İsmet İnönü dönemindeki ABD yardımlarını hatırlatan Erdoğan, İnönü’nün elinde ABD bayraklı bir fotoğrafını göstererek “İnönü’nün elinde Türk bayrağı yok. ABD bayrağı var. CHP dün neydi ki bugün ne olsun” dedi. CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’na “Ne millisin ne yerlisin” diye tepki gösterdi.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, partisinin 27’nci İstişare ve Değerlendirme toplantısının kapanış konuşmasında önemli açıklamalar yaptı. Erdoğan konuşmasında şu mesajları verdi: Milletimizle beraber bu tuzakların, senaryoların, oyunların hepsini boşa çıkardık. Tüm bu süreçte bizi ne karşımızdakilerin cezametleri ne de üzerimize salının piyonların alçaklıkları üzmüştür.
DÜŞMANLARLA BİRLİKTE
Bizi en çok üzen bu ülkede siyasi alternatif konumunda bulunması gereken bir partinin her defasında Türk milletinin ve Türkiye’nin düşmanlarıyla aynı safta yer almış olmasıdır. Biz en kritik dönemlerde düşmanlarımızın safında yer alanlardan onların zehirlenmiş siyasi ve ekonomik silahlarına adeta cephane taşıyanlardan muzdaribiz. (15 Temmuz’a ilişkin Kılıçdaroğlu’nu eleştirerek) Ya sen böyle bir adamsın korkaksın, ürkeksin, ne millisin ne yerlisin.
CHP’Yİ KARŞI SAFTA GÖRÜYORUZ
Bölücü terör örgütünün çukur eylemlerine karşı destansı bir mücadele yürütüyoruz CHP’yi yine karşı safta görüyoruz. Sınır ötesinde pusuya yatarak ülkemizin huzuruna ve güvenliğine tehdit oluşturan terör örgütlerinin üzerine yürüyoruz CHP’yi yine karşı safta görüyoruz. Uluslararası alanda ülkemizin şerefinin, haysiyetinin müdafaası için var gücümüzle çalışıyoruz CHP’yi yine yeminli düşmanlarımızın diliyle bize saldırırken suçüstü yakalıyoruz.
ALÇAKLIK…
Ama artık milletim yutmuyor şehitlerimizin aileleri artık yutmuyor ve ‘hangi yüzle sen buraya geldin’ demeye başladılar. Türkiye ekonomik bağımsızlığına yönelik sistematik bir saldırıyla karşı kamusuyla özel sektörüyle tarihi bir mücadele veriyor peki ana muhalefet partisi ne yapıyor? Her zamanki gibi safını ülkesinin ve milletinin değil karşı tarafın yanında belirleyerek olmadık hezeyanlarla ortalığı karıştırmaya çalışıyor. Bunun adı muhalefet değildir bunun adı fırsatçılık bile değildir. Milletin geleceğine umutla bakmaya ihtiyaç duyduğu dönemde büftanlarla umut cellatlığı yapmanın adı olsa olsa alçaklıktır.
İNÖNÜ’NÜN ELİNDE AMERİKAN BAYRAĞI
Ülkemizin başına IMF musibetini saran CHP’nin geçmişi daha vahim siyasi ve ekonomik sabıkalarla doludur. Hani bu meşher Marshall yardımı meselesi var. Bu yardımın da öncülerinden bir tanesi de İnönü’dür. İnönü’nün o işe sadakati, bağlılığı o kadar ileridir ki bakınız burada İnönü’yü görüyorsunuz herhalde elindeki bayrağı da görüyorsunuz. (Fotoğraf göstererek) Elindeki bayrak dikkat edin Türk bayrağı değil, Amerika. Bunların geçmişi hep böyle, dün neydi ki bugün ne olacak yaptıkları iş bu. Bunu elinde niye taşıyor bu bir teşekkürname bunun için taşıyor.
YAĞCILARDA İNECEK VAR
(İnönü dönemine ilişkin gazete kupürleri ) İnönü’nün ülkenin başında bulunduğu dönemde Amerikan yardımları bahane edilerek tüm stratejik savunma sanayi projelerimiz iptal edilmiş, araştırma, geliştirme, üretim faaliyetleri durdurulmuş, fabrikaların kapısına kilit vurulmuştur. Bakınız ‘Türkiye’nin ihtiyacı tetkik ediliyor, Amerikan hükümeti yeni yardım projeleri hazırlamayı düşünüyor.’ 4 Temmuz 1948 tarihinden itibaren Türkiye, Marshall yardımlarını almaya başladı. Buyurun Bay Kemal, hatırlatayım diye gösteriyorum. Türkiye ve Yunanistan’a yardım yapılması için Truman 400 milyon dolar istedi. Başkan diyor ki Türkiye’nin bağımsız olarak bekasının ehemmiyeti büyüktür. Yağcılarda inecek var, işin hallolması gerekiyor ve tablo bu. Daha da önemlisi Missouri büyük ilgi ve sevgiyle karşılandı.
2019’DA BİR KEZ DAHA BOYUNUN ÖLÇÜSÜNÜ ALACAK
Ne oyunlara gelmişiz ya. Bugün çıkmış biz IMF’le şununla bununla suçluyor. Önce siz kendi geçmişinizdeki lekeleri temizleyin. 2019 mahalli seçimlerinde CHP’nin bir kez daha boyunun ölçüsünü alacağına inanıyorum.
Cezaevi boşaltmak için af çıkarılmaz
Son günlerde birtakım tartışmalara, tehditlere şahit oluyoruz. Af meselesinden çocuk istismarına kadar geniş bir yelpazeye yayılan bu tartışma konularından AK Parti olarak bizim öncelikli ölçümüz mahşeri vicdandır. Şu veya bu kesimin şu veya bu şahsın çıkarına, faydasına ama milletimizin ortak hissiyatına aykırı hiçbir iş bizim için makbul değildir. Geçmişte çok aflar çıkardık, ‘bu affı çıkarır da bundan ne kadar siyasi rant elde ederiz.’ Arkadaşlar biz böyle düşünemeyiz.
RAHŞAN AFFI GİBİ OLMAZ
Geçmişte bunları gördük, Rahşan affını da ondan önceki afları da gördük, hepsini gördük. Biz aynı şekilde adım atamayız. Ölçü belli, bu ölçüye göre biz talimatımızı başta Adalet Bakanımız olmak üzere kendilerine verdik, çalışmalarınızı yapın, yapılabilecek ki o da onu af olarak değerlendirmeyi kendimiz için zul adlederiz. Yapılabilecek bir şey varsa bunu en geniş anlamda sizde çalışmaları yapın. O çalışmalardan sonra bu konuda ne gibi adım atarız buna bakalım.
TÜM ARKADAŞLARIMIZ MÜSTERİH OLSUN
Efendim cezaevleri dolmuş, cezaevlerini boşaltmak için af çıkarılmaz. O zaman adama sorarlar bu cezaevlerini, niye yaptınız veya niye var. Bunun bir caydırıcılığı var da onun için yaptık. Bu konuda çalışmanızı sağlam zemine oturtmak suretiyle adaleti tesis hukukla olur. Anlık, ayak üst düzenlemelerle değil. Adaletin tesisi farklıdır, o hukuktur. Yasal düzenleme de değildir. Hukuk hakların sahibine iadesidir. Biz bunu korumaya mecburuz. Geçmişte yapılan ve milletimizin vicdanını yaralayan yanlışlara biz düşmeyeceğiz tüm arkadaşlarımız bu konuda müsterih olsun.
Bahçeli ile görüşeceğim
Cumhurbaşkanı Erdoğan, MHP’nin af teklifi konusundaki sorular üzerine şunları söyledi: “Bakanlık bir çalışmayı kendisi yapıyor. Milliyetçi Hareket Partisi’nin teklifi onların kendisine aittir. O teklifin de şüphesiz gerek partimiz de gerek Adalet Bakanlığı’mızda değerlendirmeye tabi… Benim şu anda Macaristan seyahatim var. Arkadaşlarımız zaten çalışıyorlar. Ben bir brifing alacağım. Bunun neticesinde bizde nasıl bir yaklaşım ortaya koyacağız bunu açıklayacağız.(AK Parti başka teklif mi sunacak) Hayır yani o teklifi nereye kadar paylaşırız nereye kadar paylaşmayız şüphesiz ki bu konuda bir durumumuz olacak bir görüşümüz olacaktır. (Bahçeli ile görüşme) Macaristan dönüşü olabilir.
Bu işin peşindeyim
Cumhurbaşkanı Erdoğan, gazetecilerin sorularını da yanıtladı. Erdoğan, kayıp Suudi gazeteci Cemal Kaşıkçı için yaptığı ilk açıklamada “Beklentim hala iyi niyetli, inşallah arzu etmediğimiz bir durumla karşı karşıya kalmayız” dedi. Erdoğan, gazetecilerin sorularını şöyle cevaplandırdı: (CEMAL KAŞIKÇI): Özellikle İstanbul’dan giriş çıkışlar havalimanlarından bunların hepsi inceleniyor. Bu takipler neticesinde savcılık ne gibi bir karar verecek ne gibi bir açıklama yapacak biz de onun ısrarla beklentisi içerisindeyiz. Zira bunun ülkemizde olmuş olması bizim için çok çok üzücü. Cemal bey benim aslında çok eski tanıdığım gazeteci bir arkadaşımız. Dolayısıyla beklentim halen iyi niyetli. İnşallah diyorum o arzu etmediğimiz bir durum ile karşı karşıya kalmayız. Ben inanıyorum ki bu dünyada bu özellikle bizim ülkemizi kast ediyorum bu tür bir şeyin olması hususunda özgürlüklerin takipçisi olanlar düşünce hürriyetten yana olanlar bu işin peşini bırakmayacaklardır. Bunun peşinin bırakmamak suretiyle de bunun takipçisi olacaklardır. Ben de Türkiye Cumhuriyetinin Cumhurbaşkanı olarak bu işin takibindeyim, kovalıyorum. Büyükelçiliğe girişler çıkışlar, bütün bunların hepsi şu anda inceleniyor. Takip ediliyor. Havalimanından çıkışlar girişler bütün bunların hepsi takipte. Bunların da kontrolünü emniyetimiz olsun aynı zamanda şuanda polis teşkilatımızın çeşitli birimleri kovalıyor. Göreceğiz buradan süratle bir netice alalım istiyoruz.
31 Mart seçimlerini yakından takip edeceğim
Bu toplantımızı 2019 mart seçimlerinin bir startı, başlangıcı olarak kabul ediyorum. Sadece bu sürecin her aşamasını yakından takip edeceğimin bilinmesini istiyorum. Seçim gününe kadar hiçbir ihmale, yanlışa, hataya yer vermeyecek çalışma yürütülmesini sağlamak için elimden gelen gayreti göstereceğim. Sizlerden aynı kararlılığı, hassasiyeti bekliyorum.