Beştepe'de Yargıda Birlik Derneği üyelerini kabul eden Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan, itirafçılar konusunda uyardı, MHP lideri Devlet Bahçeli'ye anayasa değişikliği teklifi sırasında gösterdiği tavır nedeniyle teşekkür etti. Erdoğan, özetle şunları söyledi:
Geriye dönüp baktığımızda ülkemize, milletimize ve şahsıma kurulan bazı tuzakları, oynanan oyunları fark etmekte zaman zaman geç kaldığımızı görüyorum. Yargıdaki sıkıntılar da bunlar arasında. Bu sıkıntı tek taraflı ve sadece bir dönemle sınırlı değil. Meselenin bir tarafında yargıyı milletin değil belli bir örgütün emrine sokmaya çalışanlar varken diğer tarafında da yine yargı üzerinden meşru siyasal kurumları alt etmeye çalışan başka vesayetçi anlayış vardı.
HUKUK ADINA BİZ UTANDIK
Demokrasiyi, hukukun üstünlüğünü ve milli iradeye saygıyı hiçe sayan bazı çevrelerin, başbakanlığımın ilk dönemlerinde sergiledikleri 'nobranlıkları' unutmam mümkün değil. 367 garabetinden, kapatma davasına kadar öyle olmadık yöntemlerle karşımıza çıkıldı ki hukuk adına biz utandık. İşte bu sorunlu dönemde FETÖ denilen şer örgütü diğer kurumlarımızla birlikte özel önem verdiği yargının içine sızmaya başlamıştır.
PEŞİN HÜKÜMDE BULUNMADIK
Bu işin 40 yıllık bir geçmişi var, kısa sürede bu sızma harekatı yapılmadı. Hayatımızın hiçbir döneminde insanları peşin hükümle kategorize etmedik, buna göre davranmadık. Devletine, milletine, hükümetine, demokratik meşru siyasi kurumlara saygı duyan veya öyle gözüken herkese kapıları açık tuttuk. Hiç kimseye ve hiçbir gruba ne yargıyı ne de başka bir kurumu peşinen asla teslim
etmiş değiliz.
GÜÇ TEMERKÜZÜ
Fakat bu örgütün zihin dünyası ve organizasyon yapısı her türlü iyi niyeti istismara müsait olduğu için adeta saman altından su yürüterek pek çok yerde güç temerküzüne girdiklerini hep beraber yaşadık. Türkiye'nin darbecilerle, cuntacılarla, vesayet odaklarıyla mücadelesi adına yargıya verdiğimiz desteği bu örgüt kendi militanlarına yol açmak için kullanmıştır. Bu durum sadece kadroların istilasına yol açmadı, aynı zamanda darbecilerle, cuntacılarla, vesayet odaklarıyla yaptığımız mücadeleye de büyük zararlar verdi.
Eğriyle doğruyu, haklıyla haksızı, suçluyla suçsuzu aynı çuvala dolduran anlayışın adalet tesis etmesi mümkün değildi. Nitekim o dönemde açılan davaların neredeyse tamamı neticesiz kaldı. Yargının bağımsızlığına halel getirmemek için keskin şekilde müdahale etmedik. O dönemde yargı bürokrasisi içinde kritik konumlarda bulunanların örgüt emriyle bu işleri rayından çıkardığı daha sonra ortaya çıkmıştır.
EN TEHLİKELİ OLAN DA BU
Cezaevindeki örgüt mensuplarından tanıdıklarım var. İtirafçı namıyla ortaya çıkıyorlar. Fakat bunlar doğru konuşmuyor. 'İtirafçı' diyerek ortaya çıkarken bunlar gayet iyi aldatmacayı oynuyorlar, en tehlikeli olan da bu. Çünkü bunların bir kısmıyla benim zamanında başa baş görüşmelerim olmuştur, Başbakanlığım zamanında. Şimdi itirafçı olarak söyledikleriyle o zaman bana söylediklerine baktığım zaman tamamen aykırı ifadeler. Bu oyuna asla gelmemek gerekiyor.
Tasfiye işleri kolaylaştırdı
15 Temmuz sonrasında yargı ve emniyet başta olmak üzere bürokrasiden FETÖ'cülerin tasfiyesinin işleri kolaylaştırdığı ve rayına oturttuğunu vurgulayan Erdoğan, yılbaşında İstanbul'da yaşanan terör saldırısının failinin yakalanmasında olduğu gibi çok zor ve takdir edilmeyi hak eden işlerin üstesinden başarıyla gelindiğini dile getirdi. Erdoğan, “Saldırganı 17 günde yakalamış olmalarını, Türk polisinin ne denli ufku olduğunu, güçlü olduğunu göstermesi bakımından da çok önemsiyorum. Demek ki bu örgütün mensupları devlet ve millet için değil sadece ve sadece bundan önce kendileri için çalışıyordu. Bugün emniyet teşkilatımızın içinde, Silahlı Kuvvetlerimiz içinde bunlar var mı? Var. Tabii ki bunlar terör örgütlerinin işini ciddi manada kolaylaştırıyor ama her geçen gün eriyorlar, daha da eriyecekler veya terk edecekler" dedi.
Takke düştü kel göründü
“Bu ülkenin yargısını, iradelerini bir terör örgütüne ve onun hiyerarşisine teslim etmiş hakim ve savcılara terk edemezdik" ifadesini kullanan Erdoğan, 17/25 Aralık operasyonunu birilerinin ısrarla “şahsi meselesi" olarak göstermeye çalıştığına dikkati çekti. Erdoğan, “Halbuki 17/25 Aralık operasyonu, yargıyı ele geçirmeye çalışan bu örgütün kendini inkar edilemez bir şekilde açığa çıkarmasının adıdır. Hani eskiler 'Takke düştü, kel göründü' derler ya, 17/25 Aralık'ta işte tam da böyle olmuştur. Yargı ve emniyet teşkilatı içindeki militanlar vasıtasıyla, meşru hükümeti devirerek yönetime el koymaya çalışmanın adı, 'Anayasal düzeni yıkmaya teşebbüstür', yani darbedir. 17/25 Aralık da bir darbe girişimidir. Hükümet ve siyasi kadrolar olarak gösterdiğimiz o sağlam duruş, daha da önemlisi milletimizin verdiği güçlü destek sayesinde bu darbe teşebbüsünü boşa çıkardık" dedi.
Er meydanını boş bırakmayın
Yargıda Birlik Derneği'nin, FETÖ'nün adalet teşkilatı içinde yol açtığı tahribatın önüne geçilmesi konusunda tarihi bir misyon üstlendiğini vurgulayan Erdoğan, “Size, Batı'da, çok değişik yerlerde birileri belki görüşmeyebilir, pas vermeyebilir. Hiç umursamayın. Ağır olacak ama 'İt ürür kervan yürür', biz yolumuza devam edeceğiz. 17/25 Aralık darbe girişiminin hemen ardından HSYK'yı tamamen ele geçirerek, yargıyı kontrolü altına almak isteyen örgüte karşı, çoğulcu ve geniş tabanlı bir hareketin temsilcisi olarak Yargıda Birlik Derneği kurulmuştur. İyi ki de kurdunuz, çok isabetli oldu, aksi takdirde meydan bunlara kalıyordu. Er meydanının sahibi sizler olmak zorundasınız. Eğer meydanı boş bırakırsanız işte birileri gelir o meydanı doldurur" dedi.
Hala utanmadan senaryo diyor
Erdoğan, FETÖ'nün 17/25 Aralık'ta emniyet ve yargı içindeki mensupları aracılığıyla başaramadığını 15 Temmuz'da TSK içindeki yandaşları vasıtasıyla gerçekleştirmeye çalıştığını belirtti. Erdoğan, “Hamdolsun o gecede milletimizin gösterdiği, kahramanlık, kararlılık ve fedakarlık sayesinde neticeye ulaşamamışlardır. Daha sonra elde edilen bilgiler, Gezi Olayları ve 6-8 Ekim hadiseleri gibi ülkemizi sıkıntıya sokan pek çok önemli kargaşanın büyümesinde, rayından çıkmasında aynı örgütün parmağı olduğunu göstermiştir. Hala, bu Pensilvanya'daki zat, utanmadan, sıkılmadan ne diyor biliyor musunuz? 'Bütün bunlar bir senaryodur' diyor. Biz neyin senaryo olduğunu görüyoruz, evelallah gelecek yakındır ve gelecek bunu çok daha açık ve net ortaya koyacaktır. Çünkü ben ilahi adaletin tecellisinden zerre kadar şüphe etmiyorum, bu adalet tecelli edecek."
Bahçeli'ye teşekkür etti
Erdoğan, “Anayasa değişikliği yasama, yürütme, yargı arasındaki ilişkiyi yeniden düzenliyor. Yasama, yürütme, yargı arasındaki ilişkilerin yeniden düzenlenmesi Türkiye için bir kazançtır. Cumhurbaşkanını doğrudan halkın seçmesi bu yönde köklü bir adım olmuştur. Gücünü halktan alan bir cumhurbaşkanının vesayetin değil milli iradenin temsilcisi olması kadar doğal bir durum yoktur. Gücünü milli iradeden alan iki başlı bir yapı ortaya çıkmıştır. Ben patinaj ifadesiyle hep kullandım. Devletin işlerliğinde bir patinaj var bunun ortadan kaldırılması gerekiyor. Çift başlılık bunu getiriyordu. MHP'nin bu gerçeği görmesi sayesinde anayasada yeni değişikliklerin yapılmasının yolu açılmıştır. Ben milletim adına MHP lideri ve ekibine özellikle teşekkür ediyorum" dedi.