FETÖ'ye girmek için zorunlu yemin

Isparta'da FETÖ/PDY'ye yönelik yürütülen soruşturma kapsamında hazırlanan iddianamede örgütün yapılanması hakkında çarpıcı bilgilere yer verildi. Örgüt içerisinde askeri hiyerarşiden daha sistemli bir alt üst ilişkisi olduğu, örgüt üyelerinin 10 maddelik yemine göre örgüte girdikleri belirtildi.

Yeni Şafak

Isparta'da "Fetullahçı Terör Örgütü/Paralel Devlet Yapılanması"na (FETÖ/PDY) yönelik soruşturma kapsamında, örgütün elebaşı Fetullah Gülen'in de arasında bulunduğu 130 şüpheli hakkında hazırlanan ve Isparta 2. Ağır Ceza Mahkemesince kabul edilen iddianamede, örgütün amacı, stratejisi, yapılanması, siyaseti dizayn etme çabalarına ilişkin yürüttükleri çalışmalar hakkında bilgilere yer verildi.

Isparta Cumhuriyet Savcısı Mustafa Karaya tarafından hazırlanan 304 sayfalık iddianamede, 51'i tutuklu olmak üzere, 130 şüphelinin, "silahlı terör örgütü kurma ve yönetme", "silahlı terör örgütüne üye olmak", "hukuka aykırı kişisel verileri kaydetme", "şantaj", "özel hayatın gizliliğini ihlal", "resmi belgede sahtecilik", "zimmet", "icbar suretiyle irtikap", "görevi kötüye kullanma", "6415 sayılı Terörizmin Finansmanının Önlenmesi Hakkındaki Kanun'a Muhalefet", "kişisel verileri hukuka aykırı olarak ele geçirmek ve yaymak" suçlarından yargılanmaları talep ediliyor.

İddianamede, örgütün kuruluşu, FETÖ/PDY'nin mali yapısı, yapılanması ve devletin yasama, yürütme ve yargı organlarına nasıl girdiklerine ilişkin bilgilere detaylı olarak yer verildi.

Terör örgütü ele başı Gülen'in devlet kurumlarında kadrolaşması, "himmet" adı altında şantaj yaparak para toplanması ve Gülen'in Türkiye siyasetini dizayn etme adına siyasi parti liderlerine karşı sözleri ve TSK'ya yönelik söylemleri de iddianamede vurgulandı.

FETÖ/PDY'nin nasıl kurulduğuna ilişkin bilgilerin yer verildiği iddianamede, başlangıçta düşüncelerini "Nurculuk" üzerine kuran Gülen'in zaman içerisine gruptan ayrıldığı, vaaz, sohbet, seminer ve konferans gibi faaliyetlerde bulunarak taraftar topladığı belirtildi.

İddianamede, sözde "altın nesil" yetiştirmek amacıyla yola çıktığı ifade edilen Gülen'in, toplumun dini duygularını suistimal ederek "himmet" adı altında topladığı finansla yurt içi ve yurt dışında faaliyete geçirdiği vakıf, okul ve dershanelerde eğitimden geçirip ideolojisine sıkı sıkıya bağlı hale getirdiği gençlerden oluşan tabanını ve elde ettiği finans, medya, siyasi gücünü kullanarak, Türkiye Cumhuriyeti devletinin tüm anayasal kurumlarını ele geçirme amacı taşıdığı kaydedildi.

Gülen'in ayrıca örgütsel menfaatlerini her türlü değerin üzerinde tutarak, örgüt ideolojisini devlette hakim kılmak, bölgesel ve küresel bağlamda uygulanacak iç ve dış politikalarda belirleyici ana unsur olmak ve dünyadaki tüm Müslümanları yönetmek ve sonucunda ruhani liderliğe ulaşmak amacını taşıdığı anlatılan iddianamede, genel anlamda "fetih" olarak adlandırılan bu amaca ulaşmak için de her yolu mubah gören bir anlayışla hareket edildiği vurgulandı.

Stratejileri değişti amacı değişmedi

İddianamede, örgütün her dönem stratejisini değiştirerek amacına ulaşmaya çalıştığına işaret edilerek, örgütün mevcut sistemi yıkmaya uğraşmak yerine devlet modeline uygun bir örgütlenme ile devlete sızarak devleti içeriden ele geçirmeyi benimsediği, bu yolda tedbir ve takiyye yoluyla gizliliği esas alarak hücre yapılanması şeklinde organize olduğu, örgüt lideri Fetullah Gülen'in birçok söyleminde bu stratejiyi açıkça dile getirdiği yer aldı.

İddianamede, örgütün öğrenci seçme ekipleri ile köy ve semtlerden topladığı gençleri, bünyesindeki vakıf, ışıkevleri, okul ve dershaneleri marifetiyle ideolojisi doğrultusunda sorgulamayan, düşünmeyen, mutlak itaati esas alan, yapıya sıkı sıkıya bağlı olacak şekilde yetiştirerek insan gücü elde ettiği vurgulandı.

10 maddelik yeminle örgüte giriliyor

Örgütün hiyerarşik yapısına da yer verilen iddianamede, örgütün en alt kademesinde örgüte gönül bağı ile bağlı olanların, bir üst kademede okul, dershane, yurt, banka, gazete, dergi, vakıf gibi kurumlarda görevli olan "sadık" grubun yer aldığı belirtilerek, bir üst kademede ise ideolojik örgütlenmeyi sağlayan ev, semt, bölge ve şehir sorumlularının olduğu, daha sonraki kademede bağlılık ve itaatte dereceye girenlerin yükseldiği, hizmeti denetleyen teftiş, kontrol grubunu oluşturan müfettişler ve irşat ekiplerinin bulunduğu kaydedildi.

Bunların bir üst kademesinde ise üst düzey gizlilik içerisinde devletteki yapılanmayı organize eden ve doğrudan Fetullah Gülen tarafından atanan mensupların bulunduğu, bir üst kademede de örgütün en has tabakası olan ve örgütün ele başı Gülen'nin aşağı tabakalar ile irtibatını sağlayan doğrudan Fetullah Gülen'in atadığı kişilerin yer aldığına vurgu yapılan iddianamede, tüm bu tabakaların en üstünde ise örgüt mensuplarınca "kainat imamı" ve "mehdi" olarak kabul edilen örgüt lideri Fetullah Gülen'in bulunduğu belirtildi.

İddianamede, örgüt içerisinde askeri hiyerarşiden daha sistemli bir alt üst ilişkisi olduğu, örgüt üyelerinin haftalık istişarelerde bir üstüyle bir araya geldiği ve kendi düzeyindeki gelişmeleri anlatıp ve üstüne rapor verdiği bilgisine yer verilerek, örgüt üyelerinin 10 maddelik yemine göre örgüte girdikleri, örgüt içerisinde rütbe alanlar için ise ayrı olarak hazırlanan 18 maddelik kurallara uymak zorunda oldukları kaydedildi.

FETÖ/PDY'nin mali yapısına ilişkin saplamaların da yer aldığı iddianamede, terör örgütünün başlangıçta düşük gelirli kişilerden himmet adı toplanan paraları ile örgüt üyesi ve destekçisi memurların maaşlarının yüzde 10'unu alarak ekonomik olarak gelişmeye başladığı, süreç içerisinde örgütün bir çok sektörde önemli bir ekonomik güce ulaştığına dikkati çekildi.

Kendini İslam'ın muhatabı olarak gösterdi

İddianamede, terör örgütü ele başı Gülen'in, "dinler arası diyalog" çerçevesinde semavi dinlerin temsilcileri ile görüşerek kendisini İslam dini adına muhatap gösterdiği, özellikle 1994 yılında Gazeteciler ve Yazarlar Vakfının kurulmasından itibaren Türkiye'de ve daha sonra benzer vakıflar aracılığıyla dünyanın değişik merkezlerinde diyaloğu geliştirmeyi amaçlayan toplantı, aktivite ve yayınlar yaptığına işaret edildi.

2000'li yıllarda faaliyetleri arasına insani yardım projelerini de ekleyen Gülen'in diğer dinler ve uluslardan gelecek karşı girişimleri engellemek için ılımlı ve modern bir cemaat imajı sergilediği ifade edilen iddianamede, FETÖ/PDY ele başı Gülen'in tüm dinler ve uluslarla iyi ilişkiler kurduğu, hatta yurt dışında açtıkları okullarda yetiştirdikleri kadrolar marifetiyle örgüte global anlamda destek sağladığı belirtildi.

Örgüt, emniyet içinde aktif

Şüphelilerden Halil Karakoç'tan ele geçirilen hardisklerde 204 kişiye ait POLNET sorgu ekran resimlerinin yer aldığı belirtilen iddianamede, sadece Emniyet Genel Müdürlüğü bilgisayar ağ yapısı olan ve POLNET olarak nitelendirilen sorgu ekranının bu materyal içerisinde olmasının, örgütün emniyet teşkilatı içerisinde aktif olarak kullandığı ve istediği bilgileri kolaylıkla temin edebildiği örgüt üyesi personellere sahip olduğunu gösterdiğini vurgulandı.

İddianamede, 2011'de MHP Genel Başkan yardımcıları ile bazı siyasetçilere ait internet üzerinden servis edilen cinsel içerikli görüntülerin şüpheli Halil Karakoç'tan ele geçirilen hardisklerde bulunduğuna vurgu yapılarak, söz konusu görüntülerin oluşturulma tarihlerinin aynı olması dikkate alındığında bu görüntülerin herhangi bir internet sitesinden alınmadığı, görüntülerin çoğaltılarak dağıtıldığı bilgisine yer verildi.

İddianamede, FETÖ/PDY üyelerinin ülke ve dünya genelindeki faaliyetlerini yürütebilmek için ülke siyasetine müdahil olmaya ve yön vermeye çalıştığı, bu amaçla örgüt üyelerinin AK Parti kadrolarına da sızmaya çalıştıkları aktarıldı.

Terör örgütünün, belirlenen hedeflere daha kolay ulaşması için YGS, KPSS ve ÜDS gibi genel merkezli sınavlarda soruları önceden ele geçirip örgüte mensup adaylara verdiği, sınavlar esnasında toplu kopya çekme gibi yöntemlerle üyelerinin başarılı olmalarını sağladığı, rakip gördükleri görevlileri asılsız ihbarlarla açılan uydurma disiplin soruşturmaları ve adli soruşturmalar, düşük sicil notları yöntemlerle eledikleri de iddianamede yer aldı.

Ele geçirilen hardisklerde örgüt lideri Gülen'e ait 160 el yazması notlarının yer aldığının vurgulandığı iddianamede, söz konusu el yazılarının zaman zaman bizzat Gülen tarafından yazıldığı, bazen de Gülen'in ağzından çıkanların yanındakiler tarafından yazılmasıyla oluşturulduğu kaydedildi.

Yasal yollar kullanılarak "kozmik odaya" girildi

İddianamede Terör örgütü ele başı Fetullah Gülen ve örgütünün, Türk Silahlı Kuvvetlerini ve bu kurumun mensuplarını da kendilerine düşman gördüğüne yer verilerek, "ağalar-ergenekoncular" olarak tarif ettiği TSK mensuplarını açıkça hedef aldığı ifade edildi.

Gülen'in TSK mensuplarına yönelik söylemlerinin kin ve nefretle dolu olduğu, bunun yanı sıra TSK içerisine yerleştirdiği mensupların varlığını tasdik ettiği anlatılan iddianamede, Gülen'in Türk Silahlı Kuvvetleri üst kademesini şekillendirmeye çalıştığı vurgulandı.

Bu süreçte Eski Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç'a suikast düzenleneceği iddiasıyla başlatılan soruşturma eliyle yasal kılıfa uydurularak, Genelkurmay'ın kozmik oda olarak bilinen birimine girildiği ve devlet sırlarına erişebilmek amacıyla buradaki gizli belgelerin incelendiği kaydedildi.

Örgütün SDÜ yapılanması

Örgütün Isparta'daki ve SDÜ'deki yapılanmasına ilişkin bilgilerin de yer verildiği iddianamede, eski SDÜ Rektörü Hasan İbicioğlu'nun, örgüte yakın kişilerin desteği ile seçildiği, seçildikten hemen sonra şu an firari olan Numan Tamer'i personelden sorumlu rektör yardımcısı yaparak örgüt lehine kadrolaşmaya gittikleri bilgisine yer verildi.

İddianamede, İbicioğlu'nun rektörlüğü döneminde profesör kadrosunda 127, doçent kadrosunda 184, yardımcı doçent kadrosunda 282, öğretim görevlisi kadrosunda 118, okutman kadrosunda 25, araştırma görevlisi kadrosunda 582 ve uzman kadrosunda 27 olmak üzere 1345 akademisyen ataması yaptığı bildirildi.

Örgüte maddi destek olmayanların mobbing ve şantajla örgüt tarafına çekilmeye çalışıldığına vurgu yapılan iddianamede, üniversitede görevli örgüte yakın öğretim görevlilerin çeşitli sınavlarda soruların, yine örgütüne yakın öğrencilere verildiği vurgulandı.

İddianamede operasyonda ele geçirilen hard disklerde bir word belgesinin içinde "himmet" parası toplama ve harcama çizelgesi olduğu, söz konusu çizelgenin 2006-2007 yıllarını kapsadığı, bu belgenin üniversitede FETÖ/PDY terör örgütü elemanlarının örgüte finans sağlamak amacıyla "Himmet" adı altında para topladıklarını gösterdiğine dikkat çekildi.

Eski Vali Oğuz da şüpheliler arasında

Isparta'da 2010 ile 2013 yılları arasında valilik görevini yürüten Memduh Oğuz'un da şüpheli olarak yer aldığı iddianamede, Oğuz'un örgüt üyeleri ile birlikte toplantılara katıldığı, yine örgüt üyeleri ile bir kaç kere yurt dışına çıktığı, yurt dışı gezilerinin birinin Amerika'ya yaptığı ve Pensilvanya'ya giderek burada örgüt lideri Gülen ile yaklaşık 1 saat görüştüğü aktarıldı.

Oğuz'un eski SDÜ Rektörü İbicioğlu'nun isteği ile dönemin üniversite genel sekreteri Aziz Bayrak'a görevi bırakmasını istediği, aksi taktirde emniyet müdürünü arayarak kendisi hakkındaki taciz iddiaları ile soruşturma başlatacağını belirterek, Bayrak'a şantajda bulunduğu iddianamede yer aldı.

Isparta Cumhuriyet Başsavcılığı koordinesinde Isparta Emniyet Müdürlüğü Kaçakçılık ve Organize Suçlarla Mücadele Şube Müdürlüğünce yürütülen soruşturma kapsamında haklarında kamu davası açılan 130 şüpheliden 51'i tutuklanırken, 18'i hakkında adli kontrol, 7'si hakkında da yakalama kararı bulunuyor.