İçişleri Bakanı Süleyman Soylu, AFAD Afet ve Acil Durum İl Müdürlüğünde düzenlenen "İstanbul Afet Koordinasyon ve Değerlendirme Toplantısı"nda yaptığı konuşmada, 17 Ağustos 1999'da İstanbul, Yalova, Gölcük, Karamürsel, Sakarya ve Kocaeli'nde etkili olan "Marmara Depremi"nin, afetlere bakışta bir milat olduğunu söyledi.
"Fay Yasası çıkması zaruretini hep beraber değerlendirdik"
17 Ağustos Marmara Depremi'nin 21. yılında bu haftayı depreme ve Afetlere Hazırlık Haftası olarak değerlendirdiklerini ifade eden Soylu, şunları söyledi:
"Ev ödevimizi en iyi şekilde yapma sorumluluğunu taşıyoruz"
Bakan Süleyman Soylu, afet öncesi, sırası ve afet sonrası neler yapılabileceğine yönelik çalışmaların da "ev ödevleri" olduğunu vurgulayarak, "Biz bu ev ödevimizi en iyi şekilde yapma sorumluluğunu taşıyoruz." dedi.
Türkiye'nin sadece bir deprem coğrafyası olmadığını, sel, çığ, heyelan ve hortumların da meydana geldiğini hatırlatan Soylu, bu coğrafyada fiziki tedbirler kadar eğitim ve farkındalığın da önemli olduğunun altını çizdi. Özellikle afet eğitiminin birincil hedefleri olduğunu kaydeden Soylu, sözlerini şöyle sürdürdü:
"İki konuda çok yaygın bir eğitim ortaya koymaya çalışacaktık ama salgın bize müsade etmedi. Bunlardan bir tanesi uyuşturucuydu. Türkiye'de uyuşturucu ve anneler konusunda iyi bir hazırlığımız vardı. Önümüzdeki günlerde inşallah başlatmayı planlıyoruz. Geçen sene trafik konusunda çok başarılı bir eğitim senesi geçirdik, onu devam ettireceğiz. Ama afet konusu bizim açımızdan büyük bir önem taşımaktadır. Çünkü bu, hep birlikte sağlanabilecek bir meseledir."
"İstanbul'daki uygulama örneklerini diğer iller için baz kabul ediyoruz"
Bakan Soylu, afetler konusunda ulusal ölçekte 28, İstanbul ölçeğinde 26 çalışma grubu bulunduğunu kaydetti. Sadece İstanbul'daki bu grupların, geçen yıl depremin meydana geldiği 29 Eylül'den bu yana kendi aralarında ve birbirleriyle 450'yi aşkın toplantı gerçekleştirdiğine değinen Soylu, bu toplantıların amacının, koordinasyon ve eksiklerin belirlenmesi olduğunu bildirdi.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın liderliğinde İstanbul'da 1300'ün üzerinde hastane, kaymakamlık, emniyet müdürlüğü, okul gibi birçok kamu binası, köprüler, yollar ve viyadüklerin revize edildiğini belirten Soylu, "2006 yılından itibaren bugünkü değerle 11 milyar liranın üzerinde bir yatırım yapıldı" dedi.
İstanbul'da 2000 yılından önce yapılmış okul envanterinin yüzde 92'sinin ya tamamen yıkıldığını ya da güçlendirildiğini aktaran Soylu, "Bu Türkiye'nin attığı adımların hem akışının hem felsefesinin hem de bu konuya verdiğimiz önemin temel bir göstergesidir. Bu bir Türkiye politikasıdır ve Sayın Cumhurbaşkanımızın liderliğinde bu Türkiye politikası tam anlamıyla uygulanmaktadır." ifadelerini kullandı.
"Biz görevimizi yerine getirmekle sorumluyuz"
Soylu, ülkenin bir bakanı olarak bazı kurumların kendileriyle bağdaşmayacak açıklamalarına da üzüldüğünü dile getirerek, "Televizyonlara çıkaranlara da üzülüyorum. Bu bir sorumluluk. Burada sadece biz değil ki bütün kurumlar, vatandaşımız, her birimiz sorumlu. Biz görevimizi yerine getirmekle sorumluyuz. Başka türlü haberlerde yapabileceğiniz yanlışın telafisi olabilir ama AFAD, deprem gibi meselelerde yanlış bir haberin telafisi olamaz. Milletimizin kafasında bu konuda istifham bırakmak son derece haksızlık oluşturur" dedi.
Bakan Soylu, afet konusunda haberleşme, sağlık, ulaşım alt yapı, güvenlik ve trafik, enerji, tahliye yerleştirme ve planlama, yangın, barınma, beslenme, hasar tespit, zarar tespit, enkaz kaldırma, defin, çalışma grupları lojistiği, arama kurtarma, gıda, tarım ve hayvancılık, alt yapı, ulaşım gibi birçok çalışma grubu olduğunun altını çizdi.
Deprem olduğunda vatandaşların özel araçlarını kullanmalarının da "yapabilecekleri en kötü tercih" olacağını vurgulayan Soylu, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Vatandaşlarımıza attığımız mesajların bir tanesinde bu var, 'Özel arabalarınıza binip, trafiği tıkatırsanız ne ambulanslar ne arama kurtarma ekiplerimiz ne de acil müdahale ekiplerimiz yerlerine ulaşabilirler. İstanbul'u tamamen kilitleriz. Burada da güvenlik ve trafik ile ilgili grubumuzla şimdi bu çalışmayı yapıyoruz. Yapılacak iş bellidir. O İnşaat Mühendisleri Odasındaki kişinin şunu söylemesini arzu ederdim: 'Depremle karşı karşıya kaldığınız zaman hemen toplanma alanlarına, size bildirilen, e-devlette yayımlanan, mahalle muhtarınızın size bildirdiği, mahallenizde işaretli alana gidiniz.' Sonrası bize ait. Biz oradan barınma alanlarına götüreceğiz." diye konuştu.
İçişleri Bakanı Süleyman Soylu, çadır veya konteyner kentlerden oluşan "geçici" barınma alanları olduğunu, ayrıca okullar, yurtlar ve spor salonlarının da barınma alanı olduğunu kaydetti.
"İdeolojik tartışmaları afet meselesinin üzerine oturtmak insafla bağdaşamaz"
"İnşaat Mühendisleri Odasına bu işte belki de en az yetkinliği olan birisi olarak benim ders vermem lazım veya kendi arkadaşları, 'Ya ayıp ediyorsun. Bu meseleyi de böyle anlatma.' demesi lazım." diyen Soylu, şunları söyledi:
İçişleri Bakanı Süleyman Soylu'nun konuşmasının ardından basına kapalı devam eden toplantıda, AFAD İl Müdürü Gökhan Yılmaz genel durum değerlendirmesi, İl Emniyet Müdür Yardımcısı Zafer Baybaba ise Güvenlik ve Trafik Çalışma Grubu'nun trafik sunumunu yapacak.
Toplantıya, İçişleri Bakan Yardımcısı İsmail Çataklı, İstanbul Valisi Ali Yerlikaya ve AFAD Başkanı Mehmet Güllüoğlu da katıldı.