TORUK-102 ve TORUK-103 modelleri üzerinde son aşamaya geldiklerini anlatan Ünal, hedeflerinin toprağın 100 metre altını görüntülemek olduğunu söyledi.
Elde taşınabilir mayın tarama sistemlerinin aksine sinyal alarak değil sinyal gönderip karşılığını alarak toprağın altındaki verileri gördüklerini, ayrıca jeoloji mühendislerinin belirlediği 362 çeşit ürünün tespit edilmesi noktasında çalışmalarını sürdürdüklerini kaydetti.
Ünal, "Güvenlik güçlerimizin kullandığı cihazla olabilecek bir patlayıcıya siz yaklaşık 2-3 metre kala sinyal alırsınız ve aldığınız zamanda iş işten geçer. Bizim içimizi acıtan konu da bu. O sinyali aldıktan sonra bombanın patlaması zaten 100 metrelik bir alanı kapsıyor. Bizim amacımız toprağın altında bulunan bir patlayıcıyı yaklaşık 800-1000 metre arasında tespit etmek ve kayıtlarını alabilmek. Şu anda uygulanan mayın arama cihazı çok yetersiz ve bizim geliştirdiğimiz cihaz onun çok çok üstünde ve önceden bilgi veren bir cihaz" dedi.
Havadan toprağın 30 metre altı görüntülenebilecek
TORUK-103 cihazında drone kullanılarak havadan görüntülemede toprağın 30 metre altının görüntülenebildiğini aktaran Ünal, sözlerini şöyle sürdürdü:
Ünal, Eylül ayında yapılacak lansman ile TORUK yer altı görüntüleme sistemlerinin yer altındaki göz olarak ülkemize hizmet vereceğini belirtti.
TORUK yer altı görüntüleme sistemlerinin çalışma sistemini anlatan İDEM Teknoloji Genel Müdürü İdris Özdemir ise, "Test yapacağımız aşamada öncelikle kendimize bir bölge belirliyoruz ve referans noktası alıyoruz. Bu referans noktasından belli aralıklarla taramalar yapıyoruz. Bu cihaz kişinin kullanacağı TORUK-101 modelimiz. Diğer modellerimizde ise otonom olarak cihaz kendisi tarama yapacak. Zamanını ve bölgeyi yazılım üzerinden GPS ile konumu belirledikten sonra cihaz otomatik olarak belirlediğimiz noktadan başlangıcını yapıp, daha sonra bölgesinin taramasını tamamlayıp güvenli noktaya inişini yapacaktır" ifadelerini kullandı.
TORUK-101 modeli ile Hacettepe Üniversitesi Teknokent bölgesinde tarama yapan Özdemir, izlenen aşamaları şöyle aktardı:
"Kendimizce 30 santimetre aralıklarla bir ölçüm yaptık. Bunu 15 cm aralıklarla yaparsak daha hassas bir ölçüm yaparız. Eğer 1 metre aralıklarla yaparsak hassasiyeti az bir ölçüm yapmış oluruz. Buradaki ölçümüzü tamamladık. Şimdi 30 metre alt kısımda olan maddelerin incelemesini yapacağız. Derinliklerine varana kadar hangi ürünün ne derinlikte olduğu bilgisini görebileceğiz. Bu ölçümünü yaptığımız ürün demo. Normal şartlarda herhangi bir şekilde böyle bir zaman bekleme süreci olmayacak ve cihazın üzerinden direkt olarak görseli elde edeceğiz. Az önce yaptığımız çalışmada bulunduğumuz bölgede inşaat çalışması, yol çalışması olduğundan dolayı toprağın içerisinde farklılıklar vardı. Buradaki görselimizde bunların farklılıklarını görebiliyoruz. Bizim normal toprak değerimiz 1800-3000 arasındadır. Burada 1860 ile 2360 arasında görebiliyoruz. Burada topraktan başka bir şey yok diyebiliriz ama buradaki görsel farklılıklar toprağın sahip olduğu çeşitliliği gösteriyor. Kırmızı ile gördüğümüz bölgelerde çimento atıklarından kaynaklanan ve yeşil olanlar ise tarama yaptığımız bölgenin sahip olduğu doğal toprak yapısı ve maviler diğer bölgeden gelen kızıl topraklara denk geliyor. Şu andaki yaptığımız çalışma alan itibariyle dar bir alan olduğu için bu hassas değerleri görebiliyoruz."
Çorum İskilip bölgesinde yapılan bir çalışma hakkında bilgi veren Özdemir, "Bu bölgede bir su rezervinin olup olmadığının taramasını yaptık. Bölgedeki arkadaşlarımız, burada bir çeşme olduğunu ve selle birlikte bu çeşmenin kapandığını, yerini bulamadıklarını söylediler. Buna istinaden bir çalışma yaptık. Az önce bahsettiğim 2000-3000 arasındaki değerlerin üzerinde bir değer olan 800-4600 arasındaki değerleri gördük. 4600 değeri oradaki çeşmenin sahip olduğu toprak altındaki yapıyı gösteriyor. 800 değerimizde ise suyun kaynak noktasını görebiliyoruz. Ayrıca buradaki selden dolayı bu çeşmenin kaya yapısının kaydığını, bölgeden gelen suyun sızıp yayıldığını ve o bölgedeki ıslaklığın boyutunu görebiliyoruz" şeklinde konuştu.