İhanetin faturası 300 milyar TL

Türk ekonomisi 2013 yılındaki Gezi olaylarının açtığı yaraları yeni sarmışken, 3 yıl sonra FETÖ’cü hainlerin darbe girişimi ile bir kez daha sarsıldı. Kalkışmanın Türkiye’ye faturası 300 milyar lirayı buldu.

Halk, darbecileri durdurdu.

15 Temmuz’un toplumsal ve siyasal etkilerinin yanı sıra ağır bir ekonomik faturası da oldu. Türk ekonomisi 2013 yılındaki Gezi Olayları’nın açtığı yaraları yeni sarmışken, 3 yıl sonra FETÖ’cü hainlerin darbe girişimi ile bir kez daha sarsıldı. Darbe girişiminin Türkiye’ye en az 300 milyar lira faturası oldu. Mayıs 2016’da 2,9 milyon olan işsiz sayısı, 2016 sonunda 3,9 milyona kadar yükseldi, istihdam edilen kişi sayısı yaklaşık 1 milyon geriledi.

BİR GÜNDE YÜZDE 13 DEĞER KAYBI

Darbe halkın direnişi ile atlatılsa da İstanbul Menkul Kıymetler Borsası’nda tam bir yıkıma neden oldu. 15 Temmuz’un sonrasındaki haftada BIST100 endeksi yüzde 13,3 değer kaybıyla 71 bin puana kadar düştü. Buna bağlı olarak Borsa İstanbul’un piyasa değeri bir haftada 80 milyar lira azaldı. Türk ekonomisi üzerinde baskı yaratmak için kullanılan döviz kurları geri dönülemez bir şekilde yükseldi.

https://image.piri.net/resim/imagecrop/2019/07/15/04/25/resized_ed729-842403c0bombalama1.jpg

DÖVİZ KURU DURULMADI

Darbe girişimi öncesinde 2.90 TL’den işlem gören dolar kuru darbe girişiminin etkisiyle önce 3 TL’nin üzerine çıktı. Kısa bir süre sonra geri çekilmeler yaşansa da darbe girişiminin yapısal ve psikolojik etkileri nedeniyle dolar/TL bugünkü seviyelerine yani 4 TL’nin üzerine çıktı. Darbe girişiminin dış ticaret alanında da Türkiye’yi bir yıl geriye götürdü. Temmuz 2016’da ihracat yüzde 11,5 azalırken dış ticaret hacminde ise yüzde 16,4 daralma oldu. 2016 yılında ihracat değer bazında yalnızca yüzde 0,9 gerilerken, miktar bazında yüzde 4 artış gösterdi. Değer bazındaki bu azalışta yıl boyu yaşanan keskin döviz kuru hareketlerinin de payı büyük oldu.

TURİST SAYISINDA SERT DÜŞÜŞ

Bu süreçten en ağır etkilenen sektörlerden birisi de turizm oldu. Dış basının da olumsuz yayınları ile oluşan kaos algısı turist sayısında sert bir düşüşe neden oldu. Temmuz 2016’da ülkeye giriş yapan turist sayısı yüzde 36,7 geriledi. Estirilen kötü hava gümrüklerden Türkiye’ye giren araç sayısını bile etkiledi.

GELMEKTEN VAZGEÇTİLER

2015’te ülkeye giriş ve çıkış yapan araç sayısı 8,3 milyon, giriş ve çıkış yapan toplam yolcu sayısı ise 113,5 milyon olmuştu. Bir yıl sonra darbe girişiminin yaşandığı yıl ise bu rakam araçlarda 7,4 milyon, yolcularda ise 79,6 milyona geriledi. Tüm bu tablo 2016 yılı büyümesini aşağı çekti. Yüzde 5 olarak öngürülen büyüme oranı darbe girişimi sonrasında yaşanan duraklama dönemi ile yüzde 3’e düştü.

https://image.piri.net/resim/imagecrop/2019/07/15/04/22/resized_77854-3310df1bbombalama2.jpg

BU ADIMLAR ATILMASA...

Bilançonun daha ağırlaşması hükümetin ardı ardına attığı adımlarla önlendi. Darbe girişiminin bastırılmasının hemen ardından Türk ekonomisine olan güven adım adım perçinlendi. 17 Temmuz’da yani darbeden saatler sonra Başbakan Yardımcısı Mehmet Şimşek dünya ekonomisine yön veren yabancı yatırımcıları Türkiye’de kalmaya ikna etti. 560 uluslararası yatırımcının katıldığı telekonferans düzenleyen Şimşek, 2 saat 15 dakikalık bir uğraşın ardından endişeleri kısmen giderdi. Şimşek yatırımcılara piyasanın pazartesi günü açılacağının teminatını verdi. Nitekim verilen söz tutuldu. Yaşanan ağır travmaya rağmen hafta başında Borsa İstanbul’da gong sesi duyuldu.

KAOS GÖRÜNTÜSÜ VERİLMEDİ

Dünya ülkelerinde askeri müdahaleler sonrasında yaşanan karmaşaya izin verilmedi. ATM’ler, kredi kartları sistemi, internet Bankacılığı ve EFT sistemi açık tutuldu. Bütün sistemler alınan tedbirlerle normale döndürüldü. Bu hızla toparlanma yabancı yatırımlarda da kendini gösterdi. 1 Ağustos 2015-1 Nisan 2016 tarihlerinde gelen doğrudan yabancı sermaye miktarı 9,6 milyar dolar iken, 1 Ağustos 2016-1 Nisan 2017 tarihlerinde doğrudan yabancı sermaye miktarı 9,4 milyar dolar oldu.

SEFERBERLİKLE İŞ AŞ

Veriler atılan adımların meyve verdiğini, hain darbe girişimine rağmen doğrudan yabancı yatırımlarda dramatik bir düşüş yaşanmadığını gözler önüne serdi. Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın önderliğinde başlatılan istihdam seferberliği ile 1,5 milyona yakın kişiye iş imkanı sunuldu. Borsa İstanbul 1 yıl sonra 104 bin seviyesini aşarak tarihi rekor kırdı, dolar kısmen frenlendi. Büyüme rakamları ise yeniden yüzde 3’ten yüzde 5’e yükseldi. Özetle 15 Temmuz gecesi tanklarla, uçaklarla halkı durduramayanlar, Türk ekonomisinin yükselişini de engelleyemedi.

https://image.piri.net/resim/imagecrop/2019/07/15/04/20/resized_ea117-a66a44b1bombalama1.jpg

Kredi notu simsarlarının hedefi Türkiye

Türkiye ile hesabı olan ve not düşürmek için fırsat kollayan kredi derecelendirme kuruluşları da bir bir sıraya girdi. Standard&Poor’s Türkiye’nin önceden BB+ olan kredi notunu, BB’ye yani “yatırım yapılmaz” düzeyine çekti. Moody’s ise, Türkiye’nin siyasi açıdan belirsizlikler ve risklerle karşı karşıya olduğunu belirtip, eğer bu risklere karşı durulabilirse, Türkiye’nin kredi notunun değişmeyeceğini kaydetti. Ancak aynı kuruluş ülke ekonomisinin toparlanmasına rağmen 23 Eylül’de yine hasmane bir karara imza attı. Moody’s, Türkiye’nin kredi notunu “yatırım yapılabilir” seviyenin 1 basamak altı olan Ba1 seviyesine indirdi. Bir diğer derecelendirme kuruluşu olan Fitch de aynı yönde adımlar attı. 15 Temmuz sonrası yaptığı açıklamada hemen karar almayacağını, girişimin etkilerine bakılacağını duyurdu. Ancak bir ay sonra 19 Ağustos 2016’da Türkiye’nin “durağan” görünümünü “negatif”e çekti. Art arda gelen bu kararlarla Türkiye’nin yatırım maliyetleri kat ve kat arttı.

Yabancı kaçtı, millet sahip çıktı

15 Temmuz gecesi alçaklara dur diyen Türk halkı, ekonomide de darbeye izin vermedi. Başbakan Yardımcısı Mehmet Şimşek, darbe girişiminden 1 yıl sonra katıldığı televizyon programda Türk halkının Türk Lirası’na sahip çıkışını şu ifadeleri anlatmıştı: “Yabancı yatırımcı parasını alıp Türkiye’den çıkmaya çalışırken vatandaşımız 9 milyar doların üzerinde dövizini bozup Türk Lirası’na geçmiş. Bu ekonomide darbe yapmak isteyenlere de halk bir darbe vurmuş oluyor. 15 Temmuz günü milletin feraseti bana umut veriyor. Sistemin darbe üretmesi engellenecek ama halkın refleksi bana güven veriyor. Millet faktörü çok ciddi bir şekilde dikkate alınacaktır ki son olayda bunun dikkate alınmadığı ortaya çıktı.”