TBMM Başkanı Şentop: Dünya yalnızca ABD mahkemelerine saygı duymak mecburiyetinde değil

TBMM Başkanı Mustafa Şentop, ABD makamlarının, mahkemenin Metin Topuz kararını eleştiren açıklamalarına ilişkin, "Dünya yalnızca ABD mahkemelerine saygı duymak mecburiyetinde değil. Türkiye'deki mahkemelere Amerikalılar da bizler de saygı duymalıyız" dedi.

TBMM Başkanı Mustafa Şentop

TBMM Başkanı Mustafa Şentop, Mecliste gazetecilerin gündeme ilişkin sorularını yanıtladı.

Meclisin Kovid-19 ile mücadelesinin sorulması üzerine Şentop, Mecliste toplam 10 pozitif vakanın bulunduğunu, bunlardan 9'unun Meclis personeli, birisinin ise bir televizyon kanalının kameramanı olduğunu aktararak 7 kişinin tedavilerini gördükten sonra iyileşerek görevlerine başladıklarını söyledi. Şentop, diğer üç vakanın takibinin yapıldığını ve vakalar öğrenildiği andan itibaren temasta bulunanlarla ilgili PCR testlerinin yapıldığını, şu ana kadar pozitif çıkan kimsenin olmadığını dile getirdi.

Şentop, milletvekillerinde pozitif vakanın olmadığını ve isteyenlere test yapıldığını bildirdi.

Yassıada yargılamalarının hukuki dayanağının kaldırılmasını içeren teklife ilişkin muhalefet partilerinin kendilerine danışılmaması yönündeki eleştirilerinin anımsatılması üzerine Şentop, "27 Mayıs'tan sonraki gün bu konuyla ilgili görüşlerimi söyledim. Bunlar yazıldı. Zaman zaman tekrar tekrar sağda solda da söyledim. Hiçbir grup başkanvekiline, grup başkanına veya milletvekili arkadaşımıza, 'gel beraber çalışalım. Siz ne dersiniz?' diye bir şey yapmadım. Bu esasen yaptığım bir çalışmaydı ve onun neticesi bir teklif olarak bunu verecektim." dedi.

GÜNDEM
Adalet Bakanı Gül'den Metin Topuz kararını eleştiren ABD makamlarının açıklamalarına tepki

Değerlendirmelerinin basında yer almasının ardından kendisini arayan milletvekillerinin, grup başkanvekillerinin olduğunu ve bunların "biz de imza atmak isteriz" dediğini dile getiren Şentop, "Ben hazırladım, imzamı attım. TBMM Başkanvekilimiz Süreyya Sadi Bilgiç'in amcası Yassıada'da idamla yargılananlardan. O özellikle istedi ve imza attı. Ondan sonra da ben teklifi arzu edenler imzalasın diye bıraktım. Dolayısıyla hiç kimseyle görüşmediğim için, 'bizimle niye görüşülmedi' diyen arkadaşlara onu söyleyebilirim. Atmak isteyen hiç kimseye hayır demedik isteyen attı. Hukukçularla, akademisyenlerle, bu konuyla ilgili daha önce yazıp çizenlerle görüştük. 27 Mayıs dolayısıyla mağdur olanların ailelerden olanlar var." diye konuştu.

Bir gazetecinin, tazminat sınırlarının nasıl belirleneceğine ilişkin sorusunu yanıtlayan Şentop, "Biz, Yüksek Adalet Divanı ile ilgili maddeyi kaldırıyoruz. Dolayısıyla böyle bir yapı hukuk aleminde var olmaktan çıktığı için bunun vermiş olduğu kararlar, işlemler de hükümsüz hale kendiliğinden geliyor." şeklinde konuştu.

Merhum Başbakan Adnan Menderes ve arkadaşlarının "Anayasayı ihlal suçundan" mahkum olduklarını ve kendilerinin teklifle bu hukuki realiteyi yine hukuk aleminde ortadan kaldırıp, değiştirdiklerini belirten Şentop, "Mağdurların maddi, manevi tazminatlarıyla ilgili Danıştayda bir daire görevlendirilecek. Ona artık mahkemeler karar verecek." ifadesini kullandı.

Basın mensuplarının, geçmişte idam edilmiş bir kişinin yakınlarına tazminatla ilgili bir yargı kararı olup olmadığını sorması üzerine Şentop, sözlerini şöyle sürdürdü:

Hukukta tabii hakim, doğal hakim veya kanuni hakim ilkelerinin olduğunu anımsatan Şentop, "Yani suç işlemişse birkaç kişi veya suç işlediği iddia ediliyorsa onun yargılanacağı mahkeme bellidir. Suçun işlendiği sırada tabi olduğu mahkeme... Suçu işledikten sonra siz özel bir mahkeme kurup onu orada yargılarsanız bu tabii hakim ilkesine aykırı. Yassıada'da yapılan şey, belli kişileri yargılamak için özel bir mahkeme kurulmuş. Bunun örneği bizim tarihimizde yok. Bu şekilde darbe dönemlerinde de hiçbir dönemde yok. Onun için bunda emsal teşkil edecek bir durum yok. Bunun gibi aynı özelliklere sahip bir uygulama yok." dedi.

"Yassıada'yla ilgili özel bir durum var"

TBMM Başkanı Şentop, darbe dönemlerindeki mağduriyetler konusunun ayrıca konuşulabileceğini ancak onun sınırlarının olmadığını, bunu belki Meclisin ileriki bir zamanda tartışıp konuşabileceğini, bunun başka bir konu olduğunu söyledi.

Basın mensuplarının, Deniz Gezmiş, Hüseyin İnan, Yusuf Aslan'ın durumuyla ilgili tartışmaları anımsatması üzerine Şentop, şu değerlendirmelerde bulundu:

CHP'li Enis Berberoğlu ile HDP'li Leyla Güven ve Musa Farisoğulları'nın milletvekilliğinin düşürülmesine ilişkin tartışmaların hatırlatılması üzerine, Meclis tarihinde kesin hüküm nedeniyle milletvekilliğinin düşürülmesi konusunda dönem sonuna bırakılan bir tek dosya bulunmadığını bildirdi.

"Bireysel başvuru nedeniyle bekletme mümkün değil"

"Bireysel başvuru nedeniyle bekletmenin mümkün olmadığını" söyleyen Şentop, "Kesin hüküm, Yargıtay kararı onadıktan sonra kesin hüküm olur. Bireysel başvuru kesin hükmün etkisini ortadan kaldırmıyor." dedi. Yalnızca Anayasa Mahkemesine değil Avrupa İnsan Hakları Mahkemesine de bireysel başvuru yapılabildiğini belirten Şentop, şöyle konuştu:

"El cebinden cömertlik"

"Milletvekilliğinin düşürülmesinin dönem sonuna bırakılması yönündeki tartışmalara" yanıt veren Şentop, "Anayasa ve İçtüzük hükümlerini bir yasama dönemi boyunca "hiç uygulanamaz hale getiremeyeceklerini" vurguladı. Şentop, "Sorumluluk Meclis Başkanında. 'Böyle yapsın, öyle yapsın.' Hesap bizden sorulacak. Hesaba hiç kimse ortak olmuyor. El cebinden cömertlik." dedi.

Meclis Başkanlığı seçimi hatırlatılarak "Siz nasıl düşünüyorsunuz, aday olacak mısınız?" sorusuna Şentop, "Bilemiyorum. Siyasette 24 saat çok uzundur. Daha çok erken, vakit var." karşılığını verdi.

"Bekleyelim, görelim"

Ayasofya'nın ibadete açılması tartışmasının gündemde olduğu anımsatılarak değerlendirmesi sorulan Şentop, "Ayasofya meselesi birçok boyutu olan bir konu. Bu konuda karar verirken bunların hepsi değerlendirilir, değerlendirmelidir. Daha önce konuya ilişkin atılan adımlar var. Ön tarafındaki bir bölüm vardı. Burası 1980'lerin sonunda ibadete açılmıştı. Bu konuda atılmış bir adım var vakti zamanında da. Ayasofya sonuçta yüzyıllardır cami olmuş. Bekleyelim, görelim."

"Herkes saygı duymalı"

ABD'nin İstanbul Başkonsolosluğu eski çalışanı Metin Topuz'a "FETÖ'ye yardım suçundan" 8 yıl 9 ay hapis cezası verilmesini eleştiren ABD makamlarına tepki gösteren Şentop, "Malum Türkiye'de de Amerika'da da var. Nasıl Amerika'da Halkbank davasına bakan mahkeme, mahkemedir. Yargıçlar var; ABD Başkanı, senatörler, milletvekilleri onlara karışamıyor. Bizde de mahkeme, hakim ve yargılama süreci var. Mahkeme bir karar vermiş. Bu kararla ilgili bizim söyleyebileceğimiz bir şey yok. Sonuçta bir mahkeme kararıdır. Gereğini yerine getirirler ve herkes buna saygı duymalı. Dünya yalnızca ABD mahkemelerine saygı duymak mecburiyetinde değil. Türkiye'deki mahkemelere Amerikalılar da bizler de saygı duymalıyız." ifadelerini kullandı.

"Meslek kuruluşu, meslek kuruluşu olarak kalmalı"

Baro seçimleriyle ilgili düzenleme hazırlığına ilişkin soru üzerine Şentop, Anayasa'nın konuya kamu kurumu niteliğindeki meslek kuruluşları olarak yaklaştığını söyledi. Çoklu kurulabilen kamu kurumu niteliğindeki meslek kuruluşu bulunduğunu dile getiren Şentop, "Bu konu, Anayasa Mahkemesine de gitmiş. Anayasa Mahkemesi, bunun olabileceğini söylemiş, Anayasa'ya aykırı bulmamış. Bu kapsamda Turist Rehberliği Meslek Kuruluşu var. Bununla ilgili bir kanun çıkarılmış. Birçok alternatif var." dedi.

Konuya ilişkin şahsi kanaatini paylaşan Şentop, şöyle devam etti:

Dünyada meslek kuruluşlarının kendi alanlarıyla meslek ve meslektaşlarıyla ilgili faaliyet gösterdiğine dikkati çeken Şentop, şunları kaydetti:

GÜNDEM
Dışişleri Bakanlığı'ndan ABD'ye 'Metin Topuz' tepkisi: Türk yargısı bağımsızdır