İstinaf mahkemesinin, darbeden ömür boyu hapse mahkum edilen eski korgeneral Metin İyidil hakkında verdiği beraat ve tahliye kararı tartışmaları da beraberinde getirdi. İstinaf, ilk derece mahkemesinin mahkumiyete gerekçe yaptığı delilleri “soyut” olarak nitelendirdi. Kararda, İyidil’in darbeci generallerle 15 Temmuz günü ya da öncesinde yaptığı görüşmelerin “içeriğinin belli olmadığı” kaydedilirken, bu görüşmelerin darbeye hazırlık kapsamında olmadığının savunulması da dikkat çekti.
FETÖ’CÜ İYİDİL’İ KİM KORUYOR?
Yine İyidil’in, Etimesgut’taki birlikten kalkışmanın tamamen bastırılmadığı saatlerde tankları çıkarmaya çalışması ise “darbeye katkı amacıyla değil, Akıncı Üssü’nde alıkonulan komutanların kurtarılması” şeklinde değerlendirildi. Yargılandığı darbe davasında ağırlaştırılmış müebbet hapse çarptırılan eski EDOK Komutanı Muhabere ve Muharebe Eğitim Destek Komutanı Korgeneral Metin İyidil’in istinaf mahkemesince beraat ettirildiği kararın gerekçesi ortaya çıktı. Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 20. Ceza Dairesi’nin 56 sayfalık kararın önemli bir kısmının İyidil’e ayrıldığı görüldü.
TÜM DELİLLER NASIL SOYUT OLUYOR?
VAZGEÇİRMEK İÇİN GÖRÜŞMÜŞ
İlk derece mahkemesinin mahkumiyete gerekçe yaptığı deliller ile istinaf mahkemesinin bozma gerekçeleri şöyle: İyidil’in, “hayatın olağan akışı” gibi soyut bir değerlendirme ile daha sonra darbeye kalkışanlar tarafından yürütmeye ait makamlara atamasının planlandığını kabul etmenin somut bir delile dayanmıyor. 13 Temmuz’da Polatlı’ya giderek darbeci generallerle görüşmesinin darbeye hazırlık mahiyetinde olduğunun kabulü mümkün değil. Metin Akkaya ile yaptığı telefon görüşmelerinin amacının ve içeriğinin darbeye kalkışanları vazgeçirmeye yönelik. Bu görüşmelerin darbeye destek olmak amacıyla yapıldığını kabul etmek mevcut delillerle örtüşmüyor.
DARBECİLERLE KONUŞMASI NORMAL!
MİT yazısı da soyut bulundu
Kararda, darbeci general Mehmet Partigöç’ün kasasında bulunan ve Metin İyidil’in Paralel Devlet Yapılanması mensubu olduğuna dair iddiaların bulunduğunu belirten MİT yazısına da değinildi. 23 Haziran 2015 tarihinde Genelkurmay Başkanlığı’na gönderilen yazının, somut bilgi ve belgelere dayanmadığı, soyut iddialardan ibaret olduğunun savunulması da dikkat çekti.
Yakalama kararı çıkartıldı