İzmir'de "askeri casusluk soruşturması"ndaki usulsüzlükler ile bazı bilgilerin sızdırılmasına dair iddianamede, FETÖ'nün kendisinden olmayan askeri personele "kumpas" kurulmasına yönelik 2010-2011'de Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığında toplantı gerçekleştirdiği, bu toplantının FETÖ elebaşı Fetullah Gülen ile tutuklu sanık eski savcı Gültekin Avcı'nın talimatı doğrultusunda yapıldığına ilişkin bilgiler yer aldı.
İzmir Cumhuriyet Savcısı Berkant Karakaya'nın 43'ü tutuklu, 23'ü firari 102 sanık hakkında hazırladığı ve İzmir 2. Ağır Ceza Mahkemesince kabul edilen iddianamede, soruşturmanın FETÖ/PDY mensuplarınca kurgulandığına, emniyet teşkilatındaki örgüt üyelerince yürürlüğe konduğuna, soruşturma başlamadan önce meydana gelen usulsüzlüklere ek olarak, soruşturma sonuna birçok yasa dışı faaliyet ile belirli bir plan ve program çerçevesinde adım adım uygulamaya konulduğuna vurgu yapıldı.
Örgütün nihai hedefi olan "Devletin stratejik ve kritik görevlerinde yer alan kişilerin tasfiye edilerek örgüt mensuplarının boşalan bu kadrolara yerleştirilmesi, örgüt çıkarlarına karşı gelen veya daha önceden örgüt aleyhine işlemlerde bulunan birtakım şahıslardan intikam alınması amacıyla bu şahısların itibarsızlaştırılmalarının sağlanması, TSK ve devlet bürokrasisinin işlerliğini kaybederek ele geçirilmesi" projesinin hayata geçirilmeye çalışıldığına işaret edilen iddianamede, FETÖ/PDY'nin projenin büyük bir kısmını hayata geçirdiği, son olarak da gerçekleştirilen usulsüz işlemlerin tespitinin önüne geçmek için kurum ve kuruluşların bünyesinde bulunan çeşitli verilerin silindiği belirtildi.
İddianamede, "Askeri casusluk soruşturması"nın ABD'de yaşayan Fetullah Gülen'in talimatıyla yapıldığı, belli bir plan ve program dahilinde devlet kurumları ve TSK içerisine yerleştirilen örgüt mensuplarınca sızdırılan bilgi, belge ve fişlemelerle oluşturulan arşivin, örgüt tarafından tasfiyesi planlanan hedef kişilere mal edilerek gün yüzüne çıkarıldığı ifade edildi.
İtibarsızlaştırılan kişilerin bir kısmının tutuklandığına, istifaya zorlandığına ya da resen emekliliğe sevk edilerek tasfiye edildiğine değinilen iddianamede, "Olası tepkilerin önüne geçmek, kamuoyu desteğini alabilmek adına 'fuhuş ve casusluk' gibi toplum tarafından hoş karşılanmayan argümanların ön plana çıkarıldığı, yazılı ve görsel basını etkin bir şekilde kullanarak toplumun istenen amaç doğrultusunda yönlendirildiği, boşalan bu kadrolara da örgüt mensuplarının yerleştirilmesinin amaçlandığı anlaşılmıştır." tespiti yer aldı.
Gizli tanık 'Ateş'in ifadeleri
İddianamede, ifadelerine yer verilen, ticari ilişkileri nedeniyle FETÖ ile bağlantısı bulunan, Deniz Kuvvetleri Komutanlığındaki bazı personelden sorumlu "abi" olan ancak daha sonra örgütten ayrılan "Ateş" kod adlı gizli tanık, örgüt evlerinde yetiştirilen öğrencilerin devlet kurumlarına yerleştirildiğini, FETÖ/PDY'nin sözde il, ilçe ve yurt imamlarının bu kişilerden aldıkları bilgileri bir havuzda biriktirdiğini beyan ederek, bilgilerin yeri ve zamanı geldiğinde sözde bölge imamı aracılığıyla örgüt elebaşı Fetullah Gülen'e aktarıldığını anlattı.
İddianamede gizli tanık 'Ateş'in şu ifadelerine yer verildi:
"İzmir Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından yürütülmekte olan askeri casusluk soruşturması ile ilgili olarak 2010-2011 yıllarında askeri casusluk ile ilgili yapılan ilk planın Ankara'da Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığında yapılan bir toplantıda planlandığı, bu planın da bakanlıkta görevli Müsteşar Yardımcısı Sıddık Topaloğlu tarafından gizlice kayıt altına alındığını, yapılan bu toplantının amacının askeriye içerisine sızmış olan Fetullah Gülen terör örgütü mensuplarına yer açmak amacıyla yapılan bir toplantı olduğunu biliyorum. Yapılan bu toplantı, Fetullah Gülen'in talimatı doğrultusunda eski savcı olan Gültekin Avcı'nın talimatı doğrultusunda yapılan bir toplantıdır."