Muhafazakar aile hikayeleri neden bu kadar çok izlendi? Tepkili dindarlar ve muhafazakar entelektüellerin ayrışması

Geçtiğimiz sezon muhafazakar-seküler çatışmalı yapımlar seyirciyi ekrana kilitledi. İslami kimliğin geniş bir temsilini izlediğimiz diziler, dindarları temsil etmediği eleştirisiyle ilk etapta eleştiri yağmuruna tutuldu.

Esmanur Tuna Sarraç
Geçen sezon muhafazakâr-seküler çatışmalı yapımlar hem çok eleştirildi hem de çok izlendi.

Türk televizyonlarında ilk defa muhafazakâr dindar kesimlerden kısmen veya tamamen alınan hayat hikâyelerini dizi film olarak ekranda gördük. Daha önceleri de dindar karakterlerin ekranda yer aldığını görüyorduk, fakat bunlar derinliği olmayan örneklerdi. Kızılcık Şerbeti, Kızıl Goncalar ve Ömer dizilerindeyse ilk defa söz konusu kesimin iç yüzüne mümkün olduğu kadar bir yoğunlukla eğilmeye başlandı.

Kızılcık Şerbeti, Müslüman kimliğini ve İslam dinini gerici, eğitimsiz, boyun eğen ve modern olmayan niteliklerle yansıtırken Kızıl Goncalar şimdiye kadar el atılmayan tarikat mevzusunu, küçük kız çocuklarının evlendirilmesi üzerinden ekrana taşıdı.

Yeni Şafak yazarı Sevda Dursun, Türkiye’nin önde gelen hikayecilerinden Mustafa Kutlu ile Nihayet dergide yaptığı söyleşide son dönem dizi trendlerinden 'muhafazakar aile hikayeleri' hakkında konuştu.

Geçmişe göre daha sağlıklı bir yaklaşım

Yazar Mustafa Kutlu, dizi ve film dünyasında eskiden beri muhafazakar kesime bakışın daima ideolojik olduğunu ifade ederek, yeni dizilerde bu izlerin geçmişe nazaran daha sağlıklı bir bakış açısıyla ele alındığını aktardı.

Kızılcık Şerbeti dizisiyle Türk televizyonlarında ilk kez dindar kesimin hayatına geniş manada odaklanıldı. Muhafazakar aile dizilerinin ilgiyle takip edilmesinin nedeni, modern kesimdeki aileler ve maceralarının artık ilgi çekmemesi.

Turgut yeni bir kaynak keşfetti

Kızılcık Şerbeti ve Kızıl Goncalar'ın yapımcısı Faruk Turgut, Sevda Dursun’a verdiği söyleşide, 'tartışmalı' işler yapmak istediğini söyledi. Türkiye sosyolojisine ayna tutmak istediğini söyleyen Turgut, tartışmalı yapımlarla geçen sezon gündemden düşmedi.

Kızılcık Şerbeti ve Kızıl Goncalar, İslam dininin kuralları ve hassasiyetleriyle örtüşmediği için sert bir şekilde eleştirildi. Bu diziler eksiklerine rağmen Türk dizi tarihinde oldukça cesur işler.

Ekran ve gerçek hayatta aynı anda post kavgası

Kızıl Goncalar dizisinin Kızılcık Şerbeti'nden bir adım önde olduğunu düşünen Mustafa Kutlu, dizide yaşanan olayların gerçek hayattaki yansımalarına değindi:

Kızıl Goncalar'ın post kavgasının ekranda cereyan ettiği günlerde, Türkiye'deki tarikatların arasında da böyle tartışmaların olduğuna şahit olduk. Demek ki sosyolojisi oturmuş, yapılması gereken bir meseleymiş bu.

Dizide tekke adabına uymayacak ve tasavvuf müritlerinin ahlakına sığmayacak sahneler olduğunu söyleyen Kutlu, seyircinin buna tepkisiz kalmayıp reaksiyon gösterdiğini ifade etti.

Entrikanın nedeni 'yurt dışı satışları'

İkinci sezonda dizilerin bol entrikalı yeni bir formata dönüşmesinin çok eleştirilmesine değinen Faruk Turgut, özellikle Kızılcık Şerbeti dizisinde yurt dışı satışlarının dengelenebilmesi adına konsept değişikliğine gidildiğini aktardı.

Muhafazakar entelektüel kitlenin ilgisi büyük

Muhafazakar entelektüel kitlenin büyük ilgiyle takip etmesinden oldukça memnuniyet duyduğunu söyleyen yapımcı Turgut, bölümler yayınlandıkça verilen reaksiyonların nasıl değiştiğine değindi:

Biz bir drama kuruyoruz. İlk bölümlerde iyiler ve kötüleri belirli bir sertlikle vermek zorundayız. ikinci bölüme öyle bir sahne koydum ki, seyreden herkes ilk bölüme verilen tepkinin çok anlamsız olduğuna ikna oldu. O sahnede 28 Şubatçı bir profesöre 15 yaşındaki bir kız, kurduğu denklem üzerinden hayat dersi verdi.

Dünyada Amerikan dizilerinden sonra en çok satılan diziler Türk dizileriyken toplumun her kesiminin bu kanalla yansıtılması gerekiyor. Muhafazakar içerikli diziler yurt dışında da büyük yankı uyandırmış durumda. Türkiye’nin önde gelen hikayecilerinden Mustafa Kutlu; toplumun çeşitli katmanlarının yaşantısı, sosyolojisi, iktisadi, ahlaki ve toplumsal meselelerini gündeme getiren dizilere her zaman ihtiyaç olduğunu dile getiriyor.