Milli Görüş Platformu sözcüsü ve 20. Dönem Zonguldak Milletvekili, Saadet Partisi eski Genel Başkan Yardımcısı Necmettin Aydın, yaptığı 'Düşersek bir daha kalkamayabiliriz' başlıklı yazılı açıklamada, 14 Mayıs seçimlerinde Cumhur İttifakı'nın kazanamaması durumunda Türkiye'nin dağılacağını ve yeniden ayağa kalkmanın mümkün olmayacağına vurgu yaptı.
"Ey ehli vatan ayağa kalkın"
Yedili Masa'nın dış borçlanmaya gideceğini belirten Aydın "Türkiye çok kötü düşer. Abdülhamit Han’ın düşmesi gibi olur, bu topraklarda bir defa daha dağılır ve kalkamayız." dedi. Aydın "Milletin %51 i tüm bu açıklığa rağmen bu yıkıma evet derse vay halimize. Onun için diyorum ki ey ehli vatan ayağa kalkın." çağrısında bulundu.
14 Mayıs seçimleri iyice yaklaştı , Milletçe çok kritik bir seçim yapacağız. Türkiye’nin yükselişini durdurmak, uluslararası bir güç olarak yeniden dünya sahnesine çıkmasını istemeyen tüm güçler, küçük hesapların , büyük egolu küçük adamların etrafında toplandığı gizli açık kaç kişi oldukları belli olmayan muhalefet masasının arkasına saf oldu. Belli ki bu masanın asıl aklı (İngiliz soslu, Amerikan itmeli) siyonist güçlerdir. ALLAH korusun kazanırsa Türkiye çok kötü düşer. Abdülhamit Han’ın düşmesi gibi olur, bu topraklarda bir defa daha dağılır ve kalkamayız.
Yakın geçmişe de bir göz atarsak bir şekilde ayağa kalktığımız üç büyük düşüş görürüz. 1978 Çöküşü ve 24 Ocak kararları, 1995 çöküşü ve 5 Nisan kararları , 2000 çöküşü ve DERVİŞ yasaları ile dış borç 15 milyar dolardan 450 milyar dolara dayanmıştır.
Her üç çöküşünde üç önemli özelliği vardır. Birincisi, üçünde de CHP ana ortaktır. Ve üçünde de koalisyon hükümet vardır. İkincisi, üçünde de Türkiye yağmalanmış ve İMF ye teslim ediliştir. Üçüncü olarak , Üçünde de Türkiye’nin dış borcu beşe ona katlanmıştır. Bu gün yine CHP’nin ana ortak olduğu ittifakın kazanması halinde dördüncü çöküş , BÜYÜK FELAKET kaçınılmazdır.
24 ocak kararları ile 15 miyar dolar olan dış borcu bu büyük çöküşlerin etkisi ile 450 milyar dolara dayanmıştır. Bizim gibi bir ülkenin en önemli beka sorunu dış borçtur. Dış borç , esir eder, emreder ve devletleri yıkar parçalar.
Başkanlık sistemine geçildikten sonra ise, 2017 de 453 milyar dolar olan dış borç stoku 2022 sonu itibarı ile 451 milyar dolar olmuştur. pandemi gibi bir büyük afet dönemi olmasına rağmen dış borç adeta azalmıştır.
Muhalefetin en büyük iddiası dış borç getirmektir. Hatta bu konuda iç rekabet vardır. Bir seçim kazası olur, muhalefet kazanırsa dış borcumuz iki senede ikiye katlanır bir trilyon doları geçer ve bunun altından bir daha kalkamayız.
Olmaz demeyin. Nasıl ki 15 , 75 0lduysa , nasıl ki 75 , 130 ; 130 , 450 olduysa bu da katlanır bir trilyon olur. Bu seçimin en büyük beka sorunu dış borçtur. Diğer konuları bir şekilde hallederiz. Ancak bu miktar borç süründürmekle kalmaz, yıkar.
Kılıçdaroğlu’nun 300 milyar dolar getireceğim vaadi boş değildir. Çalışılmış bir projedir , önce bir kriz olacak , sonra IMF anlaşması ( bu sefer teslim belgesi ) sonra kurlar inecek , ithal cenneti olacağız , yalancı bahar yaşayıp arkadan yıkım gelecek . İlkini 2002- 2008’de yaşadık Babacan baharı. Aynısını yine yaparım diyor. Ama Kılıçdaroğlu rol kaptırmıyor, ikinci Sevr’i illa ben imzalayacağım diyor.
Her şey o kadar açık oluyor ki. Milletin %51 i tüm bu açıklığa rağmen bu yıkıma evet derse vay halimize. Onun için diyorum ki ey ehli vatan ayağa kalkın.