Irkçılık hastaneye bulaştı

Almanya’da ırkçılık hastanelere bulaştı. Mannheim’de bir hastanenin başhekimi Daniel Schmitz, hijyen şartlarını beğenmediği için odasını değiştirmek isteyen Türk genci Ufuk Altunok ile babasını, “Türkiye’ye gidin o zaman, size orada Erdoğan baksın” diyerek kovdu. Ailenin şikayet ettiği polis de “Burası otel değil” diye başhekimi savundu.

Yeni Şafak Haber Merkezi
Almanya’da Ufuk Altunok isimli genç, tedavi gördüğü hastanede kaldığı odayı hijyen koşulları nedeniyle değiştirmek istedi.

Almanya’nın Mannheim kentinde yaşayan 18 yaşındaki Ufuk Altunok, bağırsak rahatsızlığı nedeniyle kentteki "Theresienkrankenhaus" hastanesine yatırıldı. Altunok, buradaki 2 günlük tedavinin ardından başka bir odaya alındı. Yeni odanın hijyen koşullarından rahatsız olan genç, babası Niyazi Altunok’u arayarak durumu bildirdi. Ancak hastanenin başhekimi Daniel Schmitz’in ailenin bu talebini, "Türkiye’ye gidin o zaman, size orada Erdoğan baksın" sözleriyle geri çevirdiği öğrenildi.

ÖNCE ODA YOK DEDİLER

5 Nisan'da meydana gelen olayı anlatan baba Niyazi Altunok, oğlunun odaya gitmek istememesi üzerine hastaneye durumu anlattığını ve kendisine, “Tek kişilik odalar var, geceliği 150 avro, ödeyebilir misin?” dediklerini söyledi. Altunok ödeyeceğini söylediğinde ise tek kişilik oda olmadığı şeklinde bir dönüş aldığını belirtti. Bunun üzerine başhekimle konuştuğunu anlatan baba, “Bana ‘Türkiye’ye gidin o zaman, size orada Erdoğan baksın’ ifadesini kullandı. Ben de kendisine bizim de Almanya’da yaşadığımızı, çocuğumun Alman vatandaşı olduğunu ve siyaset yapmaması gerektiğini ilettim” diye konuştu.

https://image.piri.net/resim/imagecrop/2018/04/10/03/49/resized_70a21-e1099c75babadekupe.jpg

POLİS ‘BURASI OTEL DEĞİL’ DEDİ

Altunok bunun üzerine doktorun kendilerine hemen hastaneden ayrılmalarını söylediğini ve hastaneden ayrılacakları sırada başhekimin hala kendilerini sözle taciz ettiğini ve hem hastanenin hem de kendilerinin polisi aradıklarını anlattı. Oğlunun olay yerine gelen polise durumu anlatması üzerine polisin, "Burası otel değil" şeklinde cevap verdiğini aktaran Altunok, "Sonra gidip doktorların ifadesine başvurdular. Daha sonra polis oğluma hastaneden kendi rızasıyla çıkmak istediği yönünde bir kağıt imzalatmak istedi. Ancak biz imzalamadık. Durumu avukatıma ileteceğimizi söyledim ve oradan ayrıldık" dedi.

BU KABUL EDİLEMEZ BİR OLAY

Altunok, yaşadıklarının kabul edilemez olduğunu belirterek “Benim çocuğuma yatak vermeyebilirler. Başka bir alternatifleri de olmayabilir. Ama bize ‘Türkiye’ye gidin.’ diyemezler. Bunu demeye hakları yok. Ayrıca konunun siyasetle alakası da yok. Türkiye’de Alman bir hastaya bir doktor ‘Git sana Merkel baksın’ dese ne olur sizce? Kabul edilemez. Bu da aynı şekilde kabul edilemez” diye konuştu.

BÜYÜKELÇİLİK YAKINDAN İLGİLENİYOR

Durumu telefonla arayarak hemen avukata bildirdiğini ve pazartesi günü de resmen şikayet dilekçelerini vereceklerini dile getiren Altunok, bu olayı tüm detaylarıyla Türkiye Cumhuriyeti Dışişleri Bakanlığına ve Berlin Büyükelçiliğine de ilettiklerini ve onların da konunun yakından takipçisi olacaklarını kaydetti. Altunok, oğlunun tedavisine Heidelberg Üniversite hastanesinde devam edileceğini sözlerine ekledi.

https://image.piri.net/resim/imagecrop/2018/04/10/03/48/resized_8633d-e9f35680unsal.jpg

Erdoğan’dan geçmiş olsun telefonu

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Almanya'da polis tarafından kötü muameleye maruz kalan Türk vatandaşı Yusuf Ünsal'ı bu akşam telefonla aradı. Erdoğan, geçmiş olsun dileğinde bulunduğu Ünsal'dan Stuttgart'taki olay hakkında bilgi aldı. Ünsal'ın da duyarlılığından dolayı Cumhurbaşkanı Erdoğan'a teşekkürlerini sunduğu kaydedildi.

POLİSE DAVA AÇACAĞIM

Öte yandan Ünsal, konuyu mahkemeye taşıyacağını ve polislere karşı davacı olacağını, avukatına vekaletini verdiğini açıkladı. Kendisini darp eden polisler arasında FETÖ’cülerin olduğunu söyleyen Ünsal şöyle devam etti: “Bunun altını çizmek istiyorum. Onlar da saldırdılar. Sonra polisler beni yıkmaya çalıştı. Sonrasını görüntülerde gördüğünüz gibi otobüslerin oraya götürdüler. Polis beni götürdükten sonra kaburgalarımdan darbe yedim, nefesim kesildi, sonra yere yıktılar.”