İstanbul’da ‘küçük yaşta evlendirilme’ suçlamasıyla açılan H.K.G. davasına, ‘avukat gölgesi' düştü. Israrlı girişimler sonrasında H.K.G.’nin vekili olarak davaya dahil olan Avukat Canan Sarı’nın, nüfuzunu kullanarak yargıyı baskı altına aldığı iddia ediliyor. 17-25 Aralık öncesinde FETÖ ile yakın ilişki içerisinde olduğu öne sürülen Sarı’nın vekil olmasına paralel olarak dosyadaki gizliliğin aleni şekilde ihlal edildiğine, dava dosyasının İslami camiayı hedef alan basın yayın organlarında çarşaf çarşaf yer bulduğuna vurgu yapılıyor. Ayrıca H.K.G.'nin ilk avukatı olan ve davaya hukuki yaklaşımı ile dikkat çeken Hatice Akkaya'nın, Sarı’nın vekil olmasının ardından önce etkisizleştirildiği, dünkü duruşmaya saatler kala da vekillikten azledildiği ifade ediliyor.
YARGI BASKI ALTINA ALINDI
İslami camiaya karşı kara propaganda aracına dönüştürülen H.K.G. davası, İstinaf Mahkemesinin bozma kararının ardından yeniden görülmeye başlandı. Başladığı günden beri barolar, siyasi partiler, sözde kadın haklarını savunan STK’lar ve LGBT lobisinin ağır baskısı altında gerçekleşen yargılamaya şimdi de H.K.G.’nin avukatı Canan Sarı’nın gölgesi düştü.
H.K.G.’NİN AVUKATI OLMAK İÇİN ARAYA HATIR KOYDU!
H.K.G. soruşturmasının basına sızdırılmasıyla harekete geçen Canan Sarı’nın, müşteki vekili olmak için girişimde bulunduğu, ilk girişimlerinde sonuç alamadığı belirtiliyor. Ancak vazgeçmeyen Sarı’nın, araya hatırlı kişiler sokarak H.K.G.’nin avukatları arasına katıldığı öne sürülüyor. Sarı’nın müdahil olması ile davanın seyrinin değiştiği ifade ediliyor. Nüfuzunu kullanarak yargıyı baskı altına aldığı öne sürülen Sarı’nın, dosyadaki karanlık noktaları aydınlatacak, sanıkların lehine sonuçlar doğurabilecek taleplere engel olduğu dile getiriliyor.
AVUKAT AKKAYA NEDEN AZLEDİLDİ?
Dün görülen davada sürpriz bir gelişme yaşandı. H.K.G.’nin ilk avukatı olan Hatice Akkaya mahkemeye bir dilekçe sunarak vekillikten azledildiğini ve artık duruşmalara katılamayacağını beyan etti. 2021 yılından buna H.K.G.’nin boşanma dahil tüm davalarına bakan Akkaya, dosyaya hukuki yaklaşan, basına demeç vermeyen, gizliliğe riayet eden isim olarak biliniyordu. Canan Sarı’nın müdahil olmasının ardından Akkaya’nın önce etkisizleştirildiği, ardından da vekillikten azledildiği belirtiliyor. Akkaya, davada karanlık noktaların aydınlatılması için sunduğu taleplerle de dikkati çekiyordu.
BİLGİLERİ MEDYAYA KİM TAŞIYOR
17-25 Aralık süreci öncesinde FETÖ ile yakın ilişki içerisinde olduğu, Fransa’daki eğitim yıllarında örgütün öğrenci yapılanmasında görev aldığı öne sürülen Sarı’nın vekil tayin edilmesine paralel olarak yaşanan bir diğer dikkat çekici olay ise, dosyanın İslami camiayı hedef alan basın yayın organlarında çarşaf çarşaf yer alması oldu. Gizlilik kararı ve duruşmaların kapalı olarak görülmesine rağmen birçok bilgi basına sızdı.
Bizden önce basın duyuyor
H.K.G. davası, İstinaf Mahkemesinin bozma kararının ardından dün yeniden görülmeye başlandı. Kartal Adliyesi’ndeki İstanbul Anadolu 2. Ağır Ceza Mahkemesi’nde görülen duruşmada H.K.G.’nin eşi Kadir İstekli ve babası Yusuf Ziya Gümüşel ile tarafların avukatları da hazır bulundu. Duruşmaya basın mensupları ve izleyiciler alınmadı. Savcılık duruşmanın başında yargılamanın kapalı olarak yapılmasını talep etti.
AVUKATTAN SIZINTI İSYANI
H.K.G.’nin avukatları talebi olumlu karşılarken Yusuf Ziya Gümüşel’in avukatı Mehmet Okutan, davanın başından beri gizlilik kararlarına uyulmadığına dikkat çekmek için çarpıcı bir cevap verdi. Okutan, “Kapalı yargılama yapılmasının bir anlamı yoktur, zaten bizden önce basın duyuyor. Bir diyeceğimiz yoktur" dedi. Mahkeme duruşmanın kapalı görülmesine karar verdi. Diğer taleplerin de alınmasının ardından mahkeme heyeti, sanık avukatlarının mazeret bildirmesi nedeniyle davayı 10 Haziran 2024’e erteledi.
81 ilden gelip sırayla hakaret ettiler
H.K.G. davası İslami camiaya hakerat arenası oldu. Davanın 30 Ocak 2024'te ilk duruşmasında bugüne kadar görülmemiş bir uygulamaya imza atıldı. Duruşmaya katılan 81 ilden gelen baro temsilcilerinin yanı sıra vatandaşlara da söz verildi. Hatta mikrofonu alan izleyicinin avukat olmadığını, sadece davaya izlemeye gelen sıradan bir vatandaş olduğunu beyan etmesi gülüşmelere neden oldu. Söz alan baro temsilcilerinin önemli bir bölümü İslami camiayı, tarikat ve cemaatleri hedef aldı. Örneğin İzmir Barosu adına konuşan Avukat Şefika Yıldırım Sert, tüm tarikat kurumlarını zan altında bırakacak ifadeler kullandı.
"TARİKATLAR YÜZÜNDEN ÇOCUKLAR TACİZ EDİLİYOR"
Samsun Barosu adına konuyan Avukat Merve Çiftçi Davran da, "tarikatlar nedeniyle binlerce çocuğun şiddete ve istismara uğradığını" iddia etti. Hatay Barosu adına konuşan Handan İlega ise, "tüm tarikat üyelerinin tespit edilmesini" isterken bir dernek adına söz alan Avukat Umut Çiftçi, "...Yani kapalı kapılar ardında şiddete, istismara, tacize, tecavüze uğrayan, maruz kalan kadınlar ve çocuklar ve uğrama ihtimali olan kadınlar ve çocuklar için de bu dava çok önemli. Ayrıca devrim kanunlarına aykırı bir yapılanma olan tarikatlardaki hukuksuzluğu ortaya çıkarması açısından da bu dava çok önemli" ifadelerini kullandı.
Yine Müslümanları hedef aldılar
Davanın görülmeye başlandığı 30 Ocak 2023'ten bu yana yargıyı baskı altına almak her duruşma öncesinde gösteri düzenleyen lobi dün de adliye önündeydi. Ayrı ayrı basın açıklaması yapan gruplar, yine İslami camiayı hedef alan ifadeler kullandı. Açılan pankartlarda da Müslümanlar 'Orta Çağcı gerici' olarak nitelendi. Bir STK adına duruşmaları takip ettiğini belirten Saadet Özkan'ın açıklaması ise dikkat çekti. Daha yargılama başlamadan sanıkların cezalarının artacağını iddia eden Özkan, "Cezanın artırılacağından emin durumdayız. Davanın takipçisi olacağız" diye konuştu.