Türkiye Gönüllü Teşekküller Vakfı (TGTV) Yönetim ve İcra Kurulu Başkanı Hamza Akbulut, İstanbul Sözleşmesi'nden çıkılması çağrısı yaparak, uluslararası anlaşmalar üzerinden, Batı toplum sosyolojisi içinde üretilen metinlerin, Türkiye'deki yasal düzenlemelerle norm haline getirilmesinin toplumsal çatışmalara davetiye çıkardığını kaydetti.
Akbulut, yaptığı yazılı açıklamada İstanbul Sözleşmesi ve bu sözleşmeye dayalı "6284 sayılı kanun" uygulamalarında görülen olumsuzluklar ve son dönemdeki LGBT aktivitesinin, kamuoyunda tepkilere neden olduğunu ifade etti.
Sözleşmenin 6 yıllık uygulaması neticesinde aile yapısı güçlenmedi
"Zararlı marjinal grupların propaganda gücü arttı"
İstanbul Sözleşmesi'nin, 6. maddesinde "toplumsal cinsiyet bakış açısını, olmazsa olmaz olarak dayatması, başta olmak üzere zararlı marjinal gurupların propaganda gücünü arttırmış ve bunların toplum içine sızmasına zemin hazırlamıştır. Bu haliyle İstanbul Sözleşmesi ve 6284 sayılı kanunun tartışmalı gelmiş ve de toplumsal desteğini kaybetmiştir. Bizim toplumumuza da uygun değildir. Bu düzenlemenin, uygulama verileri incelendiğinde, İstanbul Sözleşmesi'nin, toplumda yeni bir çatışma hattı meydana getirdiği, çok sayıda mağdur kitle oluşturduğu, aile kurumunu çökertip, kırılgan bir yapıya kavuşturduğu, LGBT başta olmak üzere marjinaliteye kanun gücü kazandırarak, toplumun değer yapısını aşındırdığı, devletin anayasal kurumlarını yıprattığı, toplumsal dengemizi bozarak, birlik ve beraberliğimizi zayıflattığı görülmüştür." değerlendirmelerinde bulundu.
Akbulut, bu haliyle İstanbul Sözleşmesi ve 6284 sayılı kanunun tartışmalı hale geldiğini ve de toplumsal desteğini kaybettiğini aktararak, aile kurumumuz ve eşler arası ilişkilerde problemlerin ortaya çıktığını kaydetti.
Baba, anne, evlat gibi değerlerin, kadın - erkek eşitliği adı ile başlatılan moda bir akıma farkına varmadan feda edildiğini dile getiren Akbulut, şu ifadeleri kullandı:
Akbulut, İstanbul Sözleşmesi üzerinden ülke gündemine gelen aile kurumu için, nitelikli ve güncel çalışmaların üretilmesine ihtiyaç olduğu tespitinde bulunduğu açıklamasında şu değerlendirmelere yer verdi: