İstanbul'daki Suudi Arabistan Başkonsolosluğuna girdikten sonra kendisinden bir daha haber alınamayan gazeteci Cemal Kaşıkçı olayında sona gelindi.
Olayın yaşandığı ilk günden bu yana Türkiye-Suudi Arabistan ve Batı ekseninde yaşananlar adeta tüm dünyanın dikkatini Kaşıkçı cinayetine çekti.
Son dönemlerde yaptığı operasyonlarla, FETÖ ve PKK başta olmak üzere Türkiye'nin içinde ya da dışındaki her teröristin korkulu rüyası olan MİT'in Kaşıkçı olayındaki temel adımları şöyle:
- Suudi Arabistan Başkonsolosluğu'na giren Cemal Kaşıkçı'nın arka kapıdan çıktığı iddiasının ardından, Kaşıkçı'nın binaya giriş saati, üzerindeki kıyafetler, nişanlısı Hatice Cengiz'e söyledikleri gibi somut bilgiler hızlı bir şekilde dünya kamuoyuna paylaşıldı.
Olayın ilk günlerinde Arabistan'ın 'muğlak' açıklamalarının devamı üzerine Türk istihbaratı, yabancı kaynaklara verdikleri bilgilerinde 'Olayın yaşandığı ana dair ses kaydının ellerinde olduğu' bilgisini verdi. Bu adım tüm dünyada geniş yankı uyandırdı ve Batı medyası Arabistan konusunda çok daha sert bir yaklaşım izlemeye başladı.
"Hangi odada arama yapacağımızı dahi biliyoruz"
Bu dönemde özellikle Konsolosluk binası ve resmi konutun aranmasına yanaşmayan Suudi Arabistan, Türkiye'nin bu konudaki taleplerini görmezden gelirken, batı kaynaklarına bilgi veren bir Türk güvenlik kaynağı olayın seyrini yeniden değiştirdi.
Kaşıkçı olayında tüm oklar Veliaht Prens Selman'ı gösterirken, özellikle Arap basınında Kral Selman'ı olayın dışında tutmaya yönelik yaklaşıma Türk istihbaratı El Cezire ile yanıt verdi. El Cezire'ye konuşan bir yetkili, ellerinde Suudi infaz timi ile Prens Selman'ın en yakın danışmanlarının iletişim trafiğine dair net detaylar olduğunu söyledi.
Kral Selman devreye giriyor
- Prens Selman'ın bu olayın içinde olduğu bilgisini dünya basınında sık ve güçlü bir şekilde işleyen Türkiye'ye yanıt Kral Selman'dan geldi. Selman, en yakın danışmanlarından biri olan Halid El Faysal'ı Türkiye'ye gönderdi ve Faysal hem Cumhurbaşkanı Erdoğan ile hem de Türk istihbarat yetkilileriyle bir araya geldi.
- Kral Selman, bu raporun ardından Cumhurbaşkanı Erdoğan'ı arayarak her türlü işbirliğine açık olduklarını ve cinayeti kabul ettiklerini söyledi.
'Arbade' yalanı aynı anda çürütüldü
- Tüm bu bilgilerin ardından Suudi cephesi 'Yapılanlar planlı değildi, o anda gelişti' açıklamasında bulundu. bunun üzerineyse Türk yetkililer, Kaşıkçı'nın öldüğü gün üzerindeki kıyafetleri giyen Suudi bir kişinin konsolosluk binasının arka kapısından çıktığını, Sultanahmet'te dolaştığı gösteren fotoğrafları kamuoyuyla paylaştı. Bu hamle, Suudi infaz timinin sadece Kaşıkçı'nın öldürülmesi anında değil, cinayetin öncesi, sırası ve sonrasında da belirli bir plan içerisinde hareket ettiğini dünyaya gösterdi.
Her şey çözüldü derken bu kez Skype konuşmaları 'sızdırıldı'
Kaşıkçı cinayetine ilişkin hemen tüm bilgileri paylaştığı düşünülen Türk makamları, Suudi Arabistan'dan gelen 'İlgili 15 kişiyi yargı önüne çıkaracağız. Bazı isimleri de görevden aldık' açıklamasını 'cılız' bularak dün yeni bir hamle yaptı.
Aynı kaynak Kahtani'nin "bana bu köpeğin kafasını getirin" cümlesini kurduğunu da açıklayarak, Suudi tarafının Türk güvenlik kaynaklarındaki kaydın gerçekliğini net bir şekilde bilmesini istedi.
Telefon trafiği ile de 'sobelendiler'
Kaşıkçı olayını sürekli gündemde tutan Türk güvenlik kaynakları son olarak Konsoloslukta yaşananların sadece infaz timi ve Kaşıkçı arasında geçmediğini, tüm yaşananların ABD'den Arabistan'a kadar çok geniş alanda adeta 'naklen' takip edildiğini de ortaya koydu.