MHP'de Genel Başkan Devlet Bahçeli'ye muhaliflerin açtığı davada tüzük kurultayı yapılmasına karar verilmesinin ardından Bahçeli, temyiz başvurusunda bulundu. Bahçeli'nin yaptığı açıklamada “Okyanus ötesi kaynaklı planlamalardan medet uman, vicdanını kiralayanlara umut bağlayan gafiller” ifadesi paralel yapı destekli Meral Akşener'den başkası değildi.
Kızıl Elma koalisyonu
AK Parti'nin 2002'de tek başına iktidar olmasının ardından iktidarı hayal bile edemeyen taraflar milliyetçileri hedefine aldı. 2003 yılında 'Dip Dalgası', 'Kızılelma Koalisyonu' gibi ittifaklar kuruldu. İttifakın bir tarafında terörist başı Abdullah Öcalan'a çiçek veren Doğu Perinçek'in oğlu Mehmet Perinçek, diğer yanında ise İstanbul ülkü ocakları başkanı Levent Temiz yer aldı.
2012'de Ergenekon Davası'nda ifade veren Mehmet Perinçek, 'Kızıl Elma Mitingi'ni Tuğgeneral Veli Küçük'ün “istemiş olabileceğini” belirtti. MHP lideri Devlet bahçeli tuzağı fark ederek Levent Temiz'i görevden aldı.
Cumhuriyet Mitingleri tutmadı
Eski Cumhurbaşkanı Abdullah Gül'ün 2007 yılında görev başına gelme ihtimalinden korkan kesim, Cumhuriyet Mitingleri düzenlendi. Başta CHP ve Çağdaş Yaşam ve Atatürkçü Düşünce Derneği olmak üzere pek çok üniformalı sivil mitinglere destek verdi. Halkın sokağa çağırılmasına karşı Devlet Bahçeli, kitlesini milli irade karşıtı mitinglerden uzak tuttu.
Kaset darbesi
Deniz Baykal'ın 2010 yılında bir kasetle partisinden gönderilmesinin ardından MHP de kaset skandalı ile sarsıldı. 12 Haziran seçimlerine sayılı günler kala farklıülkücülük.com adlı internet sitesi Genel Başkan Yardımcıları Recai Yıldırım ve Metin Çobanoğlu'nun uygunsuz görüntülerini yayınladı. Bahçeli'nin istifa isteğini reddetmesi ile beraber 7 başkan yardımcısı, bir genel sekreter ve bir başkanlık divanı üyesi istifa etti.
Kasetlerin yayınlandığı internet sitesinin ABD'den yayın yaptığının ortaya çıkması ve sitenin hosting ücretinin paralel yapıya yakın bir iş adamının kredi kartından ödenmesi, skandalın ardında kimin olduğunu apaçık gösteriyordu.
MHP'nin skandalı yargıya taşınmasının ardından partiye delil ulaştıranların kimliği savcı tarafından deşifre etmek istendi. O savcı ise HSYK tarafından meslekten ihraç edilen ve Selam Tevhid kumpasının mimarı İstanbul Özel Yetkili Cumhuriyet Savcısı Adnan Çimen'di.
Gezi'den 8 Haziran'a giden süreç
Türkiye tarihinin en büyük darbe girişimlerinden biri olan Gezi Olayları'nda ise, bozkurt işareti yapan çakma ülkücülerle devrimci selamı veren marjinal solcular sırt sırta polise taş atarken pozlar verdi. Bahçeli, “Türkiye baharı diye adlandırılan bir kalkışmanın içinde olmayız” diyerek yine halkı sokağa çıkmaması için durdurdu.
“Yüzde 60'lık blok” söyleminin uygulamaya sokulduğu 7 Haziran seçimlerinde ise paralelin hedefi, CHP, MHP ve HDP ortaklığı ile milli iradeye çalım atmaktı. Kemal Kılıçdaroğlu'nun ısmarladığı başbakanlık koltuğunu elinin tersi ile iten Bahçeli, üstüne bir de ahlak dersi verdi: “Yüzde 60'lık blok bize göre boş laf. Oranların toplamıyla hükümet kurulacaksa, ne ilkeye, ne ahlaka, ne de haysiyete ihtiyaç vardır. MHP küresel plan ve projelere tetikçilik yapan kiralık katillerin hiçbir şart altında meşruiyet kazanmalarına hizmet etmez.”
1 Kasım planı
MHP'yi operasyon partisi haline getirmek isteyen paralel yapı, 1 kasım seçimlerinde iktidar olarak çıkan AK Parti'ye karşı MHP'de yeni bir blok daha çıkardı. Paralel yapı, hedefine uygun bir profil seçip onu destekledi. Paralel yapıdan ekonomik destek gören Meral Akşener, gittiği her yerde abiler ve ablalar tarafından büyük kalabalıklarla karşılandı.
“Paralel yapıya teslim edecek partimiz yok”
Olağanüstü kongre sürecinin yargıya taşınması ve partiyi kurultaya götürmek üzere 3 kayyumun atanması ile MHP yönetimine fiilen el konuldu. Son bir aydır 'FETÖ'ye yönelik daha net tavır alan Bahçeli de, 'Paralel yapıya teslim edilecek partimiz yok' diyerek kararı temyiz edeceklerine duyurdu. Muhalif kimlikleri ile tanınan kayyumlar kongre için kolları sıvasa da gözler düğümü çözecek Yargıtay'a çevrildi.