Öğrencilerle sohbet eden Topçu dünyada yaşanan gelişmeler ışığında ülkece ve milletçe insanlığın yararına takındığımız tutuma ve gelişmenin ve ilerlemenin ancak insanın kendi değerlerini unutmadığı zaman mümkün olabileceğine vurgu yaptı.
“Türkiye ve Türk insanı dünyada istikrarın, refahın, barışın ve güvenliğin teminatıdır”
Topçu sözlerine şöyle devam etti:
“Savaşın, soykırımların, gözyaşının olduğu coğrafyalara baktığımız zaman ne yazık ki bütün bunlar bizim medeniyet coğrafyamızda oluyor. Mağduriyetin, zulmün, gözyaşının olduğu coğrafyalar bilim ve teknoloji üretenlerin deney alanı gibi. Hiroşima'ya Nagazaki'ye atom bombası atılmasını Amerika halkına sorsaydılar ben eminim ki Amerika halkı böyle bir şey istemezdi. Keza, Filistin’de Bosna’da Suriye’de, Irak’ta, Myanmar’da, Doğu Türkistan’da yapılanları da, yapan devletlerin halklarına sorulsa asla istemezlerdi. Halklar masum ama halkların başındaki yönetimler, emperyal emelleri için ne yazık ki gücü yettiğine istediği gibi davranıyor. Zayıfa zulmedilen bir dünyada yaşıyoruz. Bizim Cumhurbaşkanımız bunu Birleşmiş Milletler’de "dünya beşten büyüktür" diyerek gündeme getirdi. Çünkü dünyamızın acilen adalete, barışa ve her türlü kaynağın adil paylaşılmasına ihtiyacı var. Aranızda ABD, İngiltere, Polonya’dan misafirlerimiz var. Türk insanının, hoşgörü ve misafirperverliğini bu vesile görme imkanı bulacaksınız. DEAŞ, FETÖ, PKK, PYD, YPG gibi bütün dünya için bütün insanlık için tehdit olan küresel terör örgütleri ile mücadele eden 3.5 milyon savaş mağduru Suriye ve Iraklı’yı yıllardır ülkesinde misafir eden Türkiye ve Türk insanı dünyada istikrarın, refahın, barışın ve güvenliğin teminatıdır. "
“Sizlerin yönettiği dünya adaletli ve barış içinde olsun”
Öğrencilere tavsiyelerde bulunan Topçu, “gelecekte dünyanın idarecisi inşallah sizler olacaksınız. Sizlerin yönettiği dünya güvenli, herkes için salt adaletin olduğu bir dünya olsun. Bunları gerçekleştirebilmek için insanlığın güvenlik, özgürlük, adalet ve refahta eşit katılımlı kolektif bir akla ihtiyacı var. Uzun menzilli füzeler üretmek yerine hastalıklara, açlık ve susuzluktan ölümlere çare bulmalıyız. Çevreyi kirletmemeli, doğayı, yeşili, suyu, havayı kirletmemeli, dünyamızı yaşanmaz hale getirmemeliyiz. İçinde insan sevgisinin, doğa sevgisinin olmadığı, insan için, doğa için olmayan maddeci, insanlığı, doğayı yok eden bilimi reddetmeliyiz” dedi.
Yunus Emre Enstitüsü’nün faaliyetlerine değinen Topçu, “Türk - İslam coğrafyasıyla her zaman ve her yerde ilgiliyiz. Yunus Emre Enstitüsü’nün faaliyetlerini takdirle, gururla takip ediyor ve görüyorum. Yunus Emre Enstitüsü, Anadolu’da yaşayan Türk milletinin duygu ve düşüncelerini, sizin ülkelerinizde yaşayan insanlara ulaştırarak ciddi bir kültür köprüsü oluyor. Yunus Emre Enstitüsü, Türkiye’nin, Türk dilinin, edebiyatının, tarihinin, kültürünün ve sanatının tanıtılması, Türkiye ile diğer ülkeler arasındaki dostluğun ve kültürel bağların pekişmesi yönündeki çalışmalarını 48 ülkede kurduğu 58 kültür merkezi aracılığıyla gerçekleştiriyor, bundan çok memnunum” dedi.