20 Kasım Dünya Çocuk Hakları Günü’nde yaşam hakkı başta olmak üzere pek çok özgürlükten mahrum bırakılan Gazzeli çocuklar, yeniden ‘sıradan’ günlerine dönmek istiyor. 14 yaşındaki Ömer Amira, “Okulumu ve arkadaşlarımı çok özledim. Arkadaşlarımın yarısı şehit oldu, çok üzülüyorum. Tekrar eski günlerdeki gibi olmayı çok istedim” dedi.
ONLARLA İNŞALLAH CENNETTE BULUŞURUZ
Savaşın kendilerini birçok yönden etkilediğini ifade eden Amira, “Eğitimimiz, toplumsal yaşamımız ve psikolojimiz tahrip oluyor. Benim mesela arkadaşlarımın yarısı şehit oldu, çok üzülüyorum. Hepimiz darmadağın olduk. Bazılarımız Kuzey Gazze’de kaldı, bazılarımız şehit oldu. Allah onlara rahmet etsin, inşallah cennette onlarla buluşuruz. Nihayetinde biz öğrenciyiz ve şu an bu savaş yüzünden eğitimimiz kesintiye uğradı. İleride bilgisayar mühendisi olmak istiyorum. Savaşın bitmesini ve eski yaşamımıza dönmemizi umut ediyorum. Bir yıldır çikolata yemedim, meyve suyu içmedim ve bir restoranda yemek yemedim. Bunları yapmayı çok özledim” diye konuştu.
ABLAMI TEDAVİ İÇİN GAZZE’DEN ÇIKARIN
Kaldıkları kampta bomba sonucu ellerinden ve kolundan yaralanan 10 yaşındaki Mohammed El-Uwadi, “Kaldığımız kamp bombala-nanınca ailemle birlikte okula sığındık. Her an burası da bombalanır diye çok korkuyoruz. Benim istediğim tek şey savaşın bitmesi. Ablam Sara 17 yaşında, helikopterlerin açtığı ateş sonrası kafasının sol tarafına şarapnel isabet etti. Onun tedavi için Gazze’den çıkarılması gerekiyor” dedi.
OKULA GİTMEK İSTİYORUZ
Sama Amira da şunları söyledi: “Biz Filistinli çocuklarız. Evlerimizi ve okullarımızı gerçekten çok özledik. Savaşın bitmesini istiyoruz. Umarım bir an önce savaş biter, bizler de evlerimize geri dönebilir ve arkadaşlarımızla yeniden sokaklarımızda oyunlar oynayabiliriz. Biz de diğer çocuklar gibi olmak okula gidip güzel yemekler yemek istiyoruz. Biz burada güvende değiliz, her an bomba atılabilir şehit olabiliriz. Biz diğer ülkelere sesleniyoruz, bizi kendi çocukları yerine koysunlar. Bu savaşın bitmesi için yardım etsinler bizi kurtarsınlar. Biz bu korku ile yaşamak istemiyoruz.”