Çocuklarının terör örgütü PKK mensupları tarafından dağa kaçırıldığı iddiasıyla 3 Eylül 2019’da farklı kentlerden Diyarbakır’a gelerek HDP il binası önünde oturma eylemi başlatan ailelerin evlat nöbeti 557’nci gününde de devam ediyor.
Diyarbakır’da oturan inşaat işçisi Celil Begdaş’ın 2019 yılı Ramazan ayının ilk günü olan 5 Mayıs’ta ortadan kaybolan oğlu Yusuf (16), dün terör örgütü PKK’ya yakın sitelere ailesinin çadır önünden kalkmasını istediğini belirten bir konuşma yaptı. HDP il binası önünde çocukların zorla konuşturulmalara tepki gösteren aileler açıklama yaptı.
Evlat nöbetindeki babalardan Süleyman Aydın, 4 yıl önce terör örgütü PKK tarafından kaçırıldığını iddia ettiği oğlu Özkan (19) için eyleme devam ettiğini belirtti.
Aydın, "Eylemimiz sonuç veriyor, HDP ve PKK bu sonuçtan rahatsız. Geçenlerde Selahattin Demirtaş’ın ağabeyi açıklama yaptı, eylemi bırakıp gelin çocuklarınızı göstereceğiz diye.
Hani bunlar çocuklarımızı götürmemişti, 14 yaşındaki çocuğu silah zoruyla konuşturuyorlar, çocuk kendi iradesiyle orada olduğunu söylüyor. Ben buradan tüm Türkiye’ye soruyorum, 14 yaşındaki bir çocuğun iradesi olur mu? Bu çocuklarımızı mağaralarda ölüme terk ediyorlar, artık herkes Selahattin Demirtaş’ın ve ağabeyinin iç yüzünü görsün.
Selahattin Demirtaş’ın talimatıyla çocuklarımız dağa gitti, kendisi ağabeyine teslim etti. Ağabeyi de şimdi çocuklarımızla birlikte bizi tehdit ediyorlar, eylemi bırakmamızı istiyorlar.
Devlet terörle mücadeleyi bırakmayacak, artık 14 yaşındaki çocukları dağa götüremiyorlar, eylemimizden rahatsız oluyorlar. HDP’ye oy veren Kürt vatandaşlarına sesleniyorum, bizde sizin gibi Kürt’üz, artık HDP’nin iç yüzünü görün" dedi.
"Ben bir baba olarak sonuna kadar evladımın peşinde olacağım"
Evladı zorla konuşturulan baba Celil Begdaş ise, oğlunun Kürtçe bilmediğini ve zorla konuşturduklarını aktararak, evladı gelinceye kadar çadırı terk etmeyeceğini söyledi. Begdaş, "Bana bu çocuk burada değil dediler, HDP benim evimi yıktı. Benim ne gündüzüm ne de gecem var, CHP’den Sezgin Tanrıkulu ve Özgür Özel geldi, bize namus sözü verdiler oğlumu getireceğini söyledi.
Benim oğlum Kürtçe bilmiyordu, evet ben Kürt’üm inkar da etmiyorum, oğlumu zorla konuşturdular. Ben kendi irademle geldim, evimi yıktılar, ciğerimi yaktılar, yetmiyor çocuğumu zorla konuşturuyorlar.
Hani oğlum orada değildi, bakın nasıl yalanları çıktı orada. Ben bir baba olarak sonuna kadar evladımın peşinde olacağım. Ya bizim evlatlarımız ya da bizim ölümüz, biz buradayız. Bunlar sıkışmışlar, devlet silahı bıraksın diyorlar, devlet silah bırakmaz, silah bıraktırır.
Buradan sesleniyorum, bizim çocuklarımızı bize verin, gelip ne yaparsanız yapın artık yeter. Biz buradayız, evlatlarımız gelmeden kalkmayacağız. Oğlum gel artık, dayanamıyoruz" diye konuştu.