MHP Lideri Devlet Bahçeli, CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’nun ‘Cumhurbaşkanı tarafsız olmalı’ sözlerine “Cumhuriyet tarihinde bize tek bir tarafsız Cumhurbaşkanı göstersin” çağrısı geldi. Partisinin TBMM Grubu’nda konuşan Bahçeli, özetle şunları söyledi:
SİSTEM TUTTU: Cumhur İttifakı yalnızca seçim ittifakı değildir. Hedefimiz İla-yı Kelimetullah’tır, hedefimiz Kızılelma’dır. Geride kalan bir yıllık sürede Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi tutmuş, uyum ve uygulama süreci kazasız belasız mesafe almıştır. Yeni sisteme alışma devresi de son derece uyumlu geçmiştir. Yeni sistem olmuştur. CHP’nin takoz koyma hevesleri ters tepecektir.
TARAFSIZ GÖSTER: CHP’nin ucuz siyasi kafasına göre, cumhurbaşkanı tarafsız olmalıymış. Yani partisiyle bağı kesilmeliymiş. Kılıçdaroğlu, eğer biliyor ve inanıyorsa, Cumhuriyet tarihinde bize tek bir tarafsız cumhurbaşkanı göstersin? Yüreği varsa, bilgi ve görgüsü yetiyorsa tek bir numune isimden bahsetsin?
UYUMSUZLUK BİTTİ: Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi’yle devlet hayatında fiili-hukuki uyumsuzluk ve uygunsuzluk devri sona ermiştir. Sahnenin önünde tarafsız, arkasında siyasi ve ideolojik saiklerle hareket eden cumhurbaşkanları dönemi kapanmıştır.
ÇARPIK HASTALIK: Kim olursa olsun, mühim olan Cumhurbaşkanlığı sıfatını taşıyan değerli şahsiyetin, görevinin yeter ve gerek şartlarını objektif esaslara muvafık, hukuki ve ahlaki kurallara riayet ederek icra etmesidir. Bugünkü siyaset verileri ışığında mutlak bir tarafsızlık akıl ve mantık ölçüleriyle çelişecek, eşyanın tabiatıyla ters düşecektir. Kılıçdaroğlu’nun kıvranması çarpık siyaset hastalığıdır.
DEMEDİ DEME, SUYUN ISINIYOR: CHP Genel Başkanı, devşirilmiş ve döne döne çula çaputa dönmüş siyasi iplikçilerle eski sistemin özlemini duyarken, tenakuzlara batmaktan da kendisini kurtaramamaktadır. Aklıyla dili arasına kara kediler girdiğinden pot kırmanın yanında zor durumlara bodoslama düşmektedir. Kılıçdaroğlu, İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanının siyasi çap ve çeperini genişletip “hıyarım var” diyen kim varsa tuz alıp koşmasından anlaşılan biraz ürkmüş, ‘ne oluyoruz, nereye düştük’ sorusunu zannederim kendisine sormaya başlamıştır. Demedi demesin, beni dinlesin, gidişat hayra alamet değildir. Kılıçdaroğlu için çember daralıyor, suyu ısınıyor, kader ağlarını dört bir koldan örüyor.
MAKSAT HİZMET DEĞİL: (Ekrem İmamoğlu) Genel Başkanı’ndan rol kapmak için durum ve fırsat gözleyen İstanbul’un yeni Belediye Başkanı da, boş zamanlarında makamına uğrarken, geri kalan zamanlarında üstüne vazife olmayan her şeyle uğraşmaktadır. Maksat hizmet değil, gizli ve adrese teslim hesaptır. Terörist Demirtaş hasreti ise bu şahısta günden güne kabarmaktadır.
ERGENEKON’A BERAAT KARARI: Türk Silahlı Kuvvetleri üzerinde alçak ve hain bir kurgu yapılmıştır. Ümidim ve beklentim, gerçek darbe plancılarıyla masumların hiçbir şart altında yan yana getirilmemesi, bir ve aynı görülmemesidir. Kozmik odaya girmek için uydurulmuş sözde suikast iddialarından tutun da Balyoz Davasına kadar pek çok hukuki süreç yıllar yılı devam etmiş, ülkemiz özel yetkili mahkemelerin tasallutu altına sokulmuştur. Türkiye’yi içten içe çürütmek için harekete geçen FETÖ’cü alçaklar şerefli Türk askerine kara çalmak, terörist yandaşlarına yer açmak için adeta saldırıya geçmişlerdir. Bu dönem geride kalmıştır.
Çipras layığını buldu
(BM’nin bölücü örgütle eylem planına imza atması ve terörist Cemil Bayık’ın yazısı) Birleşmiş Milletler Genel Sekreteri’nin özel danışmanı olan bir zatın YPG/PKK’lı bir teröristle masaya oturması, sözde bir eylem planına bu teröristle imza atması tarifi olmayan bir alçalmadır. Birleşmiş Milletler’in bir terör örgütünü resmi muhatap kabul etmesi terörizmle mücadeleyi köstekleyecek, küresel adaleti ve insanlık vicdanını sukutu hayale uğratacaktır. Bir diğer skandal da PKK’lı bir teröristin Washington Post’ta karanlık makalesinin yayınlanmasıdır. Hiçbir tezgâh ve tuzak Türk milletine boyun eğdiremeyecektir.
(Yunanistan’daki seçimler) Ülkemizi tehdit eden topal ördek (Alexis) Çipras sandıkta layığını bulmuş ve pılısını pırtısını toplayarak iktidardan göçüp gitmiştir. Sinir uçlarımıza dokunan olursa alınlarını karışlarız, sınırlarımızı zorlayan çıkarsa Osmanlı şamarını indiririz.”