Orduya kumpas davalarının birer birer beraatle sonuçlanmasının ardından Fetullahçı Terör Örgütü'nün (FETÖ), Türk Silahlı Kuvvetleri'nde (TSK) örgütlenmek için kendinden olmayan subayları hangi yöntemlerle sistem dışına ittiği ortaya çıktı. Balyoz kumpasıyla cezaevinde yaklaşık bin 300 gün kaldıktan sonra Anayasa Mahkemesi (AYM) kararıyla beraat eden emekli Kurmay Albay Mustafa Önsel, TSK'daki FETÖ örgütlenmesini “Ağacın Kurdu, TSK'de Şakirtlerin İşgali mi? Fethullah'ın Askerleri" başlıklı kitabında anlattı. Kitapta, “FETÖ'nün ilk ciddi kıyımını gerçekleştirdiği" iddia edilen Hava Kuvvetleri'ndeki yapılanmasına ilişkin iddialar dikkat çekti.
DAVAYLA OLMAZSA RAPORLA YOLLADILAR
Hava Kuvvetleri ve Hava Harp Okulu'ndaki FETÖ yapılanmasının diğerlerine göre daha eski ve güçlü olduğu iddia edildi. Hava Harp Okulu'nda 2005 yılında atanan “çok özel subaylar"la kendilerinden olmayan öğrencileri eleyen FETÖ, örgüt üyesi pilotları yetiştirdikten sonra da başarılı savaş pilotlarını türlü yöntemlerle sistem dışına itti. Kumpas davaları döneminde, bazı internet sitelerinde asılsız senaryolarla hakkında karalama kampanyaları yürütülen subayların terfi şansları elinden alındı. Bu sitelerde ismi hiçbir şekilde geçmeyen örgüt üyeleri ise alternatifsiz terfi gördüler.
YER HİZMETİNE ÇEKTİLER
Orduda daha çok yönetim kademelerini ve kritik birimleri ele geçirmeyi amaçlayan örgüt, kumpas davalarıyla ulaşamadığı subayları sağlık raporlarıyla tasfiye etti. Pilot olmayan havacıların tümgenerallikten daha yukarı terfi alamayacağı kuralını da gözönünde bulundurarak havacıların elinden önce pilotluklarını aldı. Hava hastanelerindeki doktor imamlar eliyle savaş uçağı pilotları “uçamaz" raporu verilerek yer hizmetlerine çekildi. Örgüt, hava hastanelerindeki yapılanmaları marifetiyle, her yıl yapılan muayenelerde en ufak bir rahatsızlık durumunda uçamaz raporu verilen pilotları elemekte zorlanmadı.
HEP AYNI DOKTORLAR
Pilotlar daha çok Eskişehir ve Etimesgut Hava Hastaneleri'nin raporlarıyla sistem dışına itildi. Pilotlar en çok kalp-damar ve kardiyoloji bölümlerinin verdiği raporlarla elendi. Havacılara verilen sağlık raporlarındaki teşhisler çoğunlukla, “minimal mitral yetmezlik", miyo kardiyal bridge", “iskemiye neden olan koroner arter rahatsızlığı" oldu. Bu rahatsızlıkların her insanda rastlanabilen, uçmaya engel olmadığı gibi rahatsızlık bile sayılmayan teşhisler arasında olduğu belirtildi. Paralel yapının Eskişehir, Etimesgut ve İzmir Hava Hastanelerinde çok etkin olduğu öğrenilirken, pilotlara verilen “uçamaz" raporlarının büyük çoğunluğunun ise Etimesgut Hava Hastanesi'nin doktor imamı M.A. ve Eskişehir Hava Hastanesi'nin doktor imamı Ş.B. tarafından verildiği kaydedildi.
500 TSK mensubu mağdur
Paralel örgüt, yıllık sağlık raporları marifetiyle 2008-2014 yılları arasında savaş pilotu 50'yi aşkın kurmay albay ile 10'u aşkın generali tasfiye etti. Kurmay olmayan 80'i aşkın savaş pilotu da o yıllarda muayeneye takıldı. Ancak edilen bilgiye göre, uçamaz raporlarıyla son 5-6 yılda sistem dışına itilen pilot sayısı 500'ü aşıyor. Sağlık raporuyla sistem dışına itilenler arasında emekli Pilot Kurmay Albay İ.Ü., emekli Pilot Kurmay Yarbay E.Ç., emekli Pilot Binbaşı H.Ü., emekli Pilot Yüzbaşı E.Ç. de yer alıyor. Doktor imamların raporlarıyla yer hizmetlerine döndürülen pilotlar, düştükleri tuzağı Türkiye'nin en saygın hastanelerinde oldukları muayenelerde anladı. Hava Hastanesi'nde uçamaz raporu verilen pilotların yüzde 95'i sivil hastanelerde sağlam çıktı. Paralel yapının tasfiye ettiği savaş pilotları, halen çeşitli hava yolu şirketlerinde pilot olarak uçuyor. Böylelikle uçma aşkının en önemli unsur olarak öne çıktığı pilotlar paralel örgütün örgütteki imamları vasıtasıyla kolaylıkla sistem dışına itilmiş oldu. Bu boşalan kadroların çoğu ise örgüt unsurlarıyla dolduruldu.