Cumhurbaşkanlığı Genel Sekreter Yardımcısı ve Sözcüsü İbrahim Kalın, Brüksel merkezli Politico medya kuruluşu için kaleme aldığı "Brüksel'in Bir Sorunu Var" başlıklı makalesinde, AB'nin 15 Temmuz kanlı darbe girişiminin ardından sergilediği tavrı sert bir biçimde eleştirdi.
Makalesinde, Türkiye'de yaşanan başarısız darbe girişiminin sadece Türk halkı için değil, Türkiye - AB ilişkileri açısından da dönüm noktası olduğunun altını çizen Kalın, "AB kendisini demokrasi, insan hakları ve hukukun üstünlüğünün hamisi olarak gösteriyor ama herhangi bir aday ülkede demokrasiye karşı yaşanan en büyük saldırıya zayıf tepki göstererek hayal kırıklığı yarattılar." ifadesini kullandı.
Kalın, darbe girişiminin, 1980'lerden beri devlet kurumlarına sistematik şekilde sızan Fetullah Gülen'in takipçileri tarafından planlandığı ve gerçekleştirildiğine dair güçlü kanıtlara ulaşıldığını kaydetti.
Birçok general FETÖ üyesi olduğunu itiraf etti
Dindar veya seküler, muhafazakar veya liberal olsun Türk halkının çoğunluğunun, FETÖ üyelerinin darbenin arkasında olduğunu ve Pensilvanya'da yaşayan Gülen'in Türkiye'ye iade edilerek adalete hesap vermesi gerektiğini düşündüğünü belirten Kalın,"70 savcının gece gündüz çalışarak sürdürdüğü darbe soruşturması kapsamında birçok subay ve general, FETÖ üyesi olduklarını itiraf ederek emirleri örgüt yöneticilerinden aldıklarını kabul etti." değerlendirmesinde bulundu.
Sözcü Kalın, başarısız darbe girişiminin siyaset üzerinde de önemli etkileri olduğunu, o tarihi gecede siyasi görüş ayrılıklarını bir kenara bırakarak darbecilere karşı birlik olan ve demokrasi uğruna hayatlarını tehlikeye atan insanlardan 240'ının yaşamını yitirdiğini ve binlercesinin ise yaralandığını hatırlattı.
Türkiye her zamankinden daha güçl
ü
Kalın, darbe teşebbüsünün tüm partiler tarafından kınandığını, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın ana muhalefet liderleri ile buluştuğunu ve 7 Ağustos'ta söz konusu liderlerin ülke tarihinin en büyük mitingine katılarak dünyaya net bir mesaj verdiğini anımsatarak, "Türkiye her zamankinden daha güçlü ve birlik-beraberlik içerisinde." değerlendirmesinde bulundu.
Kalın, makalesinde şu ifadelere yer verdi:
"Maalesef Brüksel bu birlik-beraberlik ruhunu ıskalamış gözüküyor. AB liderlerinin ilk açıklamalarındaki muğlaklık, öfkeye ve komplo teorilerinin ortaya çıkmasına sebep oldu. Avrupalılar, darbeyi kayıtsız şartsız kınayıp darbecilerin adalete teslim edilmesine destek olacaklarına Türk liderlere 'cuntacılara hesap sordukları' gerekçesiyle saldırmayı seçti.Bu aşamada tüm siyasi görüşlerden insanlar, FETÖ ve benzeri grupların bürokrasiye sızmalarına karşı gerekli önlemlerin alınmasını istiyor. FETÖ'cülerin devlet kurumlarından temizlenmesi, Doğu ve Batı Almanya'nın birleşmesi sırasında Doğu Alman rejimiyle bağlantılı 500 bin memurun tasfiye edilmesinden çok farklı olmamasına rağmen AB yetkilileri Türkiye'nin çabalarına destek olmadı."
Türk halkıyla dayanışmak için kimse gelmedi
Aralarında AB üyeliğini savunanların çoğunlukta bulunduğu Türk vatandaşlarının, kendi güvenliğinin Türkiye'ye endeksli olduğunu unutan Brüksel'in tavrı sebebiyle, derin bir hayal kırıklığı yaşadığını ifade eden Kalın, "Bugüne dek tek bir Avrupalı devlet başkanı Türk halkıyla dayanışmak için Türkiye'yi ziyaret etmedi. İsveç Dışişleri Eski Bakanı Carl Bildt'i saymazsak kimse bu konuyu gündeme dahi getirmedi." görüşüne yer verdi.
Bazı yorumcuların dikkatleri başka yere çekmek için Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın St. Petersburg ziyaretini Avrupa'ya bir mesaj olarak yorumladığını belirten Kalın, makalesinde, "Bu iddia doğru bile olsa şu soruya cevap vermeleri gerekir: Avrupalı liderleri Türkiye'ye giderek Türk halkı, Meclis'i, Cumhurbaşkanı ve hükümeti ile dayanışmalarını sergilemekten alıkoyan nedir? " diye sordu.
Avrupa kendi değerlerine ihanet etti
Kalın, demokrasi, insan hakları ve hukuk devletinin hamisi olan Avrupa Birliği'nin itibarının tehlike altında olduğunu vurgulayarak, Avrupa'nın Türkiye'ye soğuk davranmasıyla, yalnızca önemli bir müttefiki kendilerinden uzaklaştırmadığını, aynı zamanda kendi değerlerine ve ilkelerine ihanet ettiğini kaydetti.
Demokrasisini ve özgürlüğünü savunmak için Brüksel'in tavırlarında değişikliğe gitmesinin önemine işaret eden Kalın, Avrupa'nın tanklara ve F16'lara kafa tutan yiğit Türk halkına daha yakın davranması gerektiğini belirtti.
Kalın, "AB yetkilileri de darbecilere karşı atılan adımların, yaşanan olayın ciddiyetine uygun olduğunu idrak etmeli." ifadesini kullandı.
Avrupalı liderlerin de bu süreçteki tavrını eleştiren Kalın, şunları kaydetti:
"Avrupalı devlet başkanları, Türkiye'yi ziyaret etmenin ötesinde zaman zaman hatalı bilgiler içeren açıklamalar yapmadan önce Türk yetkililer ile işbirliği ve iletişim içerisinde olmalıdır. Ayrıca ev ödevlerini yaparak FETÖ örgütünün yarattığı tahribatı kabul etmelidir."
Müttefiklerimiz bize gereken desteği vermeli
Türkiye ile AB arasındaki vize mutabakatının tarihi bir başarı öyküsü olduğuna dikkati çeken Kalın, Türk vatandaşlarına vizesiz seyahat hakkı tanınarak mutabakatın yürürlükte tutulması gerektiğini vurguladı.
Kalın makalesinde, "Türkiye bugüne kadar PKK ve DAEŞ olmak üzere iki büyük terör örgütü ile mücadele ediyordu. 15 Temmuz darbe girişiminin ardından üçüncü bir terör örgütü ile karşı karşıya olduğumuz açıkça ortaya çıktı. Türkiye'den bu mücadeleyi tek başına yürütmesini beklemek ne gerçekçi ne de ahlaken doğru olur. Avrupalı ve Amerikalı müttefiklerimiz bize gereken desteği vermelidir." diye yazdı.
AB üyeliğinin Türkiye için stratejik bir hedef olduğunu belirten Kalın, Avrupa'nın da bu konuda çaba göstermesi gerektiğini ifade etti