Prof. Dr. Ahmet Ercan beklenen İstanbul depremi için o tarihleri işaret etti

Marmara Denizi'nde bu sabah meydana gelen depremi, 'depremcik' olarak değerlendiren Jeofizik Yüksek Mühendisi Prof. Dr. Övgün Ahmet Ercan, "Bugün olan deprem, 2045 yılında beklemiş olduğum, İstanbul kolu ve Tekirdağ kolu depremciklerinden bir tanesidir. Aşağı yukarı 2045'te beklediğim patlama yerinin üzerinde olmuştur. Yani dış odak konumu, 2045'te olacak depremin dış odak konumu ile çakışmaktadır" dedi.

Prof. Dr. Övgün Ahmet Ercan

Marmara Denizi'nde bu sabah 3.5 büyüklüğündeki depremi değerlendiren Jeofizik Yüksek Mühendisi Prof. Dr. Övgün Ahmet Ercan, "Bunlar uyarıcı depremler. Yani, öncü deprem demek, hemen arkasından büyük bir deprem gelecek anlamını içerir. Bundan hemen büyük bir deprem gelecek anlamı çıkarılmaz. Marmara'da depremler olmadan önce bu tür öncü depremler, kırığın işleyişi, zamanı ve derinliği konusunda, bir de boşalacak gerginlik boşalımı üzerine, Jeofizik Mühendisleri çok önemli bilgiler verirler. Biz olan her depremciği çok ayrıntılı olarak işler ondan bilgi ediniriz. Dörtten daha küçük olan depremlere depremcik denir ki bu bir depremciktir. Dörtten daha büyüklerine deprem denir. Marmara'nın yıkımcıl eşdeğeri ise, altı onda dörtten sonra başlar. Bugün olan deprem, 2045 yılında beklemiş olduğum, İstanbul kolu ve Tekirdağ kolu depremciklerinden bir tanesidir.Aşağı yukarı 2045'te beklediğim patlama yerinin üzerinde olmuştur. Yani dış odak konumu, 2045'te olacak depremin dış odak konumu ile çakışmaktadır" diye konuştu.

GÜNDEM
Büyükçekmece açıklarında deprem: İstanbul ve çevre illerde hissedildi

"Depremcik kümeleşmesi Büyükçekmece çevresinde yoğun"

Marmara'daki depremlerin özellikle Büyükçekmece civarında olması konusunda ise Ercan, "Kuzey Marmara kabuğu tek parça değil. Kuzey Marmara üç parçadan oluşuyor. Bunlardan bir tanesi Kocaeli parçası, bir tanesi ise Trakya parçası. Kocaeli parçasının bittiği yer Büyükçekmece'dir. Büyükçekmece'nin batısındaki olan kesimler ise Ergene Kabuğu diye adlandırılır. Şimdi İstanbul'un altındaki kabuğun kırılmaya karşı göstermiş olduğu direnç, çok yüksektir yani kabuk çıtır değildir. Ve orada granit katmanı ile çok kalın olması nedeniyle ve magmanın da iki kilometreye kadar yüzeye yakınlığı nedeniyle, kırılma direncini artırmıştır. Bu da İstanbul depreminin olmasını geciktirmektedir. Şimdi bunu yenebilmesi için, altı milyar cigatonluk bir gücü biriktirmiş olması gerekiyor ki kırsın. Şimdi bu gücü biriktirmediği için kırılma gerçekleşmiyor. Bugünkü deprem olan yer dahil, Mimaroba'dan sonra, Kumburgaz'ın bulunduğu kesim Silivri, Tekirdağ, Kumbağ, Şarköy, Mürefte, Hoşköy ve oradan Gelibolu'ya kadar olan bölümde, oralar orta gevrek olduğu için çok fazla çatırdamalar oluyor yani depremcik kümeleşmesi oralarda daha fazla oluyor" şeklinde konuştu.

"2040 ile 2050 arasında deprem bekliyoruz"

İstanbul depremini 25 yıl sonra beklediğini ve bu süre içinde kentsel dönüşümün tamamlanması gerektiğini aktaran Ahmet Ercan, şunları söyledi:

"Yıkımların yüzde 70'i Avrupa İstanbul'unda, yüzde 30'u Anadolu İstanbul'unda olacak"

Beklenen deprem olduğunda İstanbul'da en çok nerelerin etkileneceği sorusuna ise Ercan, şu yanıtı verdi: