Şirvan ilçesine bağlı Ormanbağ köyünde, 1993 yılında 8 yaşında olan Ekrem Şeflek, çobanlık yaptığı sırada, PKK'lı teröristler tarafından hayvanlarıyla birlikte kaçırıldı. Şeflek ailesi, durumu jandarmaya bildirerek, güvenlik korucuları eşliğinde de çocuklarını aramaya başladı. Bir süre sonra yüzlerce hayvanı telef edilmiş bulan aile, Ekrem'den herhangi bir ize rastlamadı. Asker olmak isteyen ve son çekilen fotoğrafında da üzerinde üniforma bulunan Ekrem'den 28 yıldır haber alamayan aile, terör örgütü PKK tarafından kaçırılan çocuklarının bulunması için Diyarbakır'da HDP binası önünde 1,5 yıldır evlat nöbeti tutan ailelerin arasına katılmaya karar verdi.
"Hasretinden hasta oldum"
Ekrem'in annesi Huri Şeflek, acısını dile getirerek, "Oğlumu kaçıran bu terör örgütünün Allah belasını versin. Ben oğlumun hasretinden hastalandım. Kocam ve diğer oğullarım güvenlik korucusudur. Bizler kendimizi bildiğimiz günden bu yana devletimizin yanında olduk. Oğlum; sağ isen gel yanımıza. Ölü ise kemikleri bize verilsin" diye konuştu.
"Oğlumdan önce iki genç kaçırıldı biri öldürüldü"
Naif Şeflek de oğlu Ekrem kaçırılmadan önce 2 gencin daha kaçırıldığını ve 1'inin öldürüldüğünü anlatarak, "27 Ekim 1993'te saat 16.00 sıralarında çocuğum, sürü ile birlikte kaçırıldı. Akşam bulamadık. Sabah erken saatlerde bize haber verdiler. Sürünün bulunduğunu söylediler. Bizler de burada bir korucu tim ve askerle birlikte gittik. Olay yerine gittiğimizde bine yakın koyunu, kesilmiş ve şişlenmiş halde bulduk. 100 koyun bize aitti ancak çocuğumdan herhangi bir iz yoktu. Sabaha kadar orada kaldık sonra tekrar köyümüze döndük. Benim oğlumdan önce 2 genç kaçırıldı. Biri öldürüldü diğeri ise geri verildi ancak benim oğlumdan bir iz yoktu" diye konuştu.
"Tek isteğimiz Ekrem'in dirisinin ya da ölüsünün bulunması"
Ekrem'in ağabeyi Übeyit Şeflek ise ailesinin kaçırılma olayından sonra büyük sıkıntılar çektiğini kaydederek, "Ailem çok acılar çekti. Kardeşim 28 yıldır kayıp. Kendisinden hiç haber alamadık. Ben ve ailemin tek isteği Ekrem'in dirisinin ya da ölüsünün bulunmasıdır. Yani kardeşimin bir mezarı olsun ve bizler de bu mezara giderek dualarımızı edelim" dedi.
Çocukluk arkadaşı Süleyman Tünüklü de o dönem hayvanları Ekrem'le otlattıklarını anlatarak, "O fotoğrafı karakolda çektik. Askerlerle sürekli iç içeydik. Babalarımız o zaman güvenlik korucusuydu. Bir gün Ekrem’in kaçırıldığını ve koyunlarının öldürüldüğünü öğrendim. Ekrem'in bulunmasını çok istiyorum. Ailesinin çektiği acıyı çok yakından biliyorum" diye konuştu.