Libya'da yol haritası belli

Cumhurbaşkanı Erdoğan, Libya konusunda Cezayir ile ortak hareket edeceklerini söyledi. Libya için alınan ateşkes kararına dikkat çeken Erdoğan, “Çözüm için yol haritası artık belli. BM çatısında uluslararası meşruiyeti olan hükümetin öncülüğünde, ateşkesin derhal uygulanması gerekiyor” dedi.

İbrahim Karagül
Gambiya Cumhurbaşkanı Adama Barrow, Erdoğan’ı Banjul Uluslararası Havalimanı’nda karşıladı.

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Cezayir’deki temaslarının ardından Gambiya’ya gidişi sırasında uçaktaki Türk basın mensuplarına açıklamalarda bulundu. Cumhurbaşkanı Erdoğan’a yönelttiğimiz sorular ve verdiği cevaplar şöyle:

(Cezayir ziyareti) Cumhurbaşkanı Sayın Tebbun ile ikili ilişkilerin tüm boyutlarını ele aldık. Bölgesel konularda da Cezayir ile yakın işbirliği olacağız. Bu çerçevede, Libya konusunda da ortak harekete devam edeceğiz. Cezayir, Libya’nın en önemli komşusu ve siyasi süreçte önemli roller oynayabilir. Libya sorununun çözümü için yol haritası artık bellidir. BM çatısında, uluslararası meşruiyeti olan hükümetin öncülüğünde, ateşkesin derhal uygulanması ve siyasi sürecin ilerletilmesi gerekiyor. Ulusal Mutabakat Hükümeti (UMH) bugüne kadar alınan tüm kararlara uydu. Hem Moskova’dan hem Berlin’den kaçan Hafter ateşkesi ihlal etmeye devam ediyor. Libya’da barış olacaksa Hafter’in durdurulması gerekiyor.

Bu arada, Hafter’in sözcüsü Mismari, dün yaptığı açıklamada, Berlin ve Moskova’ya anlaşmak için, çözüm için değil; --burası çok çok önemli-- sözde haklı davalarını anlatmak için gittiklerini , çözümün namlunun ucunda olduğunu ifade etmiştir. Bu da Hafter’in gerçek niyetini ele veren itiraf niteliğinde bir açıklamadır.

https://image.piri.net/resim/imagecrop/2020/01/28/03/46/resized_f9e74-67e9c10eerdoson.jpg

GEREĞİNİ YAPARIZ

Libya’da silah dışında çözüm olmadığını belirten Hafter ve çevresi var. Bu durumda Türkiye’nin ateşkes ve siyasi süreci canlı tutma diplomasisi hangi aşamaya evrilecek? Hafter ile anladığı dilden konuşulacak aşamaya mı gidiyoruz?

(Haritayı göstererek) Değerli arkadaşlar, şu anda Libya ve Türkiye arasındaki o gördüğünüz bant bizim mutabakat anlaşmamızın sonucudur. Aynı zamanda, yine gördüğünüz G-F-E ve deniz kısmındaki “D” BM’ye bildirilen ve mutabakat sağladığımız Türk Yetki Alanı’dır. Biz burada sondaj çalışmalarını yapabileceğiz ve bu bir yerde de bizim kıta sahanlığı adımlarımızın neticesidir. Şu an itibariyle, Hafter’in maalesef çok çok çirkin girişimleri var ve biz de bunların takipçisiyiz. Gereği neyse bunu sonuna kadar yapmaya devam edeceğiz. Hafter, şu anda Libya’nın adeta bir çöl ağası gibi. Daha ziyade çöl kısımlarında hakimiyeti var. Ama nüfus olan bölgede hakimiyeti yok.

SİLAH VE MÜHİMMAT ABU DABİ’DEN GELİYOR

Cuma günü biliyorsunuz, Alman Şansölyesi Merkel Türkiye’deydi, İstanbul’da bu konuları etraflıca ele aldık. Kendilerine şunu çok açık ve net söyledik: Bakın dedim, yanlış bir noktaya oynuyorsunuz. Hafter bir yalancı ve siz bu yalancının şımartılmasına fırsat veriyorsunuz. Mısır en önemli destekçisi, Abu Dabi yönetimi (BAE) en önemli destekçisi, Rusya ise Wagner’i vermek suretiyle orada. Wagner’in bütün mali noktadaki desteğini Abu Dabi yönetimi sağlıyor. Çok ciddi parasal destek aktarıyor. Silah. Mühimmat, şu, bu Abu Dabi Yönetimi’nden geliyor. Ve tabi silahları almak problem değil çünkü para var. Hangi ülkeden olduğu da önemli değil. Bütün bunlara rağmen, Hafter burada yaptığı hesapları tutturamadı ve tabi burada özellikle Ulusal Mutabakat Hükümeti’nin dik durması da önem arz etti. Yani UMH Başkanı Feyyaz Sarrac’ın kesinlikle bütün güçlerinin başında olması şart. Sarrac Moskova’da başarılı bir imtihan verdi, geldi. Berlin’e geldi; anlaşmaya yanaştı, diğeri anlaşmaya yanaşmadan kaçtı. BMGK’da da şu an aynı oyunlar oynanıyor. Biz (BM Genel Sekreteri Antonio ) Guterres’le de ele aldık; konuştuk. Bundan sonraki süreçte de takipçisiyiz, takip edeceğiz. Fakat her geçen gün Libya’da sürecin ben UMH’den yani Sarrac yönetiminden yana gelişeceğine inanıyorum ve dün mesela orada da bir yeri alma durumu oldu Hafter’in, daha sonra tekrar geri alındı. Tabi en önemli mesele; Sirte meselesidir, orası da geri alınınca da bunların iyi bir gücü kalmayacak. Misrata ile çok ilgileniyorlar, kuşatma var ama Misrata’da istedikleri neticeyi alamadılar. Trablus’ta da kuşatmaları var. Trablus’ta da şu anda Ulusal Mutabakat Hükümeti (UMH) gerekli mukavemeti gösteriyor. Temennim odur ki; böyle bir imkan, böyle bir fırsat vermeyecektir.

SARRAC İLE İMZAYI ATTIK İŞ BİTMİŞTİR

Rusya’nın Libya’da istediği nedir? İdlib’de kan durmuyor. Her ne kadar Türkiye devreye girse de Esad Rusya ile beraber hareket ediyor. Orada da bir güvensizlik ortaya çıkmıyor mu Rusya açısından? Rusya ne yapmak istiyor?

Rusya’nın Wagner’le Libya’ya girmesi doğru bir hareket değil. 2500 kadar lejyoner var. Fazlası var azı yok. Ama bunun bedelini neresi ödüyor? Abu Dabi ödüyor. Aslında Hafter de ücretli bir lejyonerdir. Bunlar müşterek çalışıyorlar, orada bütün silah mühimmat araç gerek vesaire malum ülkelerden alıyor. Mısır da çok ciddi destekler veriyor. Doğu Akdeniz’e gelince malum biz kıyı şeridi en uzun olan ülkeyiz. Biz şurada şimdi yani bizim şuradan başlıyoruz böyle gidiyoruz devam ediyor burası. Şu bant tamamen bizim ikili mutabakat metnimizdeki banttır. Kuzeyi Türkiye var güneyinde Libya var ve biz bunu imzaladık. Bu metni imzaladıktan sonra biz kalkıp burada kimse ile ya gel ne diyorsun diyecek halimiz yok biz burada Sarrac ile imzayı attık iş bitmiştir. Yani bu Hafter’le birilerinin yaptığı anlaşmaya benzemez çünkü Sarrac BMGK’nın kabul ettiği, ben artık ona devlet diyorum devlettir. Öbürü ise darbecidir onun devlet kimliği yok burada ne yazık ki birileri Hafter üzerinden bir şey devşirmeye çalışıyor yaptıkları bu biz inşallah bu fırsatı vermeyeceğiz.

Bunlarda insaf yok

Almanya Şansölyesi Angela Merkel ile Cuma günü zirve gerçekleşti. Tabi burada merak ettiğimiz hususlar var: Türkiye-AB ilişkileri anlamında bitme noktasına gelen ilişkilerin tekrar canlanması gündemde mi ? Herkesin merak ettiği vize serbestisi çözüme ulaştı mı? Dörtlü zirve ne zaman gerçekleşecek?

AB’nin sağı solu belli olmuyor. Yani, bir taraftan iyi niyet gösterisi yapıyorlar, bir taraftan bakıyorsunuz, hala aynı yerdeler. İşte şimdi sadece olay vize serbestisi değil; 2014’ün sonunda bitecekti, biz her şeyimizi yaptık ama onlar şunu yapmadınız, bunu yapmadınız deyip bizi köşeye sıkıştırmaya çalışıyorlar. Aynı durum, biliyorsunuz, Gümrük Birliği’nde de var. Türkiye ve Hırvatistan beraber katılıyorduk. Şimdi Hırvatistan bakın AB dönem başkanı. Bakın nereden nereye... Bunlar da insaf yok, vicdan yok. Bu arada tabi, 15 ülkeden sayı çıktı 27-28’e. Adil değiller. Şimdi yine bahaneler, bahaneler devam ediyor. Dörtlü zirve konusuna gelince... Dörtlü zirveyi biz Şubat diye planlamıştık ama Mart’a sarkabilir.

Mahmut Türk vatandaşı olacak

https://image.piri.net/resim/imagecrop/2020/01/28/03/47/resized_d091d-9ad05fc6mahmut01.jpg

Altaylı’nın CIA bağlantısı var

https://image.piri.net/resim/imagecrop/2020/01/28/03/48/resized_8b3ee-c3344d39enveraltaylidekupe.jpg

Kemal Kılıçdaroğlu’nun danışmanlarından FETÖ ile bağlantısı olan Enver Altaylı ile temasları ortaya çıktı. Muhalefet FETÖ’nün siyasi ayağı diyor ancak o ayakların muhalefet içinde dolaştığını görüyoruz...

Bu konu ile ilgili Sayın Bahçeli’nin de açıklaması olmuştu. Benzer açıklamayı ben de yaptım. Altaylı, FETÖ ile mektup diplomasisinde olan bir şahıs. 40 civarında mektup söz konusu. İstihbaratçı olarak kendisi CIA üzerinde de birçok görevlendirme almış olan bir kişi. Sayın Kılıçdaroğlu’nun etrafında kimlerin olduğunu en yakınındakinin kim olduğunu bilmemesi sebebiyle durumunun ne kadar acı olduğunu anlamak mümkün. Her an herkes onun yanında yer alabilir. Bu FETÖ’cü de PKK’lı da olabilir. Zaten PKK’lılarla omuz omuza Ankara’dan İstanbul’a bunlar terör örgütüyle yürümedi mi ? Yürüdü. Son olarak Urla Belediye Başkanı da FETÖ’cü çıktı. Yanılmıyorsam babası uyarmış, bunlar açıkça ortada. Defaatle anlatılmasına rağmen Kılıçdaroğlu’nun sarfınazar etmesi mümkün değil. Her geçen gün bu günah galerisi çok daha güçlü hale gelecek.

Depreme çözüm yatay mimari

KOBİ’lere kredi müjdesi

Erdoğan Elazığ, Malatya depremi ile ilgili son durumu da gazetecilerle paylaştı. Hayatın hızla normale dönmesi için, çalışmalarımıza ara vermeden devam ettiklerini vurgulayan Erdoğan, KOBİ’lere kredi müjdesi verdi: Vatandaşlarımıza yardım etmek için, bir adım daha atıyoruz. Elazığ ve Malatya’da -burası ilk defa açıklanıyor özellikle bilmenizi istiyorum-KOSGEB Acil Destek Kredisi Programı’nı devreye alıyoruz. Depremden zarar gören KOBİ’lerimiz anlaşmalı bankalarda işletme başına 100 bin TL’ye kadar 1 yıl ödemesiz 24 ay vadeli faizsiz kredi kullanabilecekler. Ayrıca, KOSGEB’e bu yıl ödenmesi gereken borçları da 2020 yılının sonuna erteliyoruz. Son olarak, bankalara KOSGEB borcu olan KOBİ’lerin bu yılki ödemelerini de 1 Ocak 2021’e erteliyoruz.

Ceyhan’a ortak yatırım

DÜNYA
Cumhurbaşkanı Erdoğan: Hafter'in ateşkes diye, barış diye bir derdi yok