Yeni Şafak dün, FETÖ'nün savcı ve hakimlerle 51 kurye vasıtasıyla haberleştiği ve talimatlar verdiğini Türkiye'ye duyurmuştu. En aktif kurye olan Metin İ.'nin Celal Kara, Sadrettin Sarıkaya, Adem Özcan, Adnan Çimen, Cihan Kansız ve Mustafa Başer'le temasları kanıtlanmıştı. Esrarengiz kurye Metin İ.'nin geçtiğimiz dönem Eyüp Belediyesi'nde Belediye Başkan Yardımcılığı yaptığı ortaya çıktı. Metin İ'nin Belediye Başkan Yardımcılığı yaptığı dönem Boğaziçi Atlantik Kültürel Dostluk ve İşbirliği Derneği (BAKİAD) ve Amerikan Türk Dostluk Derneği ATFA işbirliği ile Amerika Birleşik Devletleri Virginya eyaletinden bir heyeti Eyüp Belediyesi'nde hazırladığı ortaya çıktı. BAKİAD'ın ismi ABD Kongre üyelerinin yurt dışı gezilerinde gerçeğe aykırı beyan ve belgelerle usulsüzlük yaptığıyla duyulmuştu.
ETİK KURALLARI ÇİĞNEDİLER
Raporda, ayrıca, BAKIAD'ın Kongre üyelerine verilmesi yasak çeşitli değerli hediyeler verdiği, böylece ABD Kongresi'nin etik kurallarını çiğnediği vurgulandı. Kongre kurallarına göre sadece 50 dolar değerinde hediyeleri kabul edebilen milletvekillerine Türkiye ve Azerbaycan seyahatinde pahalı hediyeler sunulduğu, örneğin Kongre üyelerinden Leonard Lance'e 10 bin dolar değerinde halı verildiği bilgisi raporda paylaşıldı.
KOCA DA KURYE ÇIKTI
Öte yandan Faili meçhul cinayetler ve Turgut Özal'a suikast iddialarıyla ilgili soruşturma yürüten dönemin özel yetkili savcılarından Hakan Karaali'nin de 25 kez görüştüğü Avukat Halil İbrahim Koca'nın bağlantılarına da Bakırköy Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından hazırlanan iddianamede yer verildi. Koca'nın FETÖ'nün yargı imamı Osman Karakuş'la 189, İstanbul'daki yargı imamı Ahmet Can'la 40, Today's Zaman yazarı Kerim Balcı ile ise 76 arama ve mesajlaşma kaydı bulunduğu belirlendi. Sahte çürük raporu soruşturmasını yürüten Savcı Hikmet Usta'nın da Avukat Koca ile 13 arama kaydının bulunduğu tespit edildi.
İNSANLARIN HAYATI KARARDI
Bakırköy Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından hazırlanan iddianamede Balyoz, Ergenekon, Poyrazköy, casusluk-fuhuş gibi sahte delillerle açılan kumpas davalarında yüzlerce kişinin haksız yere tutuklandığı belirtilerek, bu kişilerden bir kısmının intihar ettiğine bir kısmının da tedavisi mümkün olmayan hastalıklara yakalandığı belirtildi. İddianamede Selam Tevhid'de kumpas davasında sanık olarak yer alan polis müdürleri Yurt Atayün ve Ömer Köse'nin soruşturma aşamasında şüpheli sıfatıyla verdikleri ifadelere de yer verildi.
Yabancı servis güdümündeler
FETÖ'nün CIA, MOSSAD, KGB gibi istihbarat örgütlerinin emrine girdiği belirtilen iddianamede, topluma iki yüzlü davranıldığı sonuç alma adına her yolun mübah olduğu anlayışı içerisinde hareket edildiği ifade belirtildi. FETÖ'nün gözaltı, tutuklama, telefon dinlemesi gibi birçok güce sahip olan yargının, örgüt mensuplarının yoğun olarak yerleştirildiği emniyet ile birlikte günümüzün en etkili silahı haline FETÖ'nün elde ettiği sınav soru ve cevaplarını 'Sizin yerinize cemaate zarar verecek insanları mı gelsin' şeklinde kendi mensuplarına vererek ulaşılmak istenen hedeflere vardığına değinilen iddianamede, örgütün Eylül 2010 referandumu sonrası HSYK'da çoğunluğu ele geçirerek güç kazandığına dikkat çekildi.