Gayrimeşru yöntemleri gerekçede

Meşru hükümeti devirmeye yönelik 25 Aralık darbesinde düğmeye basan Akkaş’ın gayrimeşru yöntemlerle yürüttüğü soruşturmada asıl niyetini gizlemek için söylediği yalanlar HSYK'nın ihraç gerekçesinde ortaya çıktı.

Yeni Şafak Osman Özgan

Hakim ve Savcılar Yüksek Kurulu'nun (HSYK), 17/25 Aralık darbe girişiminin mimarları Zekeriya Öz, Muammer Akkaş, Celal Kara, Mehmet Yüzgeç ve Süleyman Karaçöl'ü meslekten ihraç etmesiyle ilgili kararın gerekçesindeki ayrıntılar ortaya çıkmaya devam ediyor. Gerekçede, İstanbul Başsavcısı Turan Çolakkadı, Başsavcı Vekili Oktay Erdoğan'ın, savcı İrfan Fidan ile o dönem Mali Şube Müdürü olarak görevlendirilen Hakan Sıralı'nın 'tanık' sıfatıyla HSYK müfettişlerine verdiği ifadeler de yer aldı. Söz konusu ifadeler, soruşturma dosyası kendisinden alındıktan sonra adliye önünde bildiri dağıtan Fetullahçı Terör Örgütü'nün savcısı Muammer Akkaş'ın yaptığı usulsüzlükler ile asıl amacını da ortaya koyuyor.

'AKKAŞ BİLGİ VERMEDİ'

Gerekçede ifadesine yer verilen Çolakkadı, 23 Aralık'ta CMK'nın 135. maddesinde sayılan suçlara ilişkin dosyalarla ilgili bütün savcılara bilgi vermeleri için mail attığını, birçok savcıdan yazılı veya sözlü olarak soruşturmalarla ilgili bilgiler geldiğini belirterek, kamuoyunun ilgisi çelebilecek bir soruşturmayı yürüttüğünü öğrendiği Akkaş'tan bilgi gelmediğini söyledi. O dönem TMK Başsavcı Vekili Oktay Erdoğan ile Muammer Akkaş'ı çağırdığını kaydeden Çolakkadı, “Savcı Muammer Bey kendisinde önemli ve kapsamlı bir evrak olduğunu, yolsuzluk, rüşvet gibi suçların bulunduğunu, başka illeri de kapsayan bir soruşturma olduğunu özet olarak belirtti. Şüphelilerin kimler olduğundan bahsetmedi. Ben kendisine soruşturmanın TMK'nın kapsamına girip girmediğini sordum, zira bahsettiği suçlardan TMK'nın görev alanına giren bir eylem yoktu. Ayrıca başka illerdeki eylemleri neden burada soruşturduğunu sorduğumda, cevap veremedi. 'Örgüt kurmak ve yönetmek var' dedi, ben de kendisine cebir şiddet olup olmadığını sorduğumda, 'bilemiyorum ama olabilir' dedi.

http://image.piri.net/resim/imagecrop/2016/01/17/03/59/resized_9fc4a-8345f717turancolakkadidekupearsivlikparca.jpg

'MEDYADAN ÖĞRENDİM'

Çolakkadı, şöyle devam etti: "Bu konuşmalardan TMK Başsavcı Vekili Oktay Erdoğan'ın hiçbir bilgisinin olmadığını öğrendim. Dosya ile ilgili olarak bilgi vermelerini beklerken operasyon yapılmak istendiğini öğleden sonra medyaya sızdırılan bir kısım bilgi ve belgelerden öğrendim. 24 Aralık günü bize 'ayrıntısını bilemiyorum' dediği soruşturma evrakı ile ilgili olarak ertesi gün bir kısım kararlar alarak gözaltı talimatı verdiğini, operasyon yapmak istediğini ve bir kısım bilgi ve belgelerin basına sızdırıldığını öğrendim."

Telefonlarına cevap vermedi

Başsavcı Vekili Oktay Erdoğan ise “Biz Turan Bey'in yanından ayrılınca benim odama geldik. Muammer Bey odamdan ayrıldıktan sonra ben dosyayı birlikte incelemek için beklerken kendisinin işi olduğunu ve çıkması gerektiğini telefonda bana iletince, ben de kendisine dosyayı bana getirmesini akşam müsait olduğumu dosyayı inceleyebileceğimi ilettim. Kendisi de bana 'tamam' demesine rağmen dosyayı getirmedi. Mesai sonrasına kadar dosyayı getirmediği gibi kendisine telefonla da ulaşamadım. Ertesi sabah da dosyayı getirmedi, kendisini odasından aradığımda da bulamadım. Öğleden sonra söz konusu dosya ile ilgili olarak operasyon talimatı verildiği yönünde haberleri medyadan öğrendim” şeklinde konuştu.

Adresleri yok ama gözaltındalar

15 Aralık darbe girişimin ardından İstanbul Emniyet Müdürlüğü Mali Şube Müdürü görevine getirilen Hakan Sıralı da Muammer Akkaş'ın düğmeye bastığı 25 Aralık gününü şöyle anlattı: “Eşimi hastaneye götürdüğümde müdür yardımcısı aradı ve Başsavcı Vekilliğinden yazılı talimat geldiğini söyledi. Hemen müdürlüğe geldim. Evraka baktığımda, başlığında 'İl Jandarma Komutanlığına' olduğunu ve kimlik bilgilerinin, adreslerin yazılı olmayan bir kısım şahıslarla ilgili gözaltı işlemi olduğunu gördüm. TMK Başsavcı Vekili Oktay Erdoğan'ın yanına geldim. Kendisine evrakı gösterdim, 'nasıl bir evrak' deyip alarak gitti. Odasında beklerken televizyonlarda operasyonlarla ilgili haber vardı. Birkaç saat sonra geldi ve beni Savcı Muammer Bey'in yanına gönderdi. Savcı Bey bana yazının gereğinin yapılmasını söyledi, kendisine 'hiçbir ön çalışmanın yapılmadığını, önceden çalışma olmadan operasyon yapılamayacağını' ifade ettim. Muammer Bey, 'kimleri alabiliyorsanız o kadarını getirin' dedi."

Alelacele operasyon

Savcı Akkaş'tan alınan söz konusu soruşturma dosyasının teslim edildiği savcılardan birisi de o dönem TMK'nın 10. maddesi ile görevli olan savcı İrfan Fidan'ndı. Fidan ifadesinde, şunları belirtti: “İlk etapta sayfa numarası verilmemiş ve son kısmı imzalı olan, saydığımızda 1005 sayfadan ibaret iki klasör fezleke vardı. Ayrıca 11 tane ağzı kolluk mührü ile kapalı telefon dinlemelerine ait tapeleri içeren kayıtların olduğunu gördük. Bu kayıtların açılmadığını, dolayısıyla hiç incelenmediğini tespit ettik. Soruşturmada çok fazla eksiklik vardı. Yolsuzluk olduğu iddia edilen hiçbir ihale dosyası veya belgeleri getirtilmemişti. Telefon dinlemeleri dışında hiçbir araştırma inceleme yapılmamıştı. Sadece orman arazisi ile ilgili kolluk tarafından alınmış bir adet bilirkişi raporu vardı, bu raporun neden Karadeniz Teknik Üniversitesi'nden (KTÜ) alındığına da anlam veremedim. Zira arazi İstanbul'da olmasına rağmen rapor KTÜ'den alınmış. Soruşturma tamamlanmadan alelacele operasyon yapılmak istendiği şeklinde bir görüntü vardı.”