Ünlü estetik doktoru Bülent Cihantimur ve yazar Eylem Tok'un 17 yaşındaki oğlu Timur Cihantimur, 1 Mart gecesi İstanbul'da ehliyetsiz kullandığı otomobil ile bir kazaya karıştı. Kazada 1 çocuk babası 29 yaşındaki Oğuz Murat Aci hayatını kaybetti, 4 kişi de yaralandı. Timur’u olay yerinden alan annesi yazar Eylem Tok, yurt dışına kaçırdı. Dün New York sokaklarında anne ve oğlunun güle oynaya görüntülendikleri anlar büyük tepki çekmişti. Bugün baba Bülent Cihantimur ifade vermek üzere savcılığa çağrıldı. Herkesin merak ettiği konu ise Eylem Tok ve oğlunun Türkiye'ye iade edilip edilmeyeceği.
Yazar Eylem Tok'un ölümle sonuçlanan trafik kazasına sebebiyet veren oğlunu Türkiye'den kaçırması ile ilgili konuşan Ceza Hukuku Uzmanı Prof. Dr. Hasan Sınar, herkesin aklındaki sorunun yanıtını verdi.
Bu olaydaki hukuki sürecin karmaşıklığına dikkat çeken Sınar, “ABD ile Türkiye arasında suçluların iadesine ilişkin ikili bir antlaşma var. Suçlu, bu durumda ABD vatandaşı olsa bile iade edilebilir” dedi.
Bu olayda söz konusu ülkenin ABD olduğuna işaret eden Ceza Hukuku Uzmanı Prof. Dr. Hasan Sınar, iade kararı verilen kişilerin, karara itiraz hakkı bulunduğunun altını çizdi. Kural olarak iade sürecinin mahkûmiyet kararına bağlı olduğunu belirten Sınar, “Ancak bu somut olaydaki gibi bir tutuklama kararı varsa ona ilişkin olarak da talepte bulunulabilir. Bunun için öncelikle ilgili yargı makamları tarafından Adalet Bakanlığı ve Dışişleri Bakanlığı aracılığıyla ilgili ülkeye iade talebini iletmeleri gerekir” dedi.
“Avrupa kıtasındaki Avrupa Konseyi Suçları İadesi Sözleşmesi'ne de tarafız”
Sınar, iade kararı verilen kişilerin karara itiraz hakkı bulunduğunun altını çizdi. Uluslararası Ceza Hukukundaki temel prensibe göre ülke vatandaşları iade edilmez. Ancak bu kuralın istisnaları da olduğunu kaydeden Hasan Sınar, “Bizim anayasamıza göre bir Türk vatandaşı, yabancı bir ülke talep ettiği zaman iade edilmez. Ancak Uluslararası Ceza Divanına taraf olmaktan doğan yükümlülüklerimiz saklıdır. Aynı şekilde Amerika'da da kural olarak kendi vatandaşını iade etmez. Ancak talep eden ülke ile mütekabiliyet esasına yani karşılıklılık esasına bağlı bir ikili antlaşma var ise o zaman işler değişebilir. Nitekim Türkiye ile Amerika arasında böyle bir antlaşma var. Aynı zamanda Avrupa kıtasındaki Avrupa Konseyi Suçları İadesi Sözleşmesi'ne de tarafız. Dolayısıyla biz bu iade müessesini işletebiliriz. Oraya kaçan kişi Amerikan vatandaşı olsa dahi aradaki mütekabiliyet karşılıklılık prensibi uyarınca Türkiye'ye iadesi mümkün olabilir” açıklamasını yaptı.
“Adalet Bakanlığı'nın bu kadar hızlı aksiyon aldığı başka vaka bilmiyorum”
Adalet Bakanlığı'nın bu kadar hızlı aksiyon aldığı başka vaka bilmediğini söyleyen Hasan Sınar'a göre bunda kamuoyu ve sosyal medya baskısı etkili oldu. Bununla prosesin kendisinin uzun ve yorucu bir süreç olması nedeniyle her an için bu insanların Amerika'dan kaçma ihtimaline de dikkati çekti.
“Türkiye'nin eli kuvvetli diplomatik imkânlar seferber edilmeli”
Bu davanın ABD tarafında nasıl bir yankı bulacağının izlenmesi gerektiğini ifade eden Hasan Sınar sözlerini şöyle sürdürdü:
Amerika'da da yargısal bir sürecin işleyeceğini anlatan Sınar, “Netice itibariyle bu kişiler şu an özgürce sokakta dolaşıyor. Bu kişinin yakalanması için bir yakalama emri çıkacak. Aynı zamanda yurt dışına çıkış yasağının da mutlaka çıkması lazım” değerlendirmesini yaptı.
Eylem Tok ve oğlunun iadesi için ABD'ye talepname
Geçtiğimiz günlerde Adalet Bakanlığınca, İstanbul'da meydana gelen kaza sonucu 1 kişinin ölümüne neden olduktan sonra yurt dışına kaçan T.C. (17) ile annesi Eylem Tok'un iadesi için talepname hazırlanmıştı.
İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından yürütülen soruşturma kapsamında, sürücü T.C. ve annesi yazar Eylem Tok hakkında yakalama kararı çıkarıldı. Tok ve oğlunun hem diplomatik yollar, hem de Interpol aracılığıyla Türkiye'ye iadeleri istenmişti.