Türkiye, 15 Temmuz’un altıncı yılında dünyaya yayılmış nitelikli ve başarılı Maarif Okulları ağıyla uluslararası eğitimde marka bir ülke haline geldi. Türkiye, başta eğitim ve bürokrasi olmak üzere yurt içinde FETÖ’ye karşı etkin mücadelesini sürdürürken, örgütün 30 yılda çoğunluğu Amerika’daki charter okullardan oluşan ve büyüklü küçüklü 160 ülkede sözde eğitim adı altındaki yapılanmasına karşı da harekete geçti.
İKNA DİPLOMASİSİ
FETÖ’nün 2016 Temmuz kalkışmasından bir ay önce örgütün yurt dışı eğitim yapılanmasına karşı Türkiye’nin hayata geçirdiği Maarif Vakfı, altı yıllık süreçte sıfırdan başlayıp önemli başarılara imza atarak kısa sürede küresel marka haline dönüştü. Türkiye bu süreçte bir yandan FETÖ okullarının devri için uğraştı, diğer yandan yeni okullar açtı. FETÖ ile mücadeleyi sınır dışına taşıyan Türkiye, örgüte finans ve insan kaynağı sağlayan okullarına karşı kıyasıya mücadelesinde hız kesmiyor. Mücadelede Türkiye Maarif Vakfı, aktif bir rol üstleniyor. Örgütün en büyük finans kaynaklarından birini dershane ve okullar oluştururken yurt dışında Türkiye adına yetkililer, FETÖ okullarının faaliyet gösterdiği 104 ülke ile temasa devam ediyor. FETÖ'nün söz konusu okullar üzerinden para akladığı, ülkelerin geleceği olan çocukları üzerinden örgüte eleman devşirdiği, bu öğrencilerin Türkiye ve hinterlandı ülkelerdeki eğitim ve kariyer geleceklerini kararttığına dair somut bilgiler paylaşılarak sürekli uyarılarda bulunuluyor. TMV kurulmadan önce FETÖ’nün Batı’nın tam desteği ve Türkiye’nin tarihi ağırlığı ve bugünkü siyasi, diplomatik gücünü sinsice istismar ederek dünya ülkelerinde sözde “Türk okulu” diye kendine 30 yılda açtığı alan, Türkiye adına resmi olarak Türkiye Maarif Vakfı’nın eğitimdeki tek uluslararası temsilcisi olarak sahaya inmesiyle birlikte ciddi olarak daralmaya başladı.
İSTİSMARDAN KURTARDI
Türkiye uluslararası eğitim sahasındaki ve Türkçe öğretimindeki resmi okulları işleten TMV’nin varlığı hem yurt dışındaki Türk vatandaşlarını, hem de dünyaya dağılmış Müslüman nüfusun önüne de güvenilir, şeffaf, kaliteli eğitim imkânı sundu ve FETÖ’nün istismarından kurtardı. Bazı ülkelerdeki kapatılmayan FETÖ okullarına, Türkiye’nin yaptığı bilgilendirmeler sonucu insanlar çocuklarını göndermemeye başladı. Bundan dolayı finans sorunu yaşayan FETÖ, sözde okullarını kendi kendine kapatmak zorunda kaldı.
OYUNU BOZUYOR
Geçen bu altı yılda örgütte dünyadaki varlığını sürdürmek için çeşitli taktiklere başvurdu. Bazı FETÖ okulları isimlerini değiştirip, başka ülkelerin bayrağını çekerek Türk okulu olmaktan çıkarak örgüt faaliyetlerine devam ediyor. Ancak hemen bir başka semtte Türkiye adına resmi olarak ülkelerin milli kültür, dil ve müfredatlarını esas alan, fen bilimleri, sosyal bilimler, bilişim ve teknoloji ile Türkçe dahil en az üç dilin eğitimini bilimsel düzeyde veren Maarif Okullarının açık olması bu oyunu da bozuyor. Çocuklarının Türkiye üniversitelerinin burs vb. imkanlarından mahrum olmasını istemeyen aileler, çocuklarını çekmeye başlıyor.
Uluslararası eğitimde ilk 5’teyiz
Türkiye, bu süreçte sadece FETÖ okullarını devralmakla kalmadı. İngiltere, Fransa, Almanya, Amerika gibi ülkelerin 1800’lerden beri kendi dil, kültür ve idealleri doğrultusunda diğer ülkelerde okullar açarak etkin olduğu uluslararası eğitim alanına temiz geçmişinin de sağladığı kabulle nitelikli, bilimsel, şeffaf ve başarılı bir eğitim modeli sunmak için Maarif Okulları markası ile dahil oldu. Devralınan FETÖ iltisaklı eğitim kurumları dışında, Türkiye için stratejik öncelikli bazı bölgelerde alternatif okullar oluşturmak ve Türk diasporasının eğitim ihtiyacını gidermek amacıyla 172 yeni okul açıldı. ABD, Afganistan, Arnavutluk, Avustralya, Bosna Hersek, Burundi, Cibuti, Gambiya, Gana, Güney Afrika, Gürcistan, Irak, Kırgızistan, Kongo Cumhuriyeti, Kosova, Macaristan, Madagaskar, Mali, Makedonya, Moritanya, Nijer, Pakistan, Romanya, Senegal, Sırbistan, Sierra Leone, Somali Federasyonu, Suriye, Tanzanya, Togo, Tunus, Venezuela gibi ülkelerde Maarif yeni okullar açtı. Gelinen noktada Türkiye altı kıtadaki ülke, öğrenci sayısı ve okul ağı bakımından uluslararası eğitim liginde ilk beş ülke arasına dahil oldu.
234 FETÖ okulu devralındı
15 Temmuz Darbeleri Araştırma Komisyonu’na sunulan resmi rapora göre FETÖ’nün dünya genelinde 15 Temmuz öncesinde diyalog merkezi, kültür merkezi gibi adlar altında 760 civarı sözde eğitim kurumları bulunuyordu. Bu yapıların yaklaşık yarısına yakını olan 315’i ise yine çoğunluğu charter school olmak üzere Amerika’da bulunuyor. Avrupa ve Amerika’daki giderek soruşturmalara da uğrayan charter okulları hariç tutulursa, FETÖ’nün başta Afrika kıtası, Pakistan ve Afganistan gibi Asya ülkeleri olmak üzere Batı dışı dünyadaki eğitim varlığının dörtte üçü sona ermiş bulunuyor. Maarif, ilgili devlet kurumları ile koordine halinde yürüttüğü yoğun diplomatik temasları sonucunda, Afganistan, Çad, Ekvator Ginesi Cumhuriyeti, Etiyopya, Fildişi Sahili, Gabon, Gine, Kamerun, Kongo Demokratik Cumhuriyeti, Kongo Halk Cumhuriyeti, Mali, Moritanya, Nijer, Pakistan, Somali, Sudan, Togo, Tunus, Venezuela, Irak olmak üzere 20 ülkede FETÖ/PDY iltisaklı 234 okul devir aldı. Mevcutta yürütülen eğitim faaliyetleri dışında ayrıca 46 ülkede FETÖ iltisaklı okulların devri ve yeni okulların açılması amacıyla 92 farklı protokol imzalandı. Ayrıca, bazı ülkeler ise devretmek yerine tamamen kapattılar. Bazı ülkeler FETÖ okullarını 15 Temmuz’dan sonra kendi eğitim bakanlıkları bünyesine katarak millileştirdi. Bazı ülkelerde ise örgütün sinsi uğraşları sonucu sözde bağımsız üçüncü ülke taraflarına devrediyor.
49 ülkede Türkiye bayrağı
TMV, Dışişleri Bakanlığı ve diğer ilgili devlet kurumlarıyla koordine halinde dünya genelinde 104 ülkeyle kurulan resmi temaslar sonucunda halen 55 ülkede temsilcilik ofisi açarak, 67 ülkede de faaliyetlerini yürütüyor. Bu ülkelerin 49’undaki 428 eğitim kurumunda da 50 bini aşkın öğrenciye nitelikli eğitim sunuyor.
6 yılda marka olduk
Türkiye Maarif Vakfı (TMV) Başkanı Prof. Dr. Birol Akgün, 6 yılda 6 kıta, 49 ülkedeki 428 eğitim kurumu, 44 yurt ve 50 bini aşkın öğrenciyle uluslararası alanda ilk 5 ülke arasında Türkiye’yi temsil ettiklerini söyledi. Akgün, “TMV, küresel eğitim sektöründe dünyaya güven veren uluslararası bir marka haline geldi.” dedi. Yurt dışındaki Türklerin çocuklarının ana dil Türkçeyi öğrenmesi ve kültürel aidiyetleri için 12 ülkede 21 eğitim merkezi açtıklarını dile getiren Akgün, şunları ifade etti: “Amacımız, Türkiye Maarif Vakfının bu başarısını uzun soluklu sürdürmesini sağlamak, dünya ülkelerinin bize duyduğu güvenle eğitimde mükemmeliyete ulaşmaktır. Eğitimde mükemmeliyet için sadece yatay bir büyüme değil, özgün eğitim içerikleri ve materyalleri ile eğitim sektöründe derinleşmek temel stratejimizdir. Küresel eğitim alanında özgün içerik geliştirmeden var olunamayacağının farkındayız ve bu konuda yoğun bir Ar-Ge çalışması içindeyiz.” Akgün, Maarif Okullarında okuyan bir öğrencinin liseyi bitirdiği zaman B2 düzeyinde Türkçe bilgisine sahip olduğunu belirterek, “Okullarımızdan mezun olan öğrencilerimiz B2 düzeyine çıktıktan sonra üniversiteye kolayca Türkiye’de başlama imkanına sahip oluyor. Yılda 3 bine yakın öğrenciyi liseden mezun ediyoruz. Yıllık 1000’e yakın öğrencimiz Türkiye’deki üniversitelere geliyor. Yani Maarif Okullarından mezun olan üç öğrenciden birinin üniversite tercihi Türkiye oluyor. Türkiye üniversitelerinde eğitim gören 3 binin üzerinde Maarif öğrencisi var.” şeklinde konuştu. Türkiye’nin yurt dışında en kapsamlı çalışmaları yürüten eğitim kurumu olarak eğitim ekonomisine de katkılar sunulduğunu vurgulayan Akgün, “Dünyada eğitim için yurt dışına giden her 100 öğrenciden 24’ünün tercihi olan ABD’ye yabancı öğrencilerin ekonomik katkısı 36 milyar dolar, İngiltere ekonomisine yıllık 22,6 milyar pound, yani yaklaşık 115 milyar liradır. Türkiye’nin uluslararası eğitim stratejisi bu bakımdan da çok önemlidir.” ifadelerini kullandı. Akgün, Uluslararası Maarif müfredatında da önemli mesafeler katettiklerine dikkati çekerek şu bilgileri verdi: “Türkiye’nin uluslararası eğitim kurumu olarak uluslararası eğitim sistemlerini olduğu gibi alıp uygulamayı ilkesel olarak doğru bulmuyoruz. Bu nedenle Uluslararası Maarif Programı dediğimiz programımızı geliştiriyoruz. Şu ana kadar hazırlık aşamasında olan çalışmalarımız tamamlandı ve seçilen pilot okullarda uygulanmaya başlandı. Türkçe kitaplarımız basıldı ve okullarımızda kullanılıyor. Okul Öncesi Akreditasyon Sistemi Programımız da başta Balkanlar ve Afrika olmak üzere birçok ülkede uygulanmaya başlandı. Salgın döneminde bizden eğitim materyal ve içerikleri noktasında katkı isteyen ülkeleri de hesaba katarsak Türkiye’nin dünyada eğitimde söz sahibi bir ülke haline geldiğini söyleyebiliriz. Bunun Türkiye’ye çok yönlü katkısının olacağı tartışmasızdır.” Yabancılara Türkçe eğitimi konusunda Türkiye’de Milli Eğitim Bakanlığı Talim ve Terbiye Kurulundan da onaylı müfredatı olan ve K12 düzeyinde farklı kademe ve seviyeye göre öğrenciler için Türkçe çalışma kitabı, öğretmenler için kılavuz kitaplar ile 50’den fazla eğitim materyali oluşturduklarını belirten Akgün, çok yönlü öğrenmeyi sağlamak için bu ders materyallerini dijital ortama da aktardıklarını söyledi. Akgün, “Dünyada anaokulundan üniversiteye kadar bilimsel düzeyde Türkçe öğretimini, yatırım olarak görüyoruz.” diye konuştu.