16 Nisan referandumunda 167 bin sandığın güvenliği için 300 bini aşkın kişiyi görevlendiren CHP, milletin cumhurbaşkanlığı sistemine ‘Evet’ dediğini görünce çamura yattı. Sandıklara bakan yüzbinlerce partiliye rağmen referandumu ‘şaibeli’ göstermeye çalışan ana muhalefet, içinde CHP’lilerin de bulunduğu sandık kurullarının bazı zarflara mühür vurmayı unutmasını diline dolayarak “Seçimler iptal edilsin” yaygarası kopardı. Milletin 1 milyon 300 bin oy farkıyla kabul ettiği yeni anayasaya karşı ‘sokak çağrısı’ yaparak halkı provoke eden CHP, referandumun iptali için Yüksek Seçim Kurulu’na (YSK) başvurdu. CHP ile birlikte HDP ve Vatan Partisi’nin de başvurularını değerlendiren YSK, iptal taleplerini 1’e karşı 10 oyla reddetti.
SANDIK GÖREVLİLERİ UZAYDAN MI GELDİ?
Dilekçede belirttiği iddialara ilişkin herhangi bir kanıt sunamayan CHP, halk oylamasının iptalini gerektirecek belge, bilgi ya da tutanak getiremedi. Her sandık için teslim edilen oy pusulalarında eksiklikler olduğunu ve mühürsüz oyların da ‘sahte oy’ anlamına geldiğini ileri süren ‘Hayır’ cephesi, sandık kurullarında görevli CHP’lilerin tutanaktaki imzalarına bir cevap veremedi. Hiçbir belge ve delile dayanmayan itirazlar, YSK tarafından kesin olarak reddedildi. Kararın ardından CHP’nin ‘yeni bir referandum’ hayalleri de suya düştü. Verilen karara rağmen demokratik süreci sabote etmekte ısrarlı görünen ana muhalefet, ‘her türlü yargı denetimi dışında bulunan’ YSK’nın kararını Anayasa Mahkemesi’ne (AYM) götürmeye hazırlanıyor. Ancak AYM’nin bu konuda daha önce verdiği kararlar, CHP’nin başını çektiği cephenin yeni bir hayal kırıklığı yaşayacağını gösteriyor.
KANUN HÜKMÜ AÇIK
YSK’nın kararlarına karşı hiçbir kuruma başvuru yapılamıyor. Bu durum, Anayasa’nın 79. maddesinde de hüküm altına alınmış durumda. Bahse konu maddede, “YSK’nın kararları aleyhine başka bir mercie başvurulamaz” ifadesi yeralıyor. Buna karşın CHP daha önce de olduğu gibi konuyu AYM’ye taşıyacağını açıkladı. CHP Yüksek Seçim Kurulu Üyesi Mehmet Hadimi Yakupoğlu, “Öncelikle Anayasa Mahkemesi, ondan sonra da Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’ne (AİHM) kadar bunu götürmek zorundayız. Çünkü biz ‘Hayır’a oy veren yüzde 49 seçmenin tüm sorumluluğunu taşıyoruz” dedi.
DAHA ÖNCE DENENDİ
AYM’nin konuya ilişkin içtihat niteliğinde çok sayıda kararı bulunuyor. AYM, bu kararlarda, Anayasa’nın yargı denetimi dışında bıraktığı işlemlerin bireysel başvurunun konusu olamayacağı, Anayasa’nın 79/2. maddesiyle de YSK kararlarının AYM denetiminin dışında olduğunu vurguluyor. Bu başvurulardan birisi 7 Haziran 2015 Genel Seçimleri’nden sonra yapıldı. CHP İzmir Milletvekili Atila Sertel, yaptığı bireysel başvuruda, Basın İlan Kurumu üyeliği görevinden süresi içerisinde ayrılmaması nedeniyle milletvekili adaylığının YSK tarafından iptal edilmesinin ‘seçilme hakkını ihlal’ olduğunu iddia etti. Yine CHP’li Oğuz Oyan ise 7 Haziran öncesi Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın açıklamalarının ‘tarafsızlık ilkesine aykırı olduğu ve bu nedenle basında yeralmaması’ gerektiğine ilişkin talebinin YSK tarafından yetkisi olmadığı gerekçesiyle reddedilmesinin ‘seçme, seçilme ve adil yargılanma haklarını ihlal ettiğini’ ileri sürdü.
‘KONU BAKIMINDAN YETKİSİZLİK’
Her iki başvuruyu da birleştiren AYM Genel Kurulu, başvuruların ‘kabul edilemez’ olduğuna karar verdi. Kararın gerekçesinde ise Anayasa’nın yargı denetimi dışında bıraktığı işlemlerin bireysel başvurunun konusu olamayacağı belirtilirken, YSK kararları aleyhine başka bir mercie gidilemeyeceği yönündeki Anayasa maddesine dikkat çekildi. AYM, benzer nitelikte bir diğer kararı ise Barolar Birliği Başkanlığı seçimine ilişkin verdi. Ankara Barosu Avukatı Sedat Vural, Metin Feyzioğlu’nun TBB Başkanlığı’na seçilmesinin ardından YSK’ya başvurarak seçimlerin iptal edilmesini istedi. YSK’nın başvuruyu reddetmesi sonucu Vural, AYM’ye gitti. Ancak AYM de bireysel başvurunun ‘konu bakımından yetkisizlik’ nedeniyle kabul edilemez olduğuna karar verdi.
AVRUPA’DAN ELİ BOŞ DÖNDÜ
2014 yerel seçimlerinde Ankara Büyükşehir Belediye Başkanlığına CHP’den aday olan Mansur Yavaş da YSK’ya başvurarak ‘seçimlerin iptal edilmesini’ talep etti. YSK’nın ret kararının ardından Yavaş, konuyu AYM’ye taşıdı. Ancak AYM, bu başvurunun da ‘konu bakımından yetkisizlik’ nedeniyle kabul edilemez olduğuna karar verdi. Bunun üzerine AİHM’e başvuran Yavaş, buradan da eli boş döndü. AİHM, belediye seçimiyle ilgili iddiaların Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi kapsamında olan ‘hak ve özgürlüklerin koruma alanı dışında kaldığını’ belirterek başvuruyu reddetti.
Kesin sonuç 28 Nisan’da
Referanduma ilişkin ilk itirazlar sandık kurullarına yapılmıştı. İtiraz süreci ilçe seçim kurullarıyla devam etti. Halk oylaması sonrasında, sandık kurulu tutanakları ve kararlarına karşı itirazlar ilçe seçim kurullarına yapıldı. İlçe seçim kurulları da bu itirazları dün karara bağladı. İlçe kararlarına itirazlar bugün saat 17:00’ye kadar yapılacak. Bu aşamada verilecek dilekçeleri ise il seçim kurulları 23 Nisan’a kadar sonuçlandıracak. Sürecin tamamlanmasının ardından, il seçim kuruluna ve il birleştirme tutanaklarına karşı 26 Nisan’a kadar YSK’ya itiraz edilebilecek. YSK, tüm siyasi partilere ‘olağanüstü itiraz yolu’nu kullanıp kullanmayacaklarını soracak. Yeni bir itiraz gelmezse YSK, kesin seçim sonuçlarını 27 Nisan Perşembe veya 28 Nisan Cuma günü açıklayacak.
CHP Meclis'i boykota hazırlanıyor
Referandumun iptali isteği YSK tarafından reddedilen CHP, önümüzdeki süreçte kaos ortamı oluşturmak için yeni planları devreye sokacak. Milletin kabul ettiği 18 maddelik yeni anayasa için TBMM’de uyum yasaları görüşülürken CHP, Genel Kurulu boykot etmeye hazırlanıyor. 18 maddenin Meclis’te görüşülmesi sırasında AK Parti ve MHP’li vekillere saldırarak onları darp eden ana muhalefet partisinin, 1982 darbe anayasasını tamamen tarihe gömecek oturumlardan kaçacağı belirtiliyor.
Ben hakimim siyasetçi değil
Yüksek Seçim Kurulu (YSK) Başkanı Sadi Güven, kurulun halk oylamasının iptaline ilişkin başvuruları reddetmesinin ardından yapılan eleştirilere yönelik, “Cevap vermeyeceğim. Ben siyasi değilim, hakimim” dedi. YSK binasına gelişinde Güven’e, CHP, HDP ve Vatan Partisi’nin halk oylamasının iptaline ilişkin başvuruların reddedilmesinin ardından, yapılan eleştirilere yönelik bir yanıtı olup olmadığı sorusu yöneltildi. Sadi Güven, “Cevap vermeyeceğim. Ben siyasi değilim, hakimim” karşılığını verdi.