Gezi Parkı olaylarıyla ülkeyi darbeye sürükleme girişimi uluslararası kuruluşların da devreye girmesiyle deşifre oldu. Ekonomik kriz, mülteciler gibi sorunları protesto eden grupları ağır bir şekilde bastıran AB ülkelerini görmezden gelen AP, Gezi'ye eylemlere karşı tavrı dikkat çekti. 28 Şubat'ın 'Kartel Medyası', milyarlarca dolarlık bankaları hortumlayan 'Faiz Lobisi' ve hükümetin uluslararası camiadaki belirleyici faaliyetlerini sindiremeyen yabancı mihraklar yerli işbirlikçilerle Gezi'yi darbe argümanı haline getirdi.
28 ŞUBAT'IN KARTEL MEDYASI DEVREDE
Türkiye'nin en karanlık yıllarının yaşandığı 28 Şubat post modern darbesinin medya ayağını yürüten merkez medyanın Gezi'de benzer tutum takınması dikkat çekti. Attığı manşetlerle halkı kışkırtan 28 Şubat cuntacı medyası Gezi'de kendisine biçilen rolü oynamaya başladı. Medya kuruluşları halkı sokağa dökmek için internet siteleri üzerinden direnme çağrısında bulunuyor.
Yine Gezi Parkı fotoğrafları ve sloganlarını almanak haline getiren kartel medyası, görsel yayınlarıyla da canlı adı altında daha önce yaşanmış olayları ve açıklamaları izleyicilerini kandırma noktasında servis ediyor. 28 Şubat'ta Başbakanlık Konutunda Diyanet İşleri Başkanlığı tarafından verilen iftar yemeği Kartel medyası tarafından 'tarikat liderlerine iftar' şeklinde verilmiş ve tek bir araç içinden çıkan sakallı ve cübbeli bir kişinin görüntüsü aylarca televizyonlarda tekrar tekrar gösterilmişti.
YABANCI İŞBİRLİKÇİLERİ DE GÖREVDE
Yerli Medya kuruluşlarının yanında yabancı medya kuruluşları da yayınları ile Gezi'yi hükümete karşı direnmç merkezi haline getiriyor. Kendi ülkelerinde yaşananları gündeme dahi getirmeyen Batılı medya kuruluşları konu Türkiye olunca günlerce canlı yayın yaparak iç karışıklık görüntüsü veriyor. Meclis Darbe Komisyonunu gelen Dış
İşleri Bakanlığı belgesinde yabancı basının
Refah-Yol Hükümeti ile ilgili yayınlarına yer veriliyor. Haberlerde yabancı basının kendi siyasileri üzerinde Türkiye'ye karşı kışkırtmak için baskı argümanı olarak kullanıldığı belirlenmişti. BBC'nin İngiltere'de yapılacak G-8 zirvesini protesto etmek için yapılan eylemleri canlı olarak vermek isteyen Anadolu Ajansı polis zoruyla yayını engellenmesi AB'nin dikkatini çekmedi.
TENCERE TAVANIN SESLERİYLE SUSURLUK SESSİZLİĞE KAVUŞTURULDU
Gezi Parkı göstericilerine destek vermek amacıyla gece boyunca da bazı bölgelerde tencere ve tavalarla sokaklara dökülerek eylemde bulunması da yine akıllara 28 Şubat'ı getirdi. Işık söndürme eşliğinde tencere tavalı eylemlerle olayları provoke eden gruplar 28 Şubat'ta aynı eylemlerle hükümeti devirmek istemişti. 28 Şubat'ın temel çıkış
noktaları arasında yer alan Susurluk Kazası da darbecilerin girişimleri ile aydınlatılamadı.
Susurluk Kazasını aydınlatmak için ışık söndürme eylemleri altında tencere tava çaldıranlar Susurluk'ta kamyona toslayan derin devletin üzerini kapatmış, AK Parti'nin iktidarına kadar rahat nefes aldırmıştı.
28 ŞUBAT'IN BÇG'Sİ FAİZ LOBİSİ OLDU
28 Şubat'ın silahsız kuvvetleri medya, yargı, üniversiteler, sanatçılar, STK'ları yönlendiren, Batı Çalışma Grubu (BÇG) yerine bu kez perde arkasına Faiz Lobisi geçti. Türkiye'nin IMF borcunu sıfırlaması, reel ve gecelik faiz oranlarının düşmesiyle harekete geçen Faiz Lobisi harekete geçti. Lobi, Gezi Parkı'ndaki eylemcilere maddi desteği sağlarken, etkisi altındaki STK'larda lojistik destek veriyor.
KARAYEL: VESAYET REJİMİNİ ÇAĞRIŞTIRAN HAREKETLER
TBMM Darbe ve Muhtıraları Araştırma Komisyonu 28 Şubat Post-Modern Darbesini Araştıran Alt Komisyonun Başkanı Yaşar Karayel, Gezi parkı eylemlerinin kesinlikle bir çevreci eylem olmadığını bunun vesayet rejimini çağrıştıran hareketler olduğunu söyledi. 27 Mayıs, 12 Mart, 12 Eylül, 28 Şubat ve 27 Nisan darbe ve muhtıralarına destek veren, üniversiteler, STK'lar, meslek odaları yani halk kitlelerini kışkırtan, tahrik eden olaylara CHP'nin Gezi Parkı olaylarına da 'Bayrak' olarak olmasa da milletvekili ve Genel Başkan düzeyinde destek verdiğini vurgulayan Karayel, '28 Şubat'ın vesayet rejimini çağrıştıranların arkasında bu zihniyet vardı. Burada da aynı zihniyet var. Türkiye'nin istikrarına ve gelişimine karşı bir kalkışma var. Daha dün Cumhuriyet mitingleri adı altında 'Ordu göreve' pankartlarıyla yürüyen, üniversiteleri, dernekleri vakıfları iş dünyasını darbeye çağıranlar ellerindeki basın yayın kuruluşları ve bunların yurtdışındaki işbirlikçileri aynı çağrıları tekrarlamaktadırlar. Sandıkta kazanamadıklarını sokakları yakıp yıkarak elde etmeyi ummaktadırlar. Ancak ne milletimiz ne de hükümetimiz bunlara prim vermeyecektir' şeklinde konuştu.