Yazar Yusuf Kaplan, 15 Temmuz gecesi gerçekleştirilen darbe girişiminin Türkiye'ye karşı savaş ilanı olduğu ve bu girişimin Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın kararlı duruşu ve 'Ölmek var, dönmek yok!' tavrıyla püskürtüldüğünü söyledi.
Halka ve TBMM'ye kurşun sıkıldığını ifade eden Kaplan, “Halk 15 Temmuz gecesi, darbecilere, darbecilerin tanklarına karşı göğsünü siper etti, destan yazdı. Bir dönem kapandı” diye konuştu. “Bu bir istiklal ve istikbal savaşıdır” diyen Kaplan, şu değerlendirmede bulundu: “Kritik eşik aşıldı. Asil iş, şimdi başlıyor. Bundan sonraki süreç, bütünleşme, kenetlenme, yaraları sarma, tarihi yürüyüşe topyekun hazırlanma sürecidir. Bir asır önce, Osmanlı durduruldu, bu toplumun medeniyet iddiaları reddedildi. Bu toplum, bir asır boyunca tarih yapan bir aktörden tarihte tatil yapan figüran rolü oynamaya mahkum edildi. Bu toplumun bin yıl insanlık tarihini yapan, varlık nedenini oluşturan, üç kıtayı altı asır barış yurduna çevirmesini mümkün kılan yegane sigortası ülkenin bütün kurumlarından ve yapılarından uzaklaştırıldı.”
Halk canını ortaya koydu
Gazeteci yazar Mustafa Yazgan'sa 15 Temmuz'da Türkiye'de yaşananın, darbenin ötesinde “terör hareketi” olduğunu belirterek, “15 Temmuz'a gelinceye kadar çeşitli zeminlerde gelişen paralel devlet yapısının, artık vaktinin geldiğine hükmetmesiyle kendi kendine harekete geçen, güya devleti ele geçirme hareketi. Ama bu millet, demokrasiye olan bağlılığını ortaya koyarak, canını, kanını dökerek millet iradesine karşı gelen bu hareketi kendi gücüyle adeta sona erdirdi” dedi.
Duracak bir yer olmalı
Yazar Ebubekir Kurban, merhum siyasetçi Muhsin Yazıcıoğlu'nun, “Namlusunu millete çevirmiş tanka selam durmam” sözünü hatırlatarak, “Olaylardan sonra zihnimi, kalbimi aydınlatan bu söz oldu. Dünyaya Türkiye'den bakmaya çalışan bir insanım. İnsanın duracak bir yerinin olması lazım. Bir yerden bakarak insanlar konuşurlar. Durduğumuz bir yer varsa her yeri görürüz ama durduğumuz bir yer yoksa hiçbir yeri göremeyiz. Türkiye bana, durduğum yeri, hakikati gösteriyor. Kalbimin attığı yer bu topraklardır. Elbette bu yaşananlardan dolayı çok acı duyuyorum ve acı çekiyorum. Çok ağladım” açıklamasında bulundu.
Gençlerin cevval olduğunu gördük
Yazar Ertuğrul Fındık da darbe girişimine ilişkin vurgulanması gereken iki husus olduğunu dile getirerek, “Birincisi, belki uzun zamandır eleştirdiğimiz hiç darbe görmemiş 90 kuşağı gençlerin ne kadar cevval, ne kadar delikanlı olduklarını bir kez daha bu girişime cesaretle karşı çıkmalarından anladık. 'Bu gençlerden bir şey olmaz' düşüncesi de böylelikle çökmüş vaziyette. İkinci husus ise tabii ki şehitlerimiz. İçlerinde 20- 25 yıldır arkadaşlık yaptığımız insanlar da şehit oldu” dedi.
En ağır şekilde cezalandırılmalılar
Sosyologlar Derneği Başkanı Prof. Dr. Sami Şener, halkın, 15 Temmuz'da darbe girişimine karşı değerlerine, devletine, geleceğine, hak ve hürriyetine ne kadar sahip çıktığını destansı bir şekilde gösterdiğini belirtti. Darbeye teşebbüs edenlerin en ağır şekilde cezalandırılmalarının önemine işaret eden Şener, bu kişilerin hayatlarını halkın vergisiyle sürdürmesinin doğru olmayacağını ifade ederek, bu kişilerin cezasının idam olması gerektiğini kaydetti. Şener, darbeye karşı çıkarak kahramanca şehit olanların hakları ve hayat tazmininin, darbeye girişen üst düzey kişilerin mal varlıklarından karşılanması gerektiğine dikkati çekti.