Cinayet, gasp ve dolandırıcılık vakaları, konuyla ilgili verilen mahkeme kararlarıyla kamuoyunda geniş yer buluyor. Kan donduran suçlara imza atan şahısların, kravatla katıldıkları ve 'saldırgan tutum' sergilemedikleri duruşmalardan aldıkları 'iyi hal' indirimi tartışmalara neden oluyor.
Konuyu yenisafak.com için değerlendiren Hukukçu Fatih Mehmet Akmeşe, 'iyi hal' indiriminin hakimin takdirinden çok 'aksi ispatlanmadıkça' uygulanması gereken bir indirim olduğunu belirtti. Akmeşe şu ifadeleri kullandı:
Hakimin mecburiyeti yok ama açıklama yapmak zorunda
Hakim, önüne gelen her olayda her sanık için kanunda yer alan takdiri indirimi uygulamak mecburiyetinde değil. Fakat Anayasamızda ve Ceza Muhakemeleri Kanunu’nda yer alan hükümler doğrultusunda hangi sebeplerle takdiri indirim (iyi hal) uygulamadığını veya hangi sebeplerle takdiri indirim uyguladığını açıklamak zorunda.
'İyi hal' indirimi verilmezse sanık temyize gidiyor
Yani, sanığa 'iyi hal' indirimini hangi sebeple verdiğini gerekçelendiremeyen hakimin kararı temyize götürülebilir.
Bu kez üst mahkeme 'iyi hal' indirimi uyguluyor
Bu durumda da üst mahkeme kararı bozacaktır. Sonuçta, 'iyi hal' indirimi almasına aykırı bir durum görülemeyen sanık üst mahkemeden bu indirimi alabilecek.
İçinde bulunduğu sosyal çevre önemli
Sosyal ilişkileri; buradaki inceleme suçu işleyen kişinin sosyal konumunun ne kadar güçlü olduğuyla ilişkili olmamalıdır. Sanığın alışkanlıkları, içinde yaşadığı çevre, sağlık durumu, eğitim durumu değerlendirilmelidir.
Cezanın failin üzerindeki olası etkileri; sanığın ıslahı, tekrar topluma uyum sağlayıp sağlayamayacağı dikkate alınmalıdır.
Takdiri indirimin yer aldığı 62. maddenin 1. fıkrasında ne kadar indirim yapılabileceği belirtilmiştir. Hakim, bu sınırlardan daha fazla bir indirim yapamayacaktır.