20 yıl önce Erol Yarar başkanlığında yola çıkan MÜSİAD kervanı, Ali Bayramoğlu, Dr. Ömer Bolat ve Ömer Cihad Vardan'ın başkanlıkları döneminde zorlu yollardan geçerek, bugün sadece Türkiye'nin değil, bütün İslam coğrafyasının bereket noktası oldu. MÜSİAD Genel Başkanı Ömer Cihad Vardan'ın ifadesiyle; Medine Pazarı olgusuyla temelleri atılan MÜSİAD Uluslararası Fuarı ve Uluslararası İş Forumu (IBF), dünya ekonomisinin, Türkiye'nin ve MÜSİAD'ın ulaştığı nokta itibariyle “İslam Dünyası'nın Davos'u” ve “Dünyanın Ekseni” boyutuna taşındı. Başkan Vardan, İslam dünyasının en büyük ekonomik etkinliği olarak nitelediği organizasyonun taşıdığı anlamı Yeni Şafak okurları için anlattı
İlk fuardan bugüne neler değişti?
İlk fuar konuşulduğunda amacımız Medine Pazarı olgusuyla üyelerimizin birbirini tanıması, birbirleriyle iş yapmasını tesis etmekti. Daha ileriki dönemlerde de bunun uluslararası bir boyut kazanmasını istemiştik. Yurtdışındaki işadamlarının da Türkiye'yi tanımalarını istiyoruz, onları Türkiye'ye davet ediyoruz. Fuar kendi içinde gelişti. Yurt dışında tanınır hale geldi.
IBF'le yapılmasının etkisi oldu mu?
Elbette. Fuar çalışmalarını yaparken yanında bir de Uluslararası İş Forumu'nu (IBF) oluşturduk. IBF aslında ilk başlangıçta Pakistan'da kurulmuş olan ve ondan sonra da bizim İstanbul'a transfer etmiş olduğumuz, daha sonra da merkezinin hep İstanbul'da olduğu bir organizasyon haline geldi.
İSEDAK'la bir bağlantı var mı?
İslam Konferansı Teşkilatı içerisinde bir çok kuruluş var. Curbaşkanlığımızın başkanlık ettiği İSEDAK bunlardan biri. MÜSİAD'ın düzenlemiş olduğu IBF'i, İSEDAK'ın resmi iş forumu haline getirdik. Amacımız İSEDAK için gelen bakanlar bir konuyu konuştuklarında bunların iş haline gelmesiydi. Bu sevgili başkanımız Dr. Ömer Bolat zamanında gerçekleşen bir olaydı. Allah ondan razı olsun. Neticede artık IBF, İSEDAK'la eş zamanlı olarak organize ediliyor.
Sadece ekonomik bir yapı değil yani?
Biz IBF'te sadece ekonomik konuları ele almıyoruz. Aynı zamanda İslam dünyasına bir vizyon vermeye çalışıyoruz. Aslında baktığınızda Türkiye yine ağabeylik, liderlik rolünü üstleniyor. Diğer ülkelerin de Türkiye'den beklentilerinin de karşılığını vermeye çalışıyor.
Müslüman toplumların ekonomik, sosyal ve siyasi meselelerinin ele alındığı, çözüm yollarının müzakere edildiği platformun 14. Kongresi, Başbakan Erdoğan'ın himayesinde, İstanbul Haliç Kongre Merkezi'nde, ülkemizden ve yurtdışından çok sayıda devlet başkanı, bürokrat, sivil toplum kuruluşu başkanı, akademisyen, işadamı ve basın mensubunun katılımı ile gerçekleştirilecek. Fuara 65 ülkeden 3 bin aşkın işadamı gelecek. Firma sayısı 554 olacak. Dış Ticaret Müsteşarlığı,TİM,DPT , İslam Kalkınma Bankası, İstanbul Büyükşehir Belediyesi, Küçük ve Orta Ölçekli Sanayi Geliştirme ve Destekleme İdaresi Başkanlığı, İTO ve THY fuara destek verecek.
Türkiye'nin ağabey ve liderliği kabul gördü mü sizce?
Tabii. Kabullenildi. Biz inşallah bunu önümüzdeki senelerde çok daha farklı bir boyuta taşımayı düşünüyoruz.
Nasıl bir boyut bu?
MÜSİAD'ın çatısı altında kurum ve kuruluşların da üye olabileceği uluslararası bir organizasyon hedefliyoruz. Çünkü burada tahmin ediyorum, bu işin boyutları çok daha fazla büyüyecek. Kurumsal bir yapı oluşturuyoruz. İKT üyesi 57 ülke için kazanım olacak.
Hangi kuruluşlar olacak?
Sivil toplum kuruluşları olacak. Kamu kuruluşları da gelebilecek. İsterlerse odalar, birlikler de üye olabilecekler ama STÖ çatısıyla önemli platform haline gelecek.
Dünyanın Ekseni diye nitelendiriyoruz. Davos deniyor, ticari anlamda eksen olduk mu ?
Böyle bir tablo ortaya çıkıyor. Son yapılan anlaşmalardan sonra bunları görmek mümkün. Özellikle komşu ve çevre ülkelerle ticaretimde artış var. Akıl teriyle ilgili çalışmalar da artıyor. Bütün bunları dikkate alırsak aslında dünya eksenin kaydığı çizginin ortasında bulunuyor. MÜSAD olarak, bu çalışmalarla, bu eksenin tam ortasına gelmiş gibi oluyoruz.
Kararlar bağlayıcı oluyor mu?
Aslında biz bu şekilde bağlayıcı olmasını istiyoruz ama biz netice itibariyle bir sivil toplum kuruluşuyuz. Bizim kararlarımızı idare makamlar direkt uygulayacak diye bir kural yok. Ama biz ne yapıyoruz; bir ortam oluşturuyoruz, ihtiyaçları belirliyoruz, hükümetle paylaşıyoruz.
Somut örnekler var mı?
İKT üyesi ülkeler arasında vizelerin kaldırılmasını önermiştik. Pazarların ortak olmasını, insanların hem ziyaret hem iş için rahatlıkla gidip gelmelerinin sağlanmasını önermiştik. Bugün yavaş yavaş bu vizeler engeller kalkmaya başladı.
Tepkiler geliyor mu?
El Cezire gibi uluslararası yayın organları bu etkinliklerimizi çok önemsiyorlar. Organizasyon öncesinde, organizasyon sırasında yayınlar yaparak kendi bölgelerinde bunun duyulması için çalışıyorlar. 2004'lerde gelen yabancı bin 300 civarındaydı.
Ülkelerin ilgiisi nasıl?
Fas'tan 300'e yakın insan geliyor. Cezayir'de de durum aynı. Mısır'la ilişkiler çok iyi. Geçen yıl IBF toplantısını Mısır'da yapmıştık. Demek ki hoşlarına gitti. Diğer ülkelerde de aynı. İnanılmaz bir teveccüh var. 65 ülkeden 3 binin üzerinde uluslararası katılımcının yeralacağı fuarda 554 firma yer alacak. bakanlarla birlikte yurtdışından 31 bakan hazır bulunacak. Katılım için yoğunluk var.
Türkiye'nin imajına katkısı nasıl?
İmaj için yapmıyoruz. Bir inanç üzerine, bir vizyon üzerine bu çalışmaları yaptık. Fakat geldiğimiz noktada belli bir başarı sağlanıyor. Demek ki hem MÜSİAD'ın ve Türkiye'nin kabulü noktasında büyük bir teveccüh var.
Yatırım yansıması oluyor mu?
Dolaylı olarak da direkt olarak böyle etkileri oluyordur tabii ama bunları tespit etmek çok zor. Biz burada bir avantajlı bir ortam hazırlıyoruz. İşbirliği yapanların, yatırım yapanların bunları kendisinin söylemesi daha doğru olur.
Dış katılım durumu nasıl?
Ziyaretçi olarak herkese açık ama katılımcı olarak sadece üyelerimiz katılabiliyor. Sadece üyelerle sınırlı olmaması çok istendi. Bunu kaldırsak katılım çok daha fazla olur ama bu sefer bu çalışma sadece ticari bir fuar organizasyonu işine dönüşür. Biz ise üyelerimize hizmet etmek istiyoruz.