Tutuklu yargılandığı davada "itirafçı" olan O.A, soruşturma kapsamında verdiği ifadelerde, örgüt içinde "mahrem imam" olarak görev yaptığını, 2008 yılından itibaren sözde askeri yapılanmanın astsubay ve uzman kadrolarından sorumlu "müdür yardımcısı" olduğunu anlattı.
Öğrenci dedikleri askeri personelin telefonlarına örgütün gizli haberleşme programı ByLock'u kendisinin kurduğunu ifade eden O.A, itiraflarıyla askeri yapının içindeki onlarca örgüt üyesinin deşifresine kaynaklık etti.
'Çok büyük yalanlar pompalıyorlardı'
Mahrem imam olarak göreve getirilenlerin yılda bir kez FETÖ'nün elebaşı Fetullah Gülen ile görüştüğünü anlatan O.A, kendisinin de 2013'te ABD'ye gitmek istediğini, vize başvurusunun reddedilmesi üzerine görüşmenin gerçekleşemediğini kaydetti.
FETÖ'nün, kendileriyle iletişimi kesen üyelerine tekrar ulaşabilmek ve örgüte kazandırabilmek için "ümit hizmeti" adı altında bir kadrosu olduğuna değinen O.A, bu hareketin başında olanların bir kişiyi tekrar örgüte kazandırmasının 10 yeni üyeden daha kıymetli olduğunu belirtti.
Örgüt tarafından darbe girişiminin ardından cezaevlerinde "Güzel günler gelecek." vaadiyle kandırıldıklarını ifade eden O.A, sözde yöneticilerin herkesin bir gün tekrar eski itibarına kavuşacağı telkininde bulunduğunu, cezaevi içinde cepten cebe pusulaların dolaştığı itirafında bulundu.
Herhangi bir şekilde gözaltına alınmaları durumunda "Üç maymunu oynayın." talimatı aldıklarını anlatan O.A, FETÖ'den sözde bazı üst düzey isimlerin yurt dışına çıkabilmesi için çalışmalar yapıldığını, en son Atina'ya kaçan bir örgüt üyesi ile eşyalarını kargolamak için bağlantı kurduğunu fakat işlemi gerçekleştiremeden gözaltına alındığını aktardı.
Kirli atlet bol gelince hayata küsmüş
Terör örgütü elebaşı Gülen'in, örgütün sözde üst düzey yönetiminde olanlara bazen hediyeler gönderdiği bilgisini paylaşan itirafçı, şu ifadelere yer verdi:
"Bir görev vardı. 40 kitap okunacaktı. Verilen kitap okuma görevini herkesten önce tamamlamıştım. Amerika'dan Fetullah Gülen'in, üzerindeki atleti çıkarıp hediye olarak bana gönderdiğini öğrendim.
Aslında bu dolarların hemen bozdurulmasını, ufak da olsa bir şeyler almamızı istemişlerdi. Yılda bir evlere özel ekip gelir, tıpkı emniyet ekibi gibi köşe bucak aranırdı. Kitaplığımızda bulunacak kitapları belirlerler, tüm dijital eşyalarımız kontrolden geçirilirdi. Ben sayısını hatırlayamıyorum ama ByLock kurulumu yaptım. Onun öncesindeki ve darbe girişimi sonrasındaki programları da kullandım."
Promosyon para peşin faizdir bize gönderin biz yiyelim
İtirafçı O.A, terör örgütünün, üyelerin kişisel harcamalara bile karıştığını anlattı. Evlilik için kriterleri olanların isteklerini ilettiği, tablolar halinde yazılarak gözden geçirilip birbirine uygun olduğu düşünülenlerin bir araya getirildiği bilgisini paylaşan O.A, şöyle devam etti:
"Bankaların yıllık verdiği promosyon paraların kursaktan geçmesini yanlış bulurlardı. 'Promosyon paralar peşin faizdir, bize gönderin' denirdi ya da faizle kredi almışsak, orada kullanmamız istenirdi. Onlara gönderdiğimiz takdirde, paranın İslam ile alakası olmayan kişilere kapı açabilmek adına hediye almak için kullanılacağını söylemişlerdi.
O.A, yakalanma riski olan örgüt üyelerine "seni buradan gönderelim" denildiğini belirterek, "Bizlere etkin pişmanlık hükümlerinden faydalanmamamız gerektiğini, bunu yapmamız halinde ne olursa olsun cezalandırılacağımızı söylediler hatta 'Gün gelir her şey değişir, ihanetin acısı kalır' deniliyordu. Her şey ortada. Kabul edilmeyecek bir şey yok. Yaptıklarımızın karşılığını göreceğiz. O yüzden bildiklerimi paylaşmak en doğru olanıydı." ifadelerini kullandı.