Osman Kavala ile ABD arasındaki Gezi paslaşması tezgâhı, iddianameye giren telefon görüşmesiyle ortaya çıkmıştı. 31 Mayıs 2013 günü saat 18.51'de ABD Büyükelçiliğini telefonla arayan Kavala, o dönem büyükelçilikte Siyasi İşler Konsolosu sıfatıyla çalışan Yuri Kim'le görüştü.
Yuri Kim, Kavala'ya gece saat 01.00 sıralarında Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Jen Pisaki'nin olağan basın toplantısı olduğunu söyleyerek, "Washington'da basında arkadaşların varsa devlet binasında soru sormalarını söyle, basın toplantısında. Onlara soruyu sormalarını söyle ve ona bir giriş yaparız" sözleriyle yol gösterdi. Yuri, sorunun "Süreç hakkında ne düşünüyorsunuz" gibi bir soru olabileceğini söylerken, Kavala'dan basın toplantısına kısa süre kaldığı için hızlı hareket etmesini istedi. Konuşmanın ardından Washington basınındaki dostlarını harekete geçiren Kavala, gazeteciye o soruyu sordurttu.
KAĞITTAN OKUDU
Basın toplantısında Kavala'nın sipariş sorusunu, Reuters muhabiri Lesley Wroughton sordu. Sözcü Pisaki, 'Türkiye' konulu sorularda ilk sözü Wroughton'a verdi. Sorusunu kağıttan okuyan ve Uluslararası Af Örgütünün İstanbul'daki olaylarda aşırı güç kullanımını kınadığını, muhalefetin konunun Erdoğan'ın otoriterliğiyle ilgili olduğunu söylediğini de belirtip açık bir yönlendirme yapan Wroughton, telefon görüşmesindeki o talimat soruyu yöneltti: "Bu konuda herhangi bir yorumunuz var mı?" Pası alan Psaki ise Gezi eylemcilerine müdahale edilmesini eleştirdi. Gezi olaylarının devamını planlayanlar sonraki günlerde soruya bir de ek yaptı. ABD'deki Gezi sorularına şu cümle eklendi: "Olaylar bölgede yeni bir şeylerin bir tırmanışı olarak yorumlanabilir mi?"