Halep’e altı gün önce sızdılar

HTŞ ve SMO’nun içinde bulunduğu muhalif grupların, 27 Kasım’da başlattıkları “Düşmanı Caydırma Operasyonu” ile Halep’i üç gün gibi kısa sürede rejimden almaları tüm dünyayı şaşırttı. Yeni Şafak'ın ulaştığı bilgilere göre, üç yıldır hazırlanılan operasyon iki kez ertelendi. Suriye’nin ikinci büyük şehrine, taarruzdan altı gün önce muhaliflerin özel timleri sızdı. Şartlar uygun hale gelince 27 Kasım’da birlikler harekete geçti.

Rabia Şenol Neslihan Önder
Arşiv

Suriye’de 27 Kasım’da muhaliflerin başlattığı Düşmanı Caydırma Operasyonu ile Esed Suriye'nin en büyük ikinci kenti Halep'in ele geçirilmesi, şok etkisi yarattı. Rusya’nın hava ve kara desteğiyle yıllardır muhaliflerin bulunduğu noktalara saldırı düzenleyen Esed rejiminin, birkaç günde mevzilerini bırakmasının arkasındaki stratejik başarı merak konusu olurken, ayrıntılar da gün yüzüne çıkmaya başladı. Yeni Şafak’ın bölgedeki güvenlik kaynaklarından edindiği bilgilere göre, harekete geçilmeden altı gün önce, muhalif grupların özel birlikleri, rejimin kontrolü altındaki bölgelere sızarak çatışma başlattı. 27 Kasım’da da diğer timlerin dahil edilmesiyle çatışma alanı genişletildi. Üç günde Halep’e giren muhalifler, arka planda bu harekat için üç yıl boyunca hazırlıklarını sürdürdü. İki kez ertelenen harekat, şartların olgunlaşmasıyla 27 Kasım’da başladı.

ÖZEL TİMLER ÖNCÜ GÜÇ OLDU

2019’dan bu yana taarruz konumundki Suriye muhalefeti harekat hazırlıklarını büyük titizlikle sürdürdü. Bu süreçte muhalif gruplar, ordu sistemi kurmaya çalışarak, askeri eğitim kamplarından binlerce yeni asker eğitip mezun etti. Hazırlıkların ardından, uygun zamanı bekleyen muhaliflerin, hareket geçmeden altı gün önce özel timlerini rejim kontrolü altındaki bölgelere sızdırdığı öğrenildi. Özel timler ilk aşamada iç hatlardan rejime saldırırken, diğer timler dışarıdan saldırılarla harekatı genişletti. Böylelikle rejimin savunma hatları kırılarak muhalif gruplar kısa sürede birçok bölgeyi ele geçirdi. Çatışmaların sürdürüldüğü bölgelerdeki rejim güçleri muhalif gruplarının paylaştığı numaraları arayarak teslim olmaya başladı. Aynı zamanda birçok rejim askeri de ele geçirilen bölgelerde evlerinde saklanırken muhaliflerce bulundu.

HALKTAN TAM DESTEK

Rejim güçleri, muhaliflerin büyük bir saldırı yapacağını düşünmediği ve arka hatlarda savunmaları bulunmadığı için şok içerisinde geri çekildi. Harekat ile, Esed rejiminin baskısı altında yıllardır ezilen bölge halkı, muhaliflere desteğini duyurdu. Muhalifler, çatışmanın dışında ele geçirilen bölgelerde, halkın ihtiyaçlarını karşılamak için tek tek liste oluşturdu. Yardımlar dağıtıldı. Muhalif grupların, Halep ve diğer bölgelerdeki kazandığı başarılar halkın da rejimin kontrolündeki bölgelerde ayaklanmasına neden oldu. Humus’un Telbise bölgesinde halk, rejimin çöktüğünü görmeleri ile kendi imkanlarıyla rejimin Telbise bölgesindeki kontrol noktalarına saldırarak bölgeyi Esed milislerinden temizledi. Taşlar ve sopalarla ayaklanan ve kontrol noktalarına yürüyen halkın karşısında rejim güçleri korkup geri çekildi. Böylelikle bölgede sivil ayaklanmayla Telbise, muhaliflerin eline geçti. Aynı zamanda Suriye'nin güneybatısındaki Dera bölgesinde de halk ayaklanması başladı. Dera, Suriye devriminin ilk çıkış noktası olması nedeniyle de büyük önem teşkil ediyor.

HALEP MUHALİFLERİN ELİNİ GÜÇLENDİRECEK

Tüm dünyanın dikkatini çeken Suriye’deki gelişmeler devam ederken, harekatın arka planını anlatan Türkmen gazeteci İbrahim Bozan, İran, Rusya ve Esed güçlerinin yıllardır muhaliflerin ve sivillerin bulunduğu bölgelere bomba yağdırdığını belirterek, harekatın kaçınılmaz olduğunu vurguladı. Rejimden alınan bölgelerde yeni yönetimin nasıl şekilleneceğini de anlatan Bozan, “Şimdi artık Halep'te kontrol sağlanacak ve burada bir yönetim kurulup şehrin güvenliği tamamen tesis edilecek. Daha sonraki süreçte, Suriye'de muhtemelen artık tüm tarafların gücü eşit olduğu zaman herkesin de masada artık anlaşma olasılığı yüksek olacak. Esed rejimi hep kendi tarafı güçlü olduğu için sürekli Astana gibi anlaşmaları ihlal ediyordu, anlaşmalardan kaçıyordu, muhalifleri yok sayıyordu. Ama şimdi artık muhalifleri yok sayamayacak kadar muhalifler güç sahibi oldu” değerlendirmesini yaptı.

Beşşar Esed ve Muhammed Bin Zayed

BAE ve Irak'tan Esed'e destek

Suriyeli muhalif gruplar, cumartesi günü başkent Şam'a ilerlerken, Rusya'da bulunan rejimin lideri Beşşar Esed'e ilk destek Birleşik Arap Emirlikleri (BAE) ve Irak'tan geldi. Esed'in uzun süre dışlandığı Arap Birliği'ne dönmesinde önemli rol oynayan BAE Devlet Başkanı Muhammed Bin Zayed Âl-i Nahyan, Esed ile telefon görüşmesi yaparak desteğini sundu. Suriye sınırını kapayan Irak hükümeti de rejime destek açıklayan ülkeler arasında. Irak Başbakanı Muhammed Şiya es-Sudani, rejime askeri yardıma hazır olduklarını ilan etti. Ürdün Dışişleri Bakanı Eymen el-Safedi Suriye ile dayanışma halinde olduklarını belirterek, "Suriye'nin toprak bütünlüğü ve güvenliğini destekliyoruz. Meselenin siyasi yollarla çözülme çağrımızı yineliyoruz" açıklamasını yaptı.

Rejim ve Rusya'dan iki katliam

Sahada muhalif savaşçılar karşısında tel tel dökülen Esed rejimi militanları, büyük bir kaçışla güneydeki Hama'ya kadar çekilirken, muhalifler de bölgede stratejik noktaları ele geçiriyor. Kontrol altına alınan bölgeler arasında, Hama'nın batı kırsalını Lazkiye'den ayıran Şahşabu Dağı, Hilfaya beldesi ve Halep'in doğusundaki Sefira'da bulunan Savunma İmalathanesi ile stratejik Hanasır beldesi de bulunuyor. Rejim güçleri, Hama'nın kuzey girişindeki Zeynelabidin Dağı'nda savunma hattı oluşturmaya çalışırken, rejimin destekçisi Rusya da savaş uçaklarıyla İdlib ve Halep kent merkezlerine bombardıman düzenliyor. Rusya'ya ait SU-24 tipi savaş uçaklarının dün, Halep Üniversite Hastanesi'ne düzenlediği saldırıda ilk belirlemelere göre 9 kişi öldü, 10 kişi yaralandı. Esed rejimine ait savaş uçaklarının ise İdlib kent merkezine düzenlediği bombardımanda 8 sivil ölürken, 63 sivil yaralandı.