Ümraniye’de yaşayan Ahmet Güneş isimli engelli vatandaşa Yunanistan’a ait bir telefon numarasından WhatsApp mesajı atıldı. Kendisini Aylin Emin olarak tanıtan genç kadın, ablası ve eniştesinden eziyet gördüğünü, zorla evlendirildiğini ve eşinden de şiddet gördüğünü anlattı.
Güneş’in kadına inanması üzerine ikili arasında mesajlaşma başladı. Mesajlaşma bir süre sonra telefon görüşmeleri ve görüntülü konuşmalara dönüştü.
Bu süre zarfında Güneş, Yunanistanlı kadın ile arasında bir gönül ilişkisi başladığına inandı. Konuşmalar devam ederken Yunanistan’daki kadın Türkiye’de kendine ait bir arsanın olduğunu ve arsayı satmak istediğini, arsanın parasını Güneş’e vermek istediğini, Güneş’in de bu paraya sahip çıkmasını istediğini anlattı. Ayrıca Türkiye’ye yerleşip, engelli vatandaşla dini nikah kıyma vaadinde bulundu.
Para ve dini nikah vaadine inanan Güneş, kadının Türkiye’ye gelmesini beklemeye başladı. Bu süre zarfında kadın Güneş’ten pasaport, vize ve çeşitli gerekçelerle sürekli para talebinde bulundu. Güneş ise kendi imkanlarıyla ve çevresinden bulduğu paraları sürekli kadına gönderdi.
Nihayetinde Aylin Emin adını kullanan kadın, arsasını satıp Türkiye’ye geleceğini söylediğinde talihsiz vatandaş da kendisini beklemeye başladı. O gün geldiğinde kadın, yanında getirdiği paranın bazı yasal sorunlar nedeniyle gümrükte takıldığını söyleyip, Güneş’ten sorunun çözülmesi için tekrar para istedi.
Adliyeye giden vatandaş, konuyla ilgili şikayette bulundu. Kadınla tekrar iletişim kurduğunu belirten Güneş, kadının kendisini kandırmadığı konusunda ısrar ettiğini anlattı.
Ahmet Güneş yaşadıklarını şöyle anlattı:
"Emekliyim, boya tesisat işleri yapıyorum. Her şey yabancı bir numaradan gelen mesajla başladı. Bir iki yazıştık derken, ‘Ablam ve eniştemden eziyet görüyorum. Kocama veriyorlar, kocam beni dövüyor’ dedi. Arsasının olduğunu, Türkiye’ye yerleşip iş kurmak istediğini anlattı. Yazışmalar devam etti. Arsasını sattığını söyleyip telefonda videodan çantadaki parayı gösterdi. ‘Geliyorum’ dedi, ‘Gel’ dedim. ‘Sana güveniyorum’ dedi. Biletini aldı, sabah gümrükte yakalandığını söyledi. Vergileri olduğunu söyledi. Bana euro hesabı açtırdılar. ‘Sana güveniyorum, ne olur parama sahip çık’ dedi. Ben devamlı para gönderdim.
Sonra üzerine bir 70 bin daha gönderdim. Başka numaraları da var. İçişleri Bakanlığından arıyorum diye aradılar. En son sağlık sigortası ve pasaportta kırmızı damga kaldırmak için para yatırınca anladım. Şudur, budur derken bir daire parası gitti. Neye uğradığımı şaşırdım. Biz para gelecek diye beklerken, eşimden dostumdan aldığım paralar gitti. Toplam 300 bin civarında para gitti.
Euro hesabında hiç para göremedim. ‘Ancak ben Türkiye’ye gelip işlemi yapınca parayı görebilirsin’ diye kandırdı. ‘Aileni dağıtma, bana dini nikahı kıy, paramın sahibi ol’ dedi. Arabamı ipotek ettiler, evimi sattım. Çevreye rezil oldum, itibarım da gitti, param da gitti."