12 Eylül darbesinin mimarlarından Kenan Evren'in ölümünün ardından, 90 yaşındaki Tahsin Şahinkaya'nın da yaşamını yitirmesiyle 2 sanıklı 12 Eylül Davası resmen düşmüş oldu. Bu durum, 12 Eylül'ün bir darbe olduğuna ilişkin yargı kararının kesinleşmesinin önüne geçmiş oldu. İki sanıklı 12 Eylül Davası'nda mahkeme, Evren ve Şahinkaya'yı darbe suçundan müebbet hapis cezasına çarptırmış, kararın temyiz edilmesi üzerine dosya yaklaşık 1 yıldır Yargıtay'ın önünde bekliyordu.
YARGI SÜRECİNİN ÖNÜ AÇILDI
12 Eylül 1980 askeri darbesinin sorumlularının yargılanmasını engelleyen Anayasanın geçici 15. maddesinin 2010 referandumu ile kaldırıldı. Bunun üzerine Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı, dönemin Genelkurmay Başkanı ve 7. Cumhurbaşkanı Kenan Evren ile dönemin Hava Kuvvetleri Komutanı Tahsin Şahinkaya hakkında dava açtı.
MÜEBBET ALDILAR
Ankara 12. Ceza Mahkemesi'nde görülen davanın ilk duruşması, 4 Nisan 2012 tarihinde yapıldı. Özel yetkili mahkemelerin kaldırılmasının ardından dava, Ankara 10. Ağır Ceza Mahkemesi'ne alındı. Mahkeme, 18 Haziran 2014 tarihinde, sanıklar Evren ve Şahinkaya hakkında, “Muhtırayla Anayasa'yı ve TBMM'yi ortadan kaldırmaya ve görevini yapmasını engellemeye teşebbüs suçunu işledikleri, 12 Eylül 1980'de de cebren Türkiye Cumhuriyeti Anayasası'nı tağyir, tebdil veya ilgaya ve bu kanun ile teşekkül eden TBMM'yi ıskat ve cebren men suçunu işledikleri gerekçesiyle” rütbelerinin sökülerek müebbet hapis cezası verilmesine hükmetti.
DOSYA 1 YILDIR YARGITAY'DA BEKLİYOR
Sanık avukatlarının mahkemenin kararı temyiz etmesi üzerine konu Yargıtay'a taşındı. İki sanık hakkındaki dosya yaklaşık 1 yıldır Yargıtay'ın önünde beklerken, 9 Mayıs 2015 tarihinde Kenan Evren hayatını kaybetti. Böylece davanın tek sanığı olarak Tahsin Şahinkaya kaldı. Dün de Şahinkaya, İstanbul GATA'da hayatını kaybetti.
DAVA DÜŞECEK
Yargıtay, Türk Ceza Kanunu'nun (TCK) 64. maddesine göre, sanıkların ölmesi nedeniyle davanın düşürülmesine karar verecek. O dönem yapılan işkence ve sivil ayağına yönelik soruşturmalar hala devam ediyor. Yargıtay'ın darbe davasına ilişkin vereceği karar, söz konusu soruşturmaları yürüten savcılar için de yol gösterici bir durum ortaya çıkaracaktı.
En zengin general!
Cebinde 1 kuruşu olmayan Topal Mehmet'in oğlu olarak dünyaya gelen Şahinkaya'nın mal varlığı çok tartışıldı. Şahinkaya'nın adı, Türkiye'nin ABD'den F-16 savaş uçağı alımında 23 milyon dolarlık rüşvet iddialarıyla anılmıştı. Time dergisine, “Dünyanın en zengin 50 generali” başlığıyla haber olmuştu. Anayasa'ya eklenen geçici 15. madde ile dokunulmazlık elde ettiği için iddialar bir türlü araştırılamadı. Lockheed General Dynamics Şirketi'nin Yunan asıllı eski Başkan Yardımcısı Takis Veliotis, 1981'de sonuçlanan F-16 anlaşmasının yapılabilmesi için Türkiye'de 23 milyon dolar rüşvet verdiklerini itiraf etmiş ancak rüşvetin kime verildiğini açıklamamıştı. Şahinkaya söylentilere ancak 30 yıl sonra bir gazetede cevap vermiş ve “Benim dönemimde alınan hiçbir karar şahsi değildir. Öyle bir entrikalar dönüyor ki... Şerefsizliktir, haysiyetsizliktir... Kaldı ki ben uçak sanayiinin kurulmasına büyük emeği geçmiş bir insanım. İnsan evladına ihanet eder mi, nankörlük eder mi?” demişti.
GATA'da tedavi görüyordu
90 yaşında vefat eden Şahinkaya, bir süredir GATA Haydarpaşa Eğitim Hastanesi'nde organ yetmezliği nedeniyle tedavi görüyordu. 1925'de Amasya Merzifon'da doğan Şahinkaya, TSK'nın çeşitli kademelerinde görev yaptıktan sonra 21 Ağustos 1978'de Hava Kuvvetleri Komutanlığı'na atanmıştı. Şahinkaya, 12 Eylül 1980 tarihinden sonra Milli Güvenlik Konseyi Üyeliği ile Hava Kuvvetleri Komutanlığı'nı beraber yürüttü. Evli ve 2 çocuk babası olan Şahinkaya, 6 Aralık 1983'te emekliye ayrıldı. Şahinkaya'nın cenazesi, cumartesi günü Selimiye Camisi'nde öğle vakti kılınacak namazın ardından Karacaahmet Mezarlığı'nda toprağa verilecek.