14 ve 28 Mayıs seçimlerinde Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan karşısında aldığı çifte bozgun sonrasında hedef tahtasına konan CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, dün akşam katıldığı Habertürk TV canlı yayınında, Millet İttifakı'nın diğer üyelerini ve parti tabanını kızdıracak açıklamalarda bulundu. İttifaka ikinci tur öncesinde dahil olan Zafer Partisi Genel Başkanı Ümit Özdağ ile arasındaki 'özel' protokole ilişkin 'üç bakanlık ve MİT Başkanlığı' iddialarını yalanlayamayan Kılıçdaroğlu, halihazırda yok olan ittifakı da birbirine düşürdü.
İYİ Parti'den Kılıçdaroğlu'na salvolar: Arkamızdan iş çevirmek hangi siyasi etiğe sığar
Kılıçdaroğlu'nun cumhurbaşkanı seçilmesi durumunda Hazine ve Maliye Bakanlığına getirileceği iddia edilen İYİ Parti Ekonomi Politikaları Başkanı Bilge Yılmaz, CHP liderinin Özdağ ile yaptığı protokolle ilgili açıklamalarına tepki göstererek "Ortaklarının arkasından iş çevirmek ne demokratik teamüllere ne de siyasi etiğe sığar." dedi.
Sözlerinin devamında Kılıçdaroğlu'nu hedef almayı sürdüren Yılmaz, "Seçimlerde Kemal Kılıçdaroğlu’nun adaylığına engel olamadığım için milletimizden samimi olarak özür diliyorum" ifadelerini kullandı.
"Değişim iradesini kendi emelleri ve siyasi ikballeri için kullanmaktan hicap duymuyorlar"
"Geride bıraktığımız başkanlık seçimlerini muhalefet kaybetmiştir ve Millet İttifakı’nın üyeleri olarak bunun sorumluluğunu üstlenmekten hiçbirimiz kaçamayız.
Milletimize ödemek zorunda olduğumuz bir özür ve özeleştiri borcumuz var. Bunu yapmadan, ne halkımızın temsilini gerçekleştirebiliriz ne de insanlara bir yol haritası sunabiliriz.
Kendi adıma, geride bıraktığımız seçimlerde Kemal Kılıçdaroğlu’nun adaylığına engel olamadığım için milletimizden samimi olarak özür diliyorum. Ve bu özrü, sadece seçimleri kaybettiğimiz için değil aynı zamanda Kemal Kılıçdaroğlu’nun adaylığı elde etmek ve seçimleri kazanmak için kullandığı yöntemlerle yeteri kadar mücadele edemediğim için diliyorum. Seçim kampanyasını popülizme indirgeyen, eleştirdiği kişiye dönüşen ve sahici politikalar üretemeyen bir isim/ekip Türkiye'nin kaderini belirlememeliydi.
Bu ülke insanının umutlarını ve kurumlarını, kendi şahsi mülküymüş gibi kapalı kapılar ardında pazarlamak ve yola birlikte çıktığı ortaklarının arkasından iş çevirmek ne demokratik teamüllere ne de siyasi etiğe sığar. Maalesef muhalefetteki dar bir çıkar grubu toplumdaki güçlü değişim iradesini kendi emelleri ve siyasi ikballeri için kullanmaktan hicap duymuyor.
Ҫözmemiz ve yakın tarihe bakıp yüzleşmemiz gereken buna benzer birçok sorun olduğunu görüyorum. Muhalefete egemen olan linç kültürünü, medya manipülasyonuyla sonuç elde etme kurnazlığını, komplo teorileriyle insanları yaftalamayı, itibarsızlaştırma kampanyalarını ve entrikayı siyaset zannetme eğilimini tamamen reddetmeliyiz. Bunu başarmadan atacağımız her siyasi adım bizi milletten uzaklaştıracak ve onların gözünde yozlaştıracaktır.
Milyonlarca insanımızın her gün daha da yoksul, umutsuz ve depresif şekilde hayatına devam etmesine şahitlik etmek bana acı veriyor. Bunu değiştirmeden, insanlarımızın yüzünü güldürmeden hiçbir yere gitmeyeceğiz.
Düştüğümüz yerden bir avuç toprak alıp yeniden ayağa kalkacağız. Biz buradayız"